Özilhan, Ukrayna'da yaşanan gelişmeler doğrultusunda Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere yönelik AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Rusya arasında son yıllarda istikrarlı şeklide gelişen bir ticari ve ekonomik iş birliğinin mevcut olduğunu belirterek, "İkili ticaret hacminde yaşanan olumlu gelişmeler, ayrıca her iki ülke hükümetlerinin destekleriyle hayata geçirilen büyük çaplı projeler ve karşılıklı yatırımlar değerlendirildiğinde ülkelerimiz arasındaki ilişkiler stratejik partnerlik düzeyine ulaşmış bulunmaktadır" diye konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2013 yılı için açıklanan sonuçlar itibariyle Türkiye'nin Rusya'ya ihracatının 6 milyar 967 milyon dolar, Rusya'dan ithalatın ise 25 milyar 64 milyon dolara ulaştığını ve ikili ticaret hacminin 32 milyar 31 milyon dolar olarak gerçekleştiğini anımsatan Özilhan, 2013 yılında Rusya'dan 4 milyon 200 bin üstünde turist geldiğini ve önceki seneye oranla gelen turist sayısında yüzde 18,78'lik bir artış gözlemlendiğini kaydetti.
Özilhan, son günlerde Ukrayna'da yaşanan olayların buna bağlı olarak Rusya'nın tutumu ve 18 Mart 2014 tarihinde "Kırım Cumhuriyeti'nin Rusya Federasyonuna Kabul Edilmesi ve Rusya Federasyonu Dahilinde Yeni Federatif Birimlerin Oluşturulmasına İlişkin Rusya Federasyonu ve Kırım Cumhuriyeti Arasında Anlaşma"nın imzalanması ile Kırım ve özel statülü şehir olarak Sivastopol'un iki ayrı idari birim olarak De Facto Rusya'ya dahil olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin lideri, Rusya'nın bu tutumunu olumsuz olarak karşılamış ve bir takım ekonomik yaptırımlara gidilebileceğini vurgulamıştır. Örneğin, İngiltere ve Fransa'nın önerisi ile Rusya'nın G8 üyeliğinin dondurulacağı açıklanırken, Almanya ve Polonya Başbakanları Ukrayna'nın AB üyeliği sürecinin hızlandırılabileceği beyanatlarında bulundular. Her ne kadar Kırım'daki toplam nüfusun yüzde 12'sini teşkil eden Tatar halkının sözcüleri Rusya'ya dahil olmayı arzu etmediklerini beyan etseler ve bu konuda Azerbaycan, Türkiye ve Kazakistan'dan yardım çağrısında bulunsalar da gerçekleştirilen referandum sonuçlarına göre Kırım nüfusunun yüzde 83,01 oranında katılımı ve yüzde 97,47 oranındaki oy çoğunluğu ile Ukrayna'dan ayrılarak Rusya ile 'yeniden birleşme' arzusunda olduğu belirlenmiştir.
Bahsedilen bu gelişmeler çerçevesinde, bir NATO üyesi ülke olan Türkiye'nin verdiği siyasi demeçlerin yanı sıra Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerimizi dengede tutmayı başarabileceğimizi, Avrasya coğrafyasındaki güçlü partnerimizle ortak çıkarlar zemininde anlaşabileceğimizi tahmin etmek mümkündür. Avrupa ülkelerinin uygulaması olası bazı yaptırımlar söz konusu olsa da Rusya'dan doğalgaz almaya, Rusya'nın da Avrupa'ya doğalgaz satmaya devam etmesi kaçınılmazdır. Ticaret hacminde geçici olarak bir düşüş beklemek ve buna hazırlıklı olmak mantıklı olacaktır."
- "Yaptırım korkusu Rus zenginlerin servetini eritiyor"
Özilhan, Rusya Merkez Bankası'nın rubleye müdahale etmeyeceğini duyurduğuna dikkati çekerek, "Batı ülkelerinin Rus varlıklarını dondurma tehdidi üzerine Rus şirketleri Batı bankalarından milyarlarca dolar para çekmeye başladı. Rusya'nın büyük ortağı devlet olan iki bankası Sberbank ve VTB, enerji devi Lukoil, ABD'deki hesaplarından milyarlarca dolar para çeken şirketler arasında bulunuyor. Yaptırım korkusu Rus zenginlerin servetini de eritiyor" diye konuştu.
En zengin 10 Rus işadamının sadece bir haftada servetlerinden 6,6 milyar dolar eridiğinin belirtildiğini ifade eden Özilhan, "Ayrıca New York Fed verilerine göre Rus tahvillerinden 105 milyar dolara varan çıkış gerçekleşti. Rusya ile Batı arasında esen rüzgarların etkisi ile dünyanın 'ekonomik soğuk savaş' dönemine gireceği de çeşitli çevrelerce öngörülmektedir. Rusya'ya karşı olası yaptırımların ülke ekonomisinde kalıcı izler bırakmaması ve Türk-Rus İş Konseyi olarak Rusya ile olan ticari ilişkilerimizin ülkemize olumlu getirilerinin artarak sürmesi temennimizdir" şeklinde konuştu.
- Ruble son bir ayda 0,6213 değer kaybetti
Özilhan, dolar ruble paritesine bakıldığında Rusya Merkez Bankası'nın verilerine göre son bir ay içerisinde rublenin 0,6213'lük bir düşüşte olduğunu belirterek, "İhracat olarak ilk 5 pazarımız arasında bulunan Rusya ile ticaretimiz olumsuz yönde etkilenebilir. Ancak ülkelerimiz arasında dolar ve avro gibi para birimlerinin yanı sıra ruble ile ticaret mekanizması çalışmaktadır. Rusya'nın dolar yerine ruble ile ticaret yapmak istemesi halinde Türkiye olarak buna olumlu yaklaşacağımızı Türkiye-Rusya Hükümetler arası Karma Ekonomik Komisyonu Eşbaşkanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız da belirtmiştir" dedi.
Türk firmalarının ve işadamlarının Avrasya coğrafyasında en aktif şekilde faaliyetlerini sürdürdüğü pazarlardan birinin Rusya olduğunu ifade eden Özilhan, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnşaat, müteahhitlik, yapı malzemeleri, enerji, elektrik elektronik, gıda, içecek, sağlık, turizm, bankacılık, perakende gibi önemli alanlarda Rusya ile iş yapan girişimcilerimiz ister siyasi ister mali krizleri atlatarak yıllardır bu ülkede var olmaya devam ettiler ve edecekler. Dünya siyasi arenasındaki en büyük oyunculardan sınır komşumuz Rusya ile bizi yüzyıllar boyunca yakınlaştıran, birleştiren tarihi, ekonomik ve kültürel bağlarımızın kolay kolay kopamayacağını öngörmek lazım."