Türk Yerel Hizmet Sen, belediye personelinin işe geliş gidişlerini, "parmak izi tarama sistemi" ile takip eden Malatya Belediyesine, bu uygulamaya son verilmesi istemiyle başvuruda bulundu.
Sendika, başvurularının "zımnen reddedildiği" gerekçesiyle belediyenin parmak iziyle takip işlemini yargıya taşıdı.
Malatya İdare Mahkemesine verilen dava dilekçesinde, parmak izinin kişinin vücut bütünlüğüne ilişkin ve kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan kişisel bilgi niteliğinde olduğu belirtilerek, kişisel bilgilerin iç ve uluslararası hukukta "özel yaşamının korunması" çerçevesinde ele alındığı vurgulandı.
Belediyenin savunmasında ise parmak izi mesai uygulamasıyla amaçlananın mesai kontrolü ve personelin çalışma disiplinine uygun hareket etmesi olduğu kaydedildi.
Malatya İdare Mahkemesi, dava konusu işlemi iptal etti.
Kararda, Anayasanın "Temel Hak ve Hürriyetler Niteliği", "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılması", "Özel Hayatın Gizliliği", Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Özel Hayatın ve Aile Hayatının Korunması", Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin "Mahremiyet Hakkı" maddelerine dikkat çekilerek şu değerlendirmede bulunuldu:
"İdarece, gelişen teknolojinin kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesini kolaylaştırıcı etki sağlaması amacıyla, kamu kesiminde kullanılmaya başlamasını doğal karşılamak gerekir. Ancak, teknolojinin kullanılarak kişisel verilerin kayıt altına alınmasının yukarıda belirtilen hükümlere uygun olması gerektiği kuşkusuzdur.
Personel parmak izi tarama sistemi ile mesai kontrolünün yapılması durumunun, temel hak ve hürriyetler içerisinde sayılan özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında, kişisel bilgi veya kişisel verilerin alınması kavramları içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mesai kontrol sisteminin şekli ve içeriği dikkate alındığında, sözü edilen uygulama ile kurumca amaçlanan kamu yararı arasında orantılılık bulunmadığından bu uygulama, anayasal ilke olan ölçülülük ilkesine aykırılılık teşkil etmektedir."
Parmak izi tarama sistemi ile mesai takibi uygulamasının, kamusal alanda da olsa "özel hayatın gizliliği" ilkesi kapsamında bulunduğu belirtilen kararda, uygulamanın bir yasal dayanağının olmadığının altı çizildi.
Kararda ayrıca, toplanan verilerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin olmamasını da göz önünde bulundurularak işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna ulaştığı bildirildi.