Seçim çalışmaları kapsamında Muş'a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, havaalanında AK Parti Muş milletvekilleri Faruk Işık, Muzaffer Çakar, Belediye Başkanı Necmettin Dede, Belediye Başkan adayı Feyat Asya ve partililer tarafından karşılandı.
Daha sonra Vali Vedat Büyükersoy'u ziyaret eden Çelik, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'de internet kullanımına ve twitter yasağına değinen Çelik, AK Parti iktidarı öncesinden 20 bin olan internet abonesi sayısının şu anda 32,5 milyona ulaştığını söyledi.
AK Parti döneminde döşenen fiberoptik kablo uzunluğunun ülkedeki karayolu ağının 4-5 katı olduğunu vurgulayan Çelik, gerçek manada Türkiye'de dijital devrim yaşandığını, vatandaşların bilişim teknolojisinin son nimetlerinden faydalanması için 125 kurumun 900 dolayında hizmeti internet üzerinden yaptığını ifade etti.
Çelik, AK Parti'nin internete ve sanal ortamdaki iletişim araçlarına karşı herhangi bir tavrının olmasının söz konusu olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Silah, eğer güvenlik görevlisinin belinde olursa gece rahat uyumanızı sağlar, asayişi temin eder. Ama bir teröristin elinde olursa kan kusan bir makine haline gelir, ölüm aracı haline gelir. Dolayısıyla araçların kendisi iyi veya kötü olamaz. Onları iyi veya kötü kullanmak diye bir şey vardır. Görsel medyada, yazılı medyada suç olan şey, itibar cellatlığı, insanların şeref ve haysiyetlerini ayak altına alma, çamur atma, iftira atma, bunlar sanal medya tarafından yapılırsa niçin suç olmasın ki? Bir televizyon böyle bir yayın yaparsa RTÜK derhal müeyyide uygular, yazılı basında olduğu zaman basın kanununun ilkeleri vardır, bununla ilgili gerekli olan şey yapılır. Peki Türkiye ne yapıyor. Twitter üzerinden birisi ağız dolusu hakaret, ağız dolusu iftira ediyor, akla hayale gelmez görüntüler yayınlıyor. Bütün illegalitenin adeta merkezi haline gelen bir twitterdan söz ediyorsunuz.
Bununla ilgili olarak mahkemelerimiz karar veriyor. California'daki twitter merkezine gönderiliyor ve bugüne kadar maalesef tınmadılar. Benim hukuk sistemimi tanımayan, benim mahkemelerimin kararını tanımayan bir firmayı, bizim bir şekilde ilkeler bazında masaya oturtmamız gerekiyor. Bir ev hanımı adına hesap açılmış ve orada pornografi görüntüler yayınlanıyor. Bu kadıncağız, çoluk çocuk sahibi, aile sahibi olan bir hanımefendi. Onun düştüğü hali düşünebiliyor musunuz? Siyasetçilerle, devlet adamlarıyla, firmalarla ilgili olarak yapılan bu rezillikleri görmezlikten gelmek söz konusu olabilir mi?"
-"Burası muz cumhuriyeti değil"
Çelik, kendisinin de bir twitter kullanıcısı olduğunu ve 600 binin üzerinde takipçisi bulunduğunu bildirerek, mesajlarını twitter üzerinden verdiğini ve bu yönüyle twitteri bir nimet olarak kabul ettiğini dile getirdi.
Böylesi bir nimeti kimsenin nikbete dönüştürmeye hakkı olmadığına dikkati çeken Çelik, California'daki merkezin, Hindistan, İngiltere ve Fransa'nın istek ve taleplerini yerine getirdiğini, onların sesine, müracaatına, hukuk sisteminin verdiği kararlara uyduğunu ifade etti.
