İşler, Ankara'da bir otelde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, AK Parti'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Melih Gökçek ile birlikte, dün CHP'li bir meclis üyesinin işyerinde el konulan yasalara aykırı afişlerle ilgili basın toplantısı düzenledi.
Yerel seçimlerin normal şartlarda geçmediğine dikkati çeken İşler, "Geldiğimiz noktada bütün bu motaj, iftira ve yalanların milletimiz nezdinde hiç itibarı olmadığını görüyoruz. İnsanlar sabırsızlıkla 30 Mart'ı bekliyorlar. Bu yalancıların bütün çabalarının boşa çıktığını sahada görüyoruz. 'Dik durun eğilmeyin' diye görüş ifade ediyorlar" dedi.
İşler, yalan ve iftiraların hep geri teptiğini ifade ederek, "CHP'nin başında bir başyalan var. Bu başyalan kasetle geldi, işi gücü yalan ve iftirada bulunmak. Kendisinin müfteri olduğu pek çok mahkeme kararıyla da ispatlanmış durumda. Genel başkan böyle olursa, altındaki siyasetçiler de elbette onu örnek alacaklar. Seçimlere 3 gün kala bu tip yayınlar yaparak, 'acaba Ankara'da adayımızı geri düşürebilir miyiz, seçimleri kaybettirebilir miyiz' gayreti içerisine girdiler" diye konuştu.
İşler, insanların huzur ve istikrar istediğini, Gezi, 17 ve 25 Aralık olaylarının esas itibarıyla ekonomik kriz çıkartmaya yönelik olduğunu vurgulayarak, "Operasyonlar 'acaba AK Parti ve Başbakan Erdoğan'dan kurtulabilir miyiz' diye yapıldı. AK Parti yeni bir zafere koşuyor. 30 Mart'tan da büyük bir başarıyla çıkacağız. Bu millet, kendi bağrından çıkmış Recep Tayyip Erdoğan'ı bu güne kadar yedirtmedi, yedirtmeyeceğiz mesajını verecek. Yeni Türkiye yolunda devam edeceğimizi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni bu paralel çeteye yedirtmeyeceğiz mesajını verecek" dedi.
-"Siyaset nezih ve nezaket isteyen bir iş"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz da siyasetin nezih ve nezaket isteyen bir iş olduğunun altını çizdi. CHP'li bir meclis üyesinin iş yerinde yasalara aykırı matbuat bulunmasını da eleştiren Kapusuz, "Siyaset yapan kişilerin suçüstü yakalanmaları... Yargı elbette gereğini yapacaktır. Ankaralılar da bu bayağı, rezil tarzın sahiplerine sandıkta en güzel cevabı verecek" ifadelerini kullandı.
CHP'nin başında kasetle gelen bir genel başkan bulunduğunu savunan Kapusuz, CHP'nin, Baykal döneminde kendi tarihine, diline layık bir siyaset izlediğini söyledi.
'CHP'nin başında Kılıçdaroğlu' mu Baykal mı derseniz', elbette Baykal derim' diyen Kapusuz, CHP'nin aşağı seviyelerde siyaset yaptığını, bu tarz siyasete milletin en güzel cevabı vereceğini söyledi.
-Seçim kampanyası
Kapusuz, milletin kararını vermiş gözüktüğünü, hakaret etmeden çalışmalarını anlattıklarını belirterek, "Ankara'da bin 750 okulda oy kullanılacak. Bütün hazırlıklarımızı yaptık, bütün görevli arkadaşlarımızı eğittik, partimizin bu seçimlerde Ankara'da görev vermiş olduğu sayı 60 bin kişidir. Her okulda, her katta, her sandıkta, sıhhatli bir seçim geçirmek için her türlü tedbiri aldık. Milletimiz oynanmak istenen oyunu gördü, kumpası bozmak için nasıl bir bilinçle oy kullanacağını hep birlikte göreceğiz." diye konuştu.
-Melih Gökçek
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise 30 Mart akşamı en az 10 puan farkla ipi göğüsleyeceği iddiasında bulundu.
Çirkin siyasetin CHP tarafından bir metod olarak seçildiğini, CHP adayının her gün kirli siyasetten bahsettiğini belirten Gökçek, dün Ankara polisinin savcılık talimatıyla CHP'li bir meclis üyesinin iş yerinde arama yaptığını ve Seçim ve Basın yasalarına aykırı 110 bin matbuata el koyduğunu hatırlattı.
-"Kendimi bildim bileli içkiyi ağzıma koymadım"
Olay yerinin hemen acelece seçim bürosu haline benzetilmeye çalışıldığını kaydeden Gökçek, "Mevcut olan gazetenin ön tarafında 'İ. Melih rakı sofrasında' diyerek, etrafta bazı kızlar var yüzleri de seçilmiyor. Altına aynen şöyle yazıyor: 'Sosyal Hizmetler Genel Müdürü iken size bağlı yetiştirme yurtlarında kimlerle içkili alem yaptınız?' Bu gazetenin künyesi yok, kimin bastığı belli değil. İç kısmında benim kanser olduğum insanlara özellikle hasta olduğum için oy verilmemesi telkin ediliyor" diye konuştu.
Aile babası, eşi, çocukları ve torunları bulunduğunu, bu tür haberlerin onların psikolojilerini de etkilediğini anlatan Gökçek, şöyle devam etti:
"Bu siyasete iğrenç diyorum. Bu gazetenin basımından Mansur Yavaş'ın ve CHP'nin haberi var, olmadan basılması mümkün değil. İçerisinde suç unsuru olan çok değişik şeyler var, 5-6 suçtan dolayı şikayetçiyiz, olay savcılıkta. İnşallah bu kirli siyaseti yapanlar bunun hesabını verecekler. Sonuna kadar bunu takip edeceğim. İnsanlar yaptıkları olaylarla ilgili tenkit edilebilir. Ama kalkıp da olmayan düzmece, iftira, montaj olan resimlerle kamuoyunda bizi karalamaya çalışmak, en iğrenç bir olay. Ben kendi kendimi bildim bileli ağzıma içki koymadım. Koysam dahi hiç çekinmem, rahatlıkla söyleyebilirim. İçki içen bir yığın insan gelip bize oy veriyor. İçki içip içmemek kişilerin kendi tercihi. Ama yapmadığımız bir şeyden dolayı özellikle bir alem intibakı verip böyle bir şey yapmak çok iğrenç. Hele hele Çocuk Esirgeme Kurumu ile bunu bağdaştırmak kadar bir alçaklık olamaz. Çok adice bir şey. İftira atarak, montaj yaparak... Türkiye'de montaj moda oldu. CHP'nin sırtına da bu montaj yapıştı. CHP'de genel başkan da kasetle gitti, kendi aralarında da bunu yapıyorlar, bize de bunu yapıyorlar. CHP bu siyasi ahlaksızlıktan vazgeçmelidir."
-Mansur Yavaş'ın iddiası
CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'ın 100 kişinin silahlı olarak Ankara dışından getirileceği ve seçimleri provoke edeceği yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine Gökçek, "Benim açıklamalarım tecrübelerime ve dünyadaki seçim tatbikatlarındaki yaşananlara istinaden söylemiş olduğum sözdür. İnsanları tedbire itecek bir olaydır, somut olsa zaten ihbar ederim. Mansur Yavaş'ın iddiası somuttur, 100 kişi geliyor, 99 ya da 101 değil. Nereden geleceği belli, nasıl geleceği belli demek ki, biliyor. İhbar etmiyorsa suç işliyor, yok bilmiyor da söylüyorsa yalan söylüyor. Ona soracaksınız. Biliyorsa neden polise ihbar etmiyor. Polis de dün açıklama yaptı ve yalanladı. Yalanı alışkanlık haline getirmiş" diye konuştu.