Akbank'ın 2014 yılı hedefleri ve bankacılık sektörü beklentilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Binbaşgil, 2014 yılının bankacılık sektörü için karlılığın daha önceki yıllara oranla düştüğü bir yıl olacağını söyledi.
Bunun iki ana nedeni olduğunu belirten Binbaşgil, şunları kaydetti:
"Birincisi yükselen faiz ortamıdır. Bankaların kaynakları kısa vadelidir. Mevduatın ortalama vadesi 1-2 aydır. Krediler ve bono portföyü ise daha uzun vadelidir. Dolayısıyla faizler yukarı çıktığı zaman maliyetler bankalarda hızlı yükselir ve bunun aktiflere yansıtılması zaman alır. Bankalar yükselen yeni faiz ortamına yaklaşık 8-9 ayda adapte olurlar. İkinci neden de düşük büyüme hızıdır. Krediler 2014 yılında önceki senelere oranla daha az büyüyecektir. Bu da karlılığı olumsuz etkileyecektir. Bu iki ana faktörün yanı sıra regülasyon maliyetlerini de göz ardı etmemek gerekir. Bunun da bankacılık sektörü üzerinde önemli bir maliyeti olmaktadır."
Bankacılık sektörünün uzun vadede önünün açık olduğunu aktaran Binbaşgil, Türkiye'de bankacılığın büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu belirtti.
Bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranlarının uluslararası standartların çok üzerinde olduğunu kaydeden Binbaşgil, Bankaların likiditesi ve aktif kalitesinin de oldukça iyi olduğunu ifade etti.
Binbaşgil, bugüne kadar Türkiye'nin bankacılık sektörü ile haklı olarak hep övündüğünü belirterek, bundan sonra da Türkiye'nin büyümesinde lokomotif sektörün bankacılık olacağını aktardı.
- "Ekonomimiz eskisi gibi kırılgan değil"
2014 yılı karlılığın düştüğü bir yıl olsa da, daha sonraki yıllarda bankacılık sektörünün karlılık içinde büyümesini sürdüreceğini kaydeden Binbaşgil, sağlam, karlı, başarılı bir bankacılık sektörünün ülkenin geleceği, hedeflerinin gerçekleşmesi için de çok önemli olduğunu söyledi.
Dünyanın globalleştiğini ve Türkiye'nin de artık dünyanın bir parçası olduğunu belirten Binbaşgil, dünyada olan bitenin her ülkeyi olduğu gibi Türkiye'yi de ilgilendirdiğini ve etkilediğini kaydetti.
Türkiye'de faiz oranlarının arttığını, Türk Lirası'nın bir miktar değer kaybettiğini ve risk priminin de biraz arttığını belirten Binbaşgil, bunun sadece Türkiye'de olmadığını ve Fed'in 22 Mayıs'taki açıklamalarından sonra dünyadaki bütün gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde hemen hemen benzer olumsuzlukları yaşadıklarını ifade etti.
Son 10 yılda Türkiye'de önemli yapısal çalışmaların olduğunu ifade eden Binbaşgil, bundan dolayı Türkiye ekonomisinin eskisi gibi kırılgan olmadığını belirtti.
Türkiye'nin orta-uzun vadeli geleceğinin de oldukça parlak olduğunu aktaran Binbaşgil, "Ülkenin önü açıktır. Bunun da temelinde, Türkiye'nin genç nüfusu, Türkiye'nin dinamizmi, girişimci ruhu yatmaktadır. Coğrafi açıdan her ne kadar sorunlu bir bölgede yaşıyorsak da bunun da doğru iş birlikleri ile getirebileceği önemli fırsatları da göz ardı etmemek gerekir" dedi.