"Twitter, Türkiye'den bugüne kadar gitmiş olan yüzlerce mahkeme kararını görmemezlikten geliyor" diyen Çelik, şunları kaydetti:
"Altını çizerek söylüyorum, burası bir muz cumhuriyeti değil. Burada da gerekli tavır konur. Twitter temsilcileri gelip burada bir temsilcilik kurar veya birilerine vekalet verir, hukukçularını gönderirler. Onlarla anlaşma yapılır ve twitterin bir itirazı olduğu zaman uluslararası mahkemelere gider. O zaman tahkime taraf olan bir ülke ve bir firma olarak uluslararası düzeyde de twitter kendi hakkını arayabilir. Türkiye'de yapılan şey büsbütün twitterin yasaklanması değil. Herhangi bölgesel olarak veya kısmi olarak şu anda Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın twittere müdahale etme şansı yoktur. Mahkeme hepsini kapatın dememiştir. Ama buradaki merkez bu görüntüleri ortadan kaldırmadığı için twittere böyle bir müeyyide uygulandı. Bu görüntüler ortadan kalktıktan sonra, yani o mahkeme kararları uygulandıktan hemen sonra derhal twitter açılabilir. Bugün bile twitter bunların gereğini yaptığı andan itibaren twitter açılır."
-"Bu mesele bir hukuk meselesidir"
Twitter ve benzeri kuruluşların Türkiye'ye vergi ödemediğini, reklamlarla ilgili olarak da herhangi bir pay vermediğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Bizim iç hukukumuzu, mahkemelerimizi tanımıyorlar. Youtube, bir ara Atatürk'e hakaretten kapalı kaldı. Facebbokla ilgili yapılan işlemler çok daha seri yürüyor. Çünkü İrlanda'da merkezi, Türkiye'de temsilcileri var, TİB herhangi bir şeyi facebooka iletiyor ve çok kısa bir sürede bu arızalar gideriliyor.
Buradan hareketle, 'Türkiye sansür uyguluyor, Türkiye internete yasak koyuyor' gibi propagandayı bizim kendi insanımızın yapmış olmasını esefle karşılıyorum. Ana muhalefet partisinin lideri kendi ülkesini dünyaya şikayet ediyor, kendi ülkesini sansürcü olarak dünyaya takdim ediyor ve bunu da kendince küçük siyasi hesap olarak görüyor. Bu mesele istismar edilecek bir mesele değil. Bu mesele bir hukuk meselesidir."
-"CHP, kendini şantaj siyasetine kaptırdı"
Gazetecilerin, "Kılıçdaroğlu'nun 2009 yılında facebookun kapatılması için dava açtığını" hatırlatması üzerine Çelik, şöyle dedi:
"Kılıçdaroğlu sabah başka bir şey söyler, akşam başka bir şey söyler. Bugün bozkurt selamı yapar, yarın enternasyonal selamı yapar. Kılıçdaroğlu'nu bu yönüyle ciddiye almak mümkün değil. Onun için CHP kendini tamamen şantaj siyasetine kaptırdı. Bugün bir yazılı açıklama yaptım. Dün bir CHP Genel Başkan Yardımcısı, Antalya'da 'Başbakan 30 Mart'a ulaşamaz' demiş. Bunlar kendi saadetini başkasının felaketinde arayan hastalıklı bir zihniyetin mensuplarıdır. Neticede biz birbirimizin rakipleriyiz. AK Parti, CHP, MHP, BDP rakip partilerdir. Yola çıkarken dedik ki barış içinde yarış olsun. Ama siz rekabeti husumet olarak ele alıyorsanız, söyleyecek söz kalmamış demektir. AK Parti, hiçbir siyasi partinin hasmı ve düşmanı değildir. Biz birbirimizin rakibiyiz. Dolayısıyla şantajlardan medet ummak, şantajcıların ekmeğine yağ sürmek siyaset değildir. Burada çok vahim bir durum söz konusudur. Ana muhalefet partisinin bir yöneticisi böyle bir zavallılığa düşmez."
Çelik, valilik ziyaretinin ardından partisince düzenlenen toplantıya katılmak üzere Esnaf ve Sanatkarlar Odası konferans salonuna geçti.
