Almanya'daki yabancı kökenliler, ayrımcılığa uğruyor
Almanya'daki yabancı kökenliler, ayrımcılığa uğruyor
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-03-27 14:58:08
Almanya Uyum ve Göç Vakfı (SVR) tarafından yapılan ve Robert Bosch Vakfı tarafından desteklenen 'İş Piyasasında Ayrımcılık Araştırması' kapsamında, otomobil tamirciliği ve satış elemanı konusunda mesleki eğitim için Almanya genelinde bin 800 şirkete Türk ve Alman isimleriyle başvuru gerçekleştirildi.
Her bir şirkete aynı nitelikteki 2 adayın başvurusu gönderildi ancak başvurulardan biri Türk, diğeri ise Alman ismiyle yapıldı. Başvuruların geri dönüşü incelendiğinde, mesleki eğitim mülakatına çağrılmak için Alman isimli adayın ortalama 5, Türk isimli adayın da ortalama 7 başvuru yapması gerektiği ortaya çıktı.
Araştırma sonucunu AA muhabirine değerlendiren Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat, Almanya'da yapılan birçok araştırmada yabancı kökenlilerin özellikle Türklerin ayrımcılığa uğradıklarının tespit edildiğini söyledi. SVR'nin yaptığı araştırmanın benzerinin daha önce de yapıldığına dikkati çeken Kolat, şöyle konuştu:
"Bütün bunlar şunu ortaya koyuyor. İnsanların eşit nitelikleri olsa dahi ayrımcılığa uğradıklarını görüyoruz. Buna karşı yapılabilecek iki şey var. Bir tanesi kısa dönemli olan önlem. Bu da başvuruların anonim yapılması. Başvuruların öncelikle isim, resim, doğum tarihi, cinsiyet görülmeksizin incelenmesi. Bu deneme olarak bazı yerlerde yapılmaya başlandı. Bunun aslında genel anlamda yapılması tabii yine insanları ayrımcılıktan korumayacaktır. Çünkü er geç görüşmeye davet edildiklerinde orada esas ismi, görüntüsü otaya çıkacaktır ama hiç olmazsa görüşmeye çağrılma konusunda bir eşik aşılabilir."
Özellikle devlet dairelerine yapılan başvurularda katı bir kota uygulamasının hayata geçirilmesi gerektiğini anlatan Kolat, şöyle devam etti:
"Diyelim ki İçişleri Bakanlığı ya da ilgili devlet daireleri diyecek ki şu anda bizim göçmen kökenli oranımız yüzde 2,3. Önümüzdeki 5 yıl içinde mesela bunu yüzde 20'ye çıkaracağız gibi bir yaklaşımın olması için bir düzenleme yapılması gerekiyor. Biz bu konuda, Almanya Türk Toplumu olarak bir yasa önerisi hazırladık. Bu yasa önerisi çok daha kapsamlı ama bu konuda şunu öneriyoruz. Her devlet dairesinin öncelikle bir yıl içinde, önümüzde bir, iki yıl içinde hangi orana çıkmayı hedeflediğini kendisinin belirlemesini istiyoruz. Diyecek ki mesela benim yüzde 2'ydi bun önümüzdeki 2 yıl içinde yüzde 10'a çıkaracağım. Bunu kendi belirleyecek ama bunu belirlemek zorunda olacak ve ardından da bu oranı niye gerçekleşip gerçekleşmediğini de yine kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz bu yasa önerisiyle."
- "Bu çok tehlikeli bir şey"
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Meclis Grup Başkanı Volker Kauder ile dün bu konuyu konuştuklarını hatırlatan Kolat, Kauder'in kendisine "Bir kişinin Alman olması, göçmen kökenli olması hiç önemli değil. Burada eşit olmalıdır" dediğini aktardı.
Almanya'da ciddi bir fırsat eşitliği tartışmasının yapılması gerektiğini vurgulayan Kolat, ayrımcılıkla ilgili ciddi bir tartışma yapılmadığı sürece bunların hepsinin havada kalacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu gençlerde büyük bir hayal kırıklığına yol, motivasyon kırılmasına, kendilerini geri çekmelerine yol açıyor. Bu çok tehlikeli bir şey. Bu ülkede yetiştikleri halde, bu ülkenin parçası olarak kendilerini görmelerine rağmen, uğradıkları ayrımcılık dışlanmalarına yol açıyor ve bu ülke ile özdeşleşmelerini önlüyor. Bazı gençler, Türkiye'ye gidiyor orada şansını deniyor. Öyle baktığınız zaman, Almanya ayrımcılık nedeniyle çok ciddi bir şekilde geleceğinin potansiyelini kaybediyor ve bu aslında Almanya'nın temel sorunu. "
- "Kota uygulamasını savunuyoruz"
Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu Sözcüsü Ayşe Demir ise "İş piyasasında ya da meslek hayatında yabancı uyruklu, kökenli olmak her zaman bir dezavantaj ve o arkadaşlarımızın, gençlerimizin ayrımcılığa uğradıkları bir gerçek. Çok ciddi bir sorun bu" dedi.
Almanya Türk Toplumu olarak bu konuda yıllardır taleplerini dile getirdiklerini ifade eden Demir, yabancı kökenli insanların iş piyasasında ve meslek hayatında ayrımcılığa uğramasının engellemek amacıyla bir takım taleplerini yıllardır dile getirdiklerini söyledi.
Taleplerinden birinin anonim iş başvurusu olduğunu dile getiren Demir, şöyle konuştu:
"Bu daha önce 7 şirket tarafından model proje olarak da uygulanmıştı. Ancak bu da yetmiyor. Çünkü anonim başvuru durumunda o kişiler daha sonra iş mülakatlarına çağrılacak. Orada da o kişiler her zaman ayrımcılığa uğrayabilir. Biz her zaman iş yerlerinde kota diyebileceğimiz uygulamayı savunuyoruz. Mesela yüzde 20, 25 gibi bir kota uygulandığı takdirde bu ayrımcılığı bir şekilde önlemiş oluruz tabii ki.
Yabancı kökenlilere karşı ön yargılar var. Yani Türkçe ve Arapça kökenli birisi işe başvurduğunda işte 'bu Müslüman, kesin başörtülü, iş saatinde namaz kılacak deniyor ya da belli başka ön yargılar da var. İşte 'göçmen kökenliler dakik değiller, yapılan anlaşmalara uymuyorlar' da denilebiliyor."
- "Sektörlerde kalifiye eleman eksikliği var"
Bunun sonucunda mesleki eğitim almak isteyen gençlerin bundan mahrum kaldığını anlatan Demir, "Yıllardır bu sorunu yaşıyoruz. Tabii ki bu büyük bir dezavantaj bunu bir şekilde gidermek gerekiyor. bu konuda politikacıların işverenlerin el ele verip bu sorunu ele almaları gerekiyor. Sektörlerde kalifiye eleman eksikliği var" şeklinde konuştu.
Gençlerden uğradıkları ayrımcılığa ilişkin başvurular aldığını da vurgulayan Demir, "Meslek eğitimi alamıyorum' diyorlar. Bunun sonucunda tabii ki bu gençler boşluğa düşüyor, mutsuz oluyorlar, motivasyonları kayboluyor. Çok zor durumda kalıyorlar. Hatta agresif olmalarını da bir taraftan anlıyorum. Çünkü bir noktadan sonra gençler çaresiz kalıyorlar" diye konuştu.
Haber Ara