Dolar

34,8810

Euro

36,6999

Altın

3.008,29

Bist

10.058,63

Morolu Müslümanlar barış için gün sayıyor

Müslümanların 40 yılı aşkın süredir bağımsızlık için mücadele ettiği Filipinler’in güneyindeki Moro bölgesinde 27 Mayıs’ta imzalanacak barış anlaşması için geri sayım başladı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-23 12:15:58

Morolu Müslümanlar barış için gün sayıyor

Müslümanların 40 yılı aşkın süredir bağımsızlık için mücadele ettiği Filipinler’in güneyindeki Moro bölgesinde 27 Mayıs’ta imzalanacak barış anlaşması için geri sayım başladı. En büyük silahlı güç olan Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) ile hükümet arasında imzalanması planlanan barış anlaşması öncesi Anadolu Ajansı, bölgeyi ziyaret ederek taraflarla görüştü.

27 Mart’ta imzalanacağı duyurulan anlaşma ile 40 yılı aşkın süredir devam eden ve 120 binden fazla insanın hayatına mal olan çatışmanın sonlandırılması hedefleniyor. Anlaşma kapsamında, Filipinle’rin güneyindeki Mindanao adasının, nüfusunun yüzde 75’i Müslüman olan Moro bölgesine otonomi verilmesi planlanıyor. 2016’da Müslümanların çoğunlukta olduğu 6 vilayette referendum yapılarak, otonomi bölgesine katılıp katılmayacakları sorulacak.

"Barış her zamankinden daha yakın"

Moro’nun bağımsızlığı için 1972’de silahlı mücadeleyi ilk başlatan ve bölgedeki en büyük ikinci güç olan Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi’nin de (MMKC) dahil olduğu diğer diğer silahlı gruplar ise anlaşmayı kabul etmeyeceklerini duyurdu.

1984 yılında Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi’nden ayrılarak Moro’daki en büyük silahlı güç haline gelen Moro İslami Kurtuluş Cephesi adına hükümetle barış müzakerelerini yürüten Muhager İqbal, AA muhabirine Kotobato’da yaptığı açıklamada, “barışın her zamankinden daha yakın olduğunu” söyledi.

Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi, 1996’da Filipinler hükümeti ile imzaladığı barış anlaşmasının tam olarak hayate geçirilememesinden hükümeti sorumlu tutuyor. MMKC lideri Muslimin Sema, 1996 anlaşmasının üzerlerine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiklerini ancak hükümetin söz verdiği adımları atmadığını söyledi. Bu anlaşmanın uygulanmasında ısrarlı olacaklarını vurgulayan Sema, “İslam İşbirliği, Filipinler hükümeti ve MMKC’den oluşan üçlü bir mekanizma, 1996 anlaşmasını gözden geçiriyor. Bu süreç tüm tarafları tatmin edecek şekilde neticelenmesini ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Önemli olan anlaşmanın hayata geçirilmesi”

27 Mart’ta imzalanacak nihai barış anlaşması ile her şeyin bir anda çözülmeyeceğini vurgulayan İqbal, “Anlaşma sadece bir kağıt parçasıdır ve önemli olan bunun hayata geçirilmesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Iqbal, 2008'de MİKC’den ayrılarak kurulan ve Moro’nun bağımsızlığı için silahlı mücadeleye deva edeceğini açıklayan Bangsamoro İslami Özgürlük Savaşçıları’nı (BİÖS), barış anlaşmasına dahil etmek için temasta olduklarını söyledi.

MİKC olarak 40 yıldır silahlı mücadele verdiklerini ancak netice alamadıklarını vurgulayan İqbal, “40 yıldır başka ülkelere yardım çağrısında bulunuyoruz ancak bu gerçekleşmedi. Vietnam gibi, Çin ve Rusya’dan yardım alan bir halk değiliz. Tüm mücedeleyi kendi imkanlarımızla veriyoruz. Şimdi barışa ulaşmak için taktik değiştirme zamanı geldi. Eğer BİÖS, silahlı mücadele yönteminde ısrar ederse bunu sürdürebilir ancak netice almalarının mümkün olduğunu sanmıyorum” ifadelerini kullandı.

“Silahda ısrar eden marjinalize olur”

Filipinler hükümeti adına barış anlaşmasını sürdüren Miriam Coronel Ferrer, sürdürülebilit barışa ulaşmanın kolay olmadığını söyleyerek, bunun zaman alacağını belirtti.

Filipinlerin başkenti Manila’da AA muhabirine konuşan Ferrer, “Barış anlaşması başarılı olursa silahlı mücadelede ısrar eden gruplar marjinalize olacaktır” dedi.

Tüm müzakerelerin bir “al-ver” süreci olduğunu vurgulayan Ferrer, Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi yöneticilerinin, barış anlaşmasına yönelik olumsuz açıklamalarına da değinerek, “Bunların bir kara propaganda olduğu çok açık. Bu grupların açıklamalarının arkasında, sürdürdükleri ayrıcalıkları yitirme kaygısının var” ifadelerini kullandı.

Moro bölgesindeki zengin petrol ve doğalgaz yataklarına da değinen Ferrer, anlaşmanın arkasındaki ana motivasyonun, bu kaynakların paylaşımı olduğunu belirtti.

27 Mart’ta imzalanacak barış anlaşmasına göre, Moro’daki yeraltı kaynaklarının yüzde 75’i kurulacak otonomi bölgesinde kalırkan, yüzde 25’i de merkezi hükümete gidecek.

“Yeraltı kaynaklarının önemini kavradılar”

Filipinler hükümeti ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MIKC) arasında başlatılan barış sürecini denetlemek üzere kurulan Bağımsız Gözlemci Heyeti Başkanı Alistair MacDonald, Moro’da barışa herzamankinden daha yakında oldunduğunu belirterek, “40 yıldır devam eden çatışmanın ardından her iki taraf da Moro bölgesindeki ekonomik potansiyelin Fiipinler için ne kadar önemli olduğununun farkına vardı. İnsanlar artık savaşmaktan bıktı ve çocukları için daha iyi bir gelecek inşa etmek istiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Kardinalden sürece destek

Moro otonomi bölgesinin içerisinde yer alacağı Mindanao adasınının Kardinali Orlando Quevedo, barış sürecine destek verdiğini ve başarıya ulaşılacağı noktasında iyimser olduğunu söyledi.

Filipinler hükümetinin, Mindanao’daki Müslüman ve Hristiyanları yıllarca ihmal ettiğini söyleyen Quevedo, “Anlaşmada hala bazı belirsizlikler olmasına rağmen barışın yakın olduğuna inanıyorum. Adadaki Hristiyan nüfusun Müslümanların yönetimindeki otonomi bölgesinde yaşamasından da hiçbir endişe duymuyorum. Anlaşma, iki tarafında hakları noktasında gerekli garantileri sunuyor” değerlendirmesinde bulundu.

AA, Moro'daki barış süreci ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi ile Moro Miliyetçi kurtuluş Cephesi'nin kamplarıyla ilgili haber, fotoğraf ve görüntüleri, yarından itibaren 3 gün boyunca yayınlanacak.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara