Erdoğan, partisinin Düzce Anıtpark'ta düzenlediği mitingde halka hitap etti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Düzce'nin tüm ilçe ve beldelerini tek tek sayarak oralarda yaşayan vatandaşlara selamlarını iletti.
Sesi nedeniyle vatandaşlardan özür dileyen Erdoğan, "Düzce'nin bugün maşallahı var, Allah nazardan saklasın, Rabbim Düzceli kardeşlerimi muhafaza etsin. Bahçeli bu montaj nasıl, Kılıçdaroğlu bu montaj nasıl?" diye konuştu.
30 Mart yerel seçimlerinin Türkiye ve Düzce için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, seçime 4 gün kaldığını anımsatarak, 4 gün sonra sandığa gidileceğini, Türkiye'nin istikbalinin, istiklalinin bu seçimde sandıkta farklı bir şekilde muhafaza edileceğini söyledi.
"Türkiye için son derece önemli, son derece hayati bir seçime gidiyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Düzce için, 81 vilayetin tamamı için, milletimiz için, en önemlisi de istikbalimiz olan yavrularımz için önemli bir tercihe hazırlanıyoruz. Bu seçimde ya eski Türkiye kazanacak ya da yeni Türkiye kazanacak. Eski Türkiye de ne vardı; yolsuzluk vardı, kaos vardı, belirsizlik vardı. Eski Türkiye'de CHP zulmü vardı, koalisyonların beceriksizliği vardı. Siz, Düzce depremini yaşadınız, Sakarya'yı gördünüz, Kocaeli'ni gördünüz. O depremin altında kim kaldı? Siyasi olarak beceriksiz Bahçeli kaldı, öyle mi? Bak biz de deprem yaşadık, Bingöl depreminde 1 yılda yeni Bingöl'ü inşa ettik, Simav depreminde Simav'ı inşa ettik, Van depreminde Van'ı inşa ettik. İktidar olduk Düzce'yi biz tamamladık, Sakarya'yı biz tamamladık, Kocaeli'ni biz tamamladık, Sakarya'yı biz tamamladık, Kocaeli'ni biz tamamladık, Bolu'yu biz tamamladık, ama bunlar birşey yapamadılar, 3,5 yıllık iktidardan sonra kaçıp gittiler. Sen 5 yıllığına iktidar olmamış mıydın Bahçeli, niye 3,5 yıl sonra bırakıp gittin, neden? Hangi yüzle bunlar Düzceli kardeşlerimin karşısına çıkıyor anlamak mümkün değil."
Erdoğan, eski Türkiye'de çetelerin, cuntaların, mafyanın olduğunu, ölümlerin, kanın dinmediğini, milletin emeğini, ekmeğini çalan ve emen lobilerin bulunduğunu ifade ederek, "12 yıl mücadele ettik, 12 yıl gece-gündüz çalıştık, çetelere karşı mücadele ettik, rantını kaybeden bazı işverenlere, bazı işveren örgütlerine karşı mücadele ettik, faiz lobisiyle uğraştık, kan lobisiyle uğraştık bir de bu arada faiz lobisiyle uğraşıyoruz" diye konuştu.
Konuşması sırasında bazı vatandaşların "paralellerle, cemaatle uğraştın" diye bağırması üzerine de Erdoğan, "Ne cemaati, cemaat diyemezsin onlara, örgüt onlar örgüt. Cemaatlere can kurban ne cemaati, örgüt. Yeni Türkiye'de artık umut var, yeni Türkiye'de kardeşlik var, yeni Türkiye'de huzur var, istikrar var, refah var. Yeni Türkiye'de emeğinin karşılığını alan çiftçi, emeğinin karşılığını alan işçi, memur, emekli var" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, göreve ilk geldiğinde, MHP iktidarı döneminde işçi ve memurlardan "zorunlu tasarruf" adı altında kesilen paraların ödenmesi talimatını verdiğini ve memurlara, işçilere 3,5 yıl içerisinde 13,5 katrilyon lira ödeme yapıldığını anlattı.
-"Bizi oyuna getiremeyeceksiniz"
Alandakilerin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine tezahüratta bulunması üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kasetçiliğin merkezi nerede, satış yeri nerede? Satış yeri İstanbul Tahtakale, zaten ben Sayın Kılıçdaroğlu'na meslek olarak tavsiye ettim, 'senden iyi kasetçi olur'. Bu sabah arkadaşlarım bana birşey söylediler; hani malum Baykal ile ilgili bir olay vardı ya, bunu benim ayarladığımı söylüyorlarmış. Kılıçdaroğlu denilen ahlak yoksunu adam diyor ki 'açıklama yapsın'. Yahu neyin açıklamasını yapacağım, bu orada sosyal medyaya düştüğü zaman, onu sosyal medyadan kaldıran kimdi? Ben kaldırttım ben. Bugün twitlerde bu ülkenin başbakanına hakaret edilmesini tavsiye eden sensin, bizzat zaten bu işi kendin yapıyorsun, çünkü ahlak yoksunusun ve cibiliyet noktasında sıkıntısı var, karakteri bu.
Çok açık, net söylüyorum, böyle montajlarla filan bir yere varamazsınız, varamazsınız. Yarım saat içerisinde kaldırttım, onu sosyal medyadan kaldıran başbakana bu saygısızlığı, hakareti yapamazsınız. Biz, inancımızın gereği bu tür ahlaksızlıkları yapacak kadar ahlaksız, densiz değiliz, ama sende o var, sende olur. Şu anda beraber yürüdüğünüz Pensilvanya'da da o var. Zaten kasetleri beraber hazırlıyorsunuz, CD'leri beraber hazırlıyorsunuz, ama bizi bu oyuna getiremeyeceksiniz."
(Sürecek)