Uçan, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın dergisi "Gençlik ve Spor"a verdiği röportajda, futbol kariyeri ve ülke futboluyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Babasının da eski bir futbolcu olduğunu belirten Uçan, 6 yaşına kadar sokak aralarında futbol oynadığını, daha o yaşta babasına futbolcu olmak istediğini söylediğini ifade ederek, "O da beni Marmarisspor'a yazdırmıştı. İlk olarak Marmarisspor'un spor okulunda ciddi olarak futbolla uğraşmaya başladım" ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe'ye transferini "harika bir duygu olarak" nitelendiren Uçan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zamanlarda forma giydiğim Bucaspor, Süper Lig'den düşmüştü, maddi sıkıntıları vardı. Trabzonspor, Beşiktaş, Rubin Kazan ve Fenerbahçe'nin beni istediğini biliyordum. Rubin Kazan iyi bir teklif sunmuştu ama sonuçta ben 18 yaşındaydım. Henüz erken olduğunu düşündüğüm için Rusya'ya gitmek istemedim. Aykut Kocaman o dönem beni izliyordu ve ailemle de bir görüşmesi olmuştu. O yüzden Fenerbahçe daha yakın geldi bana ve burası oldu."
- "Türk futbolu tarihinin en başarılı dönemini yaşayacak"
Uçan, Fatih Terim ile A Milli Futbol Takımı'nda başlayan yeni döneme de değinerek, şunları kaydetti:
"İnşallah Fatih Hocayla yeni bir dönem ve yapılanma başlayacak. Ben 2016'daki Avrupa Şampiyonası'yla başlayacağımıza ve bundan sonraki her turnuvaya da katılacağımıza inanıyorum. Çünkü altta çok iyi bir jenerasyon yetişiyor. Alttan gelen jenerasyon bunu başarabilecek güçte. Ben buna yürekten inanıyorum. 1991, 1992, 1993 ve 1994 jenerasyonundan inanılmaz oyuncular var. Bundan yaklaşık 4 sene sonra harika bir Milli Takım olacak. Bence Türk futbolu Fatih Terim ile bu 7 yıllık süreçte tarihinin en başarılı dönemini yaşayacak."
Genç bir oyuncunun kendisini her zaman göstermek ve kanıtlamak zorunda olduğuna dikkati çeken Uçan, "Yaşım genç diye Genç Salih olarak anılıyorum ama ileride bu titr üzerime yapışsın istemem. Genç olmak güzel tabii, takımın neşe kaynağı olmak güzel bir his. Zor yanları da var ama çok iyi insanlarla ve ağabeylerle bir arada olduğum için zorluğunu atlatıyorum. Genç oyuncu saha dışında her zaman en çok çalışan kişi olmak zorunda. Ben de gençliğin verdiği bu enerjiyle bunları yapıyorum. Geçen sene iyi maçlar çıkardım. Bu sene de elimden gelenin en iyisini yapmak için çaba sarf ediyorum. Sürekli oynayarak ve her geçen yıl bir öncekinin üzerine koyarak ilerlemek istiyorum. Böylelikle 'Genç Salih'in yerine 'Genç yaşında deneyimli bir Salih'in geleceğini düşünüyorum. Asıl amacım o süreci iyi değerlendirip deneyimli oyuncu kategorisine kendini kanıtlamış bir oyuncu olarak ulaşabilmek" ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'de genç oyunculara güvenilmiyor"
Türkiye'de Avrupa'ya oranla genç oyuncuların önemli kulüplerde pek fazla yer alamadığını, genç oyuncuya karışı bir güven eksikliği bulunduğunu savunan Uçan, "Bence güvenilmemesinin sebeplerinden birisi önceki gençler. Bundan 10 sene önceye dönüp baktığımızda iyi takımlarda forma giymiş oradan çıkmış çok fazla genç oyuncu olmadığını görüyoruz. Başarılı örnekler olsaydı, şu anda gençlere daha çok şans verilirdi. Kamuoyu geçmişten beri genç oyuncuların çıkışını değil kayıplarını konuşuyor" iddiasında bulundu.
Uçan, "Medya ve kamuoyunun, genç oyuncuyu çok çabuk göklere yükseltip bir anda da düşürebildiğini" ifade ederek, "Çok oyuncu böylece kaybolup gitmiş. Ancak genç oyuncunun ruh hali ve karakteri maalesef buna hazır olmuyor. Herkes sürekli futbolda kaybolan ve kendini gösterememiş oyuncuları sayıyor. Bu örnekler çoğaldıkça da hocaların bakış açıları etkilenebiliyor. Gençler sadece sahaya, oyunlarına odaklanmaları gerekirken bunun dışındaki şeylerle uğraşmak durumunda kalıyor. 'Acaba medya ne yazdı, kim, olumsuz ne söyledi?' diye düşünüp duruyor. Ruh hali olarak da kırılgan bir yapıya sahip oluyor. Ancak kamuoyu maalesef genç yaşlı dinlemiyor" şeklinde devam etti.
- Günlük hayatını da tesislerde sürdürüyor
Antrenmanların dışında normal yaşamını da tesislerde sürdürdüğünü belirten Uçan, bu hayatı sevdiğini, tesislerde kalarak futbola odaklandığını vurguladı.
Sağlık durumuyla ilgili de genç futbolcu "Bugüne kadar iki defa alerji oldum. Şu ana kadar böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Konya'da bir iki kere yere düştükten sonra ellerim kaşındı, maçta hiçbir şey hissetmedim. Maç bittikten sonra bir anda boynum ve bütün vücudum da aynı tepkiyi vermeye başladı. Sonra geçti. Uzun bir aranın ardından Adana'da aynı durum oldu. Gübredeki bir maddeye karşı alerjim var sanırım ama çok büyük bir alerjik sorun değil" ifadelerini kullandı.
