Davutoğlu, AK Parti Meram İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen "Ahde vefa" gecesinde, AK Parti'nin sadece bir parti olmadığını, herkesin bunun farkında olması gerektiğini söyledi.
AK Parti'ye çok ciddi toplumsal talebin olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Toplumu yatay kesen, doğusuyla, batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her yerde olan parti AK Parti. Bu, şunu gösteriyor. Diğer partiler belli yerlerde, sınırlı kimlikler üzerinde siyaset yapıyor. AK Parti ise bütün ülkeyi temsil eden yegane parti. Bunun bize getirdiği ağır bir sorumluluk var. Bu, şu demek. Ülkenin kaderini tümüyle olumlu yönde etkileyebilecek parti AK Parti. Allah muhafaza bir zaaf geçirirse ülkedeki bütün toplumsal kesimleri temsil eden bir başka siyasal organizma olmadığı için sonuç koalisyondur. Böyle bir yapıda olacak koalisyon, 90'lı yıllardan bile olumsuz bir koalisyon olur. Çünkü ayrı kimliklerin koalisyonu olacak. Ayrı siyasi partilerin değil, keskin kimlik siyasetinin koalisyonu olacak. Öyle bir koalisyonun çalışması mümkün değil. AK Parti'nin kaderi Türkiye'nin kaderiyle ilintilidir. O bakımdan hiçbir arkadaşımın şahsi kaygı gözetmeden AK Parti'nin kurumsallaşması için her türlü emeğini koyması lazım."
Davutoğlu, Türkiye'nin kaderine kendi kaderini bağlamış toplumlar ve ülkelerin bulunduğunu, bu ülkelerin kaderinin AK Parti'nin kurumsallaşmasına bağlı olduğunu belirtti.
- "Pensilvanya'sı, Washington'u, nereyi derseniz deyin'
30 Mart seçimlerinin mahalli seçim mahiyetini çoktan aştığına dikkati çeken Davutoğlu, sözlerine şöyle sürdürdü:
"Bütün teşkilatlarımızın farkında olması gereken bir husus bu. Üç engelli yarış ya da 3 kademeli maraton gibi... Mahalli seçim, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler. Birileri şu veya bu hesapla, 'bu mahalli seçimlerde darbe vurabilirsek cumhurbaşkanlığı seçimini de kafamızdaki gibi dizayn edebilirsek genel seçimlerde Türkiye'nin rotasını değiştirebiliriz' diye bir hesap içine girdiler. Bu hesabı bir zamandır Ankara'da biliyorduk Bazı şeyler bizim için sürpriz değil. Bu konuda nasıl hesaplar yapıldığını daha önce görmüştük. Madem ki birilerinin böyle bir oyunu var. 'Mahalli seçimlerde öyle bir netice alacağız ki kimse cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde bir senaryo oynamaya kalkamayacak. Kimse genel seçimler üzerinden başka senaryoları şimdiden hazırlamaya kalkamayacak' diye denklemi tersine çevirmek lazım. Mekan adları zikretmeyeyim ama... Pensilvanya'sı, Washington'ı nereyi derseniz deyin onlar oradaysa Konya sokakları burada. Bu milletin siyaseti üzerinde söz sahibi olacaklar, kenardan hükmetmeyecek. Gelip çizmeyi giyecekler, meydanda halkın karşısında konuşacaklar, destek isteyecekler, verirse halk, onlar hükmedecek. Ama halkın vermediği bir yetkiyi kullanmayacak. Kullanamaması lazım. Eğer siyasetin değiştirici doğasını ve milli iradenin özünü, halkın rızasını anlamadan siyasete şekil vermeye kalkarsanız işte o zaman bu millete ve ülkeye en büyük kötülüğü yaparsınız."
-"Her toplum kendi görevini üstlenecek ve yapacak"
Siyaset üzerine söz söyleyeceklerin halka giderek yetki almaları gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Önce bu ülkenin siyaseti hakkında yetki kullanma hakkını kazanacaklar. Siyasete girdiğiniz anda o işin doğası gereği çizmeleri giyip toplumun en kılcal damarlarına gitmeniz lazım. 'Ben oturduğum yerden kitap yazayım ama aynı zamanda da siyaseti şekillendireyim' diyerek bir ilim adamının siyasete yön vermeye çalışması doğru olmadığı gibi, bir ekonomik faaliyetin de siyasete yön vermesi doğru değil. Her toplum kendi görevini üstlenecek ve yapacak" ifadesini kullandı.
- TSK tarafından düşürülen Suriye uçağı
Davutoğlu, böyle bir dönemde AK Parti teşkilatlarının çok diri durması gerektiğini, halkta bir yılgınlık ve herhangi bir şekilde kara senaryo kabusu havasının olmadığını dile getirdi.
Bu millete kimsenin bir kabus senaryosu dayatamayacağını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Neredeyse bunalım çıkmasından memnun olacaklar var. Bakınız, gurur duyulması gereken bir olay. Hükümetimizin verdiği talimatla, angajman kuralıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hava sahasını ihlal eden Suriye uçağını düşürdü. O günden bugüne yapılan yorumlara bakınız. Sanki hava sahası ihlal edilen ülkenin vatandaşları onlar değilmişçesine, 'bu, bir seçim senaryosunun parçası mı?' diyenler var. Bu ne demek ya... Biz Suriye rejimine 'bize faydası olabilir, şu hava sahasını ihlal et de senin uçağını vuralım mı' dedik. Ya da hava sahası ihlal edildiği halde 'şimdi seçim dönemi, dokunmayayım. Türk hava sahası elek gibi her gün ihlal edilsin' demiş mi olsaydık. İşte bu olay dahi maalesef bazı çevrelerin Türkiye'yi kriz ortamına sokmak istediğinin açık göstergesi. İnsanlar kriz dedikçe biz istikrar diyeceğiz. Onlar bir takım senaryolar gündeme getirdikçe biz vizyonumuzu gündeme getireceğiz. Hiçbir zaman aynı dil ve üslup içinde olmayacağız."