- "Bankacılık sektöründe bu yıl kredilerin yüzde 15'ler civarında büyüyeceğini tahmin ediyorum"
Bankacılık sektöründe bu yıl kredilerin yüzde 15'ler civarında büyüyeceğini tahmin ettiğini kaydeden Binbaşgil, bireysel kredi büyümesinin muhtemelen yüzde 10'lar civarında daha kısıtlı kalacağını, ticari ve KOBİ kredilerinin ise biraz daha yüksek büyüyeceğini ifade etti.
"Regülasyonların banka karlılıkları üzerinde önemli bir maliyet unsuru olduğu doğrudur" diyen Binbaşgil, bunların başında da zorunlu karşılıkların geldiğini söyledi.
Bankaların yaklaşık 200 milyar TL'lik bir tutara hiç faiz almadığına dikkati çeken Binbaşgil, bunun sonuçta para maliyetlerinin ve de kredi faizlerinin yükselmesine neden olduğunu kaydetti.
Piyasada faizlerin düşük olduğu ortamlarda zorunlu karşılıklardan kaynaklanan maliyet artışlarının bankalarca telafi edilebildiğini vurgulayan Binbaşgil, "Ancak yüksek faiz ortamında bunu yapabilmek mümkün olmamaktadır. Ücret ve komisyonlara getirilen kısıtlar, bazı kredilerdeki tavan faiz uygulamaları da bankacılık karlılığını olumsuz etkileyen diğer faktörlerdir" dedi.
Bankaların öz kaynak karlılığını, sonunda da sermayelerini yüksek tutabilmelerinin bankaların kredi kapasitesini artırdığını belirten Binbaşgil, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu da ülkenin gelişimi, geleceği için önemlidir. Bankacılık sektörünün karlılığını sürdürmesi, özkaynaklarını geliştirmeye devam etmesi ileriye yönelik hayalleri olan Türkiye için kritiktir. Bankaların karlılık içinde büyümeye devam etmesi yabancı hisse senedi yatırımcısını da Türkiye'ye çeker, halka açık banka hisse senetlerine yatırım artar. Dolayısıyla 2014 gibi bankacılık sektörünün karlılıklarının düştüğü dönemlerde regülasyon maliyetlerinin azaltılması sektör için faydalı olur. Ekonomi yönetimimizin elinde tabii bizlerden çok daha fazla veri bulunmakta ve bu tür değerlendirmeleri çok yönlü yapmaktadırlar. Bu tür maliyetlerin bankalar üzerindeki etkileri de çok yönlü değerlendirilmektedir."
- "Uzun vade hedeflerimiz paralelinde başta şube, teknoloji ve insan kaynakları olmak üzere yatırımlarımıza devam ediyoruz"
Akbank'ın 2014 yılı hedeflerini de paylaşan Binbaşgil, Akbank'ın güçlü bir kurum olduğunu ve özkaynakları, likiditesi ve aktif kalitesinin çok kuvvetli olduğunu ifade etti.
Binbaşgil, 2014 yılının her ne kadar zor bir yıl olsa da, kendilerinin ülkenin geleceğine ve yüksek potansiyeline inanan bir kurum olarak, piyasaların içinde olmaya, reel sektörü desteklemeye ve de uzun vadeli hedefleri paralelinde başta şube, teknoloji ve insan kaynakları olmak üzere yatırımlarına devam ettiklerini kaydetti.
Özellikle son senelerde müşteri odaklı bankacılığı daha da iyi yapmak için büyük bir çaba içinde olduklarına dikkati çeken Binbaşgil, şunları ifade etti:
"Bizim beş ayrı müşteri grubumuz var. Kurumsal, Ticari, Bireysel, KOBİ ve Özel Bankacılık müşterileri. Biz bu beş müşteri grubuna da oldukça kapsamlı bankacılık hizmetleri veriyoruz. Hepimiz sahada ve müşterilerimizle epey bir zaman geçiriyoruz. Bu şekilde piyasadaki ihtiyaçları daha iyi saptıyoruz ve Banka'yı da o paralelde daha iyi şekillendiriyoruz. Rakamlarımız çok da iyi gelişti. Banka yükselen bir trend içinde. Bu başarıda sahada olmamızın önemli bir payı var diye düşünüyorum.
