Partisinin Muş İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programlara katılmak üzere Muş'a gelen Kurtulmuş, havalimanında AK Parti Muş Milletvekili Faruk Işık, Belediye Başkanı Necmettin Dede, Belediye Başkan adayı Feyat Asya ve partililer tarafından karşılandı.
Kent merkezindeki bir düğün salonunda yapılan toplantıya katılan Kurtulmuş, gazetecilerin, Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ait kasete ilişkin iddialarla ilgili sorularını yanıtladı.
Kurtulmuş, bu olayın, "CHP'yi bitirmek için Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla gerçekleştiğine" ilişkin iddiaların iftira olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Cümle alem biliyor ki sayın Baykal'a yapılan kaset operasyonu hükümetimizin ve bizzat sayın Başbakanımızın kendi gayretleri ile önlenmiştir. Bu tamamen ve külliyen bir iftiradır. Seçime 3 gün kala AK Parti'nin önünü kesmek için ne iftara atacaklarını şaşıranlar şimdi böyle bir iftira ile Türkiye gündemini meşgul etmeye çalışıyorlar. Ne sayın Baykal'a ne de Milliyetçi Hareket Partisi yöneticilerine yapılan kaset operasyonlarının içerisinde olunmadığı gibi tam tersine her iki kaset operasyonuna ilk günden itibaren karşı olan AK Parti'dir, bizzat sayın Başbakandır."
Siyasetin kasetler, tapeler ve montaj yoluyla yapılmasının gayri ahlaki olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Esas olan siyaset, seçim meydanlarında ve sandıklarda belirlenir. Türkiye siyasetini kasetler üzerinden dizayn etmeye çalışanların Türkiye siyasetine ne büyük kötülükler yaptığını en iyi bilen parti biziz. Geçmişte de biz bunları gördük. Böyle açık ve çirkin bir iftiradan kimsenin medet ummaması lazım. Kaseti yapmak ve yaymak ne kadar çirkinse bu kasetin yayılmasına engel olan sayın Başbakanımıza böylesine açık bir iftira atmak da o kadar gerçek dışı ve çirkindir. Bizim yolumuz tavrımız nettir, açıktır. Hiç kimsenin özel hayatı ile ilgili siyaseten medet ummayız, siyaset yapılmasını doğru bulmayız. Bu tür siyaset yapanların da gayri ahlaki siyaset yapanlar içerisinde olduğuna inanırız. Bu açık bir yalandır, buna milletimiz de gülüp geçiyor. Herhalde sayın Baykal'a da bu soru sorulsa kendisi de meselenin aslının bu olduğunu söyleyecektir."
-Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonu
Kurtulmuş, Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonlarıyla ülke ekonomisine zarar verilmek istendiğine dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Aslında mayıs ayındaki gezi olayları ile Türkiye'de ekonomik kriz çıkarmak isteyen çevreler vardı. Mayıs ayında Türkiye'nin borçlanma faizi yüzde 4,61'di, şimdi yüzde 12'ler seviyesine çıktı. O zamanlar Borsa İstanbul'un puanı 95 bindi, şimdi 65 bine indi. Türkiye'de döviz kuru 1,75'di, şimdi 2,30'a yükseldi. Dolayısı ile neresinden bakarsanız bakın ekonomi açısından Türkiye'de ciddi bir sıkıntı yaşandı. Daha doğrusu Türkiye ekonomisine birtakım zararlar verilmeye çalışıldı. Bunların toplam maliyeti 138 milyar liradır. Bu operasyonu yapanlar bir şeyi unutuyorlar. Türkiye'nin ekonomisi, artık eski Türkiye ekonomisi değil. 2002 yılındaki Türkiye değiliz. Türkiye ekonomisinin makro dengeleri çok sağlam olduğu için evet Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz etki oldu ama çok şükür Türkiye herhangi bir kriz ile karşılaşmadan, ekonomik olarak herhangi bir duraksama olmadan yoluna devam ediyor."
Türkiye'de bulunan yabancı sermayenin gezi olayları ve 17 Aralık operasyonları sonrası kaçmadığına işaret eden Kurtulmuş, böylesi bir durumun son derece sevindirici olduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, Türkiye'nin, birçok dünya ülkesi ve sermaye sahipleri için yatırım yapılmak istenen bir ülke olduğunu bildirerek, "Türkiye, gelişmekte ve kalkınmakta olan ülkeler arasındadır ve dünyanın 17. büyük ekonomisine sahiptir. İnşallah bütün bu sıkıntıları da aşarak dünyanın 10. büyük ülkesi olma hedefine doğru ilerleyecektir" ifadelerini kullandı.