Artık bankacılık, ofislerde, şubelerde yapılmıyor. Müşterinin yanında olmak gerekiyor. Geleneksel, müşteriye gidilmeyen, müşterinin şubeye beklendiği bankacılık modeli Akbank için epey gerilerde kaldı. Özellikle Ticari ve KOBİ Bankacılığımız çok hızlı gelişiyor. Dolayısı ile ülkenin ekonomi vizyonuna ve alınan makro ihtiyati tedbirlere paralel bir strateji izliyoruz diyebilirim. Kurumsal, Bireysel ve Özel Bankacılıkta zaten önemli bir potansiyeli yakalamış durumdayız. Bu alanlarda da gelişmeler bir yandan tabii ki devam ediyor."
- "Geleceği mobil teknolojilerde görüyoruz"
Değişimi ve yenilikçi yaklaşımları oldukça seven, benimseyen bir yönetim olduklarını kaydeden Binbaşgil, Akbank'ta bir yandan da önemli altyapı çalışmalarının gerçekleştiğini söyledi.
Banka'nın daha da teknolojik, verimli, hizmet kalitesi yüksek bir noktaya geldiğini belirten Binbaşgil, bunların gelecekleri için çok kritik adımlar olduğunu ifade etti.
Bunları hem müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek, rekabette farklılaşmak ve de aynı zamanda düşen marj ortamında verimliliklerini artırmak için yaptıklarını kaydeden Binbaşil, şunları kaydetti:
"Daha iyi olmak istiyorsak başka bir alternatifimiz de yok. Bu çalışmalarda örnek aldığımız yapılar sadece yurt dışındaki bankalar değil. Dünyanın herhangi bir köşesindeki teknoloji şirketlerinden, ya da perakende şirketlerinden de öğrendiklerimiz var. Mobil teknolojiler özellikle odak noktamız. Geleceği mobil teknolojilerde görüyoruz. Geçen gün yeni bir ödül kazandık ki bu tüm Akbank çalışanlarını çok gururlandırdı. Akbank'ın ve de Türk Bankacılığının mobil teknolojilerde nereye geldiğini ispatlayan prestijli bir ödüldü.
'Akbank Direkt Mobil', geçtiğimiz günlerde Barselona'da gerçekleştirilen Mobil Dünya Kongresi'nde (GSMA-Mobile World Congress) 'Dünyanın En İyi Akıllı Mobil Uygulaması' olarak seçildi. Türkiye genç bir ülke. Bu tür teknolojiler rağbet görüyor. Bu da bizleri motive ediyor. Bankanın içinde müthiş bir yenilikçilik ruhu var. İnovasyon bizim için, geleceğimiz için kritik bir konu. Bankada inovasyon kültürünün oluşmasından, oturmasından büyük bir mutluluk duyuyorum. Akbank'ın geleceği açık demektir."
2014 yılının tüm gelişmekte olan ülkeler gibi Türkiye için de zor bir yıl olacağını belirten Binbaşgil, geçen hafta tüm ülkeye ve bankacılık sektörüne moral olacağını düşündükleri bir sendikasyon kredisine imza attıklarını hatırlattı.
Rakamın da, 1 milyar 350 milyon dolar gibi büyük bir rakam olduğunu kaydeden Binbaşgil, "Yüzde100'ün üzerinde bir talep oldu. Maliyet de bugünkü piyasa koşullarında oldukça uygun; libor+yüzde 0,90. Dünyanın hemen hemen bütün belli başlı bankaları sendikasyonumuza katıldı. Bu bir bakıma Türkiye'ye, Türk bankacılık sistemine, tabii başta da Akbank'a olan güveni simgeliyor. Bundan sonraki sendikasyonların da önünü açacak bir işlem oldu" ifadelerini kullandı.
