Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 4 eski bakan hakkında verilen soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin önergeler ile TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in konuya ilişkin açıklamalarını değerlendirdi.
Siyasette saçlarını ağartmış ve halen Meclis Başkanlığı konumunda bulunan Çiçek'in açıklamalarını büyük bir üzüntü ile izlediğini ifade eden Hamzaçebi, "Sayın Cemil Çiçek maalesef gerçeğe ve hukuka aykırı kendi içinde çelişkili açıklamalar yapmıştır. Suçluları koruma gayretinin Sayın Cemil Çiçek tarafından da paylaşılmış olmasını, hükümetin, Başbakan'ın bu yöndeki isteğine Meclis Başkanı tarafından da destek verilmiş olmasını demokrasimiz adına, parlamentomuz adına büyük bir üzüntü ile karşılıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Çiçek'in açıklamasında "ilk defa Cumhuriyet savcılıklarından TBMM'ye böyle bir fezleke geldiğini, dolayısıyla kendilerinin de ilk kez bir uygulama gerçekleştirdiğini söylediğini, ancak hemen ardından da yaptıkları uygulamanın Meclis teamüllerine uygun olduğunu söylediğini aktaran Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Eğer savcılıklardan bir fezleke ilk kez geliyor ise teamüllere uygun olması diye bir şey söz konusu olamaz. Böyle bir olay ilk kez TBMM'ye gelmiyor. Sayın Cemil Çiçek doğruyu söylemiyor. Dört bakan ile ilgili fezlekeler ilk olarak nereye gönderildi Cumhuriyet Savcılıklarından? Adalet Bakanlığı'na. Adalet Bakanlığı bu fezlekeleri tam 26 gün tuttu, sonra Cumhuriyet Savcılığına iade etti. Cumhuriyet Savcılığı daha sonra bu fezlekeleri doğrudan TBMM'ye gönderdi. Yani Cumhuriyet Savcılığının Adalet Bakanlığına gönderdiği fezlekeler, Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık üzerinden Meclis'e gelebilirdi ama Adalet Bakanlığı'nın engellemesi nedeniyle böyle bir işlem gerçekleşmedi. Geçmişte 1980'li yıllarda doğrudan Cumhuriyet Savcılıkları tarafından hazırlanan ve Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık yolunu takip ederek Meclis'e ulaşan fezlekeler vardır. Eğer şimdi Adalet Bakanlığı bunu iade etmeseydi, Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık üzerinden bu fezlekeler gelecekti."
-"Sayın Cemil Çiçek doğruyu söylemiyor"
Hamzaçebi, TBMM tutanaklarına göre 3 Aralık 1985 tarihinde eski bir bakanla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığının hazırladığı fezlekenin Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık yolunu takip ederek Meclis'e geldiğinin görüldüğünü belirterek, bunun bugünkü olayla aynı olduğunu söyledi. O fezlekeye konu olan bakanın yanında suçun iştirakçileri olarak ifade eden bürokratlarla ilgili dosyaların ayrılarak sadece bakana ait olanın Adalet Bakanlığı üzerinden TBMM'ye gönderildiğini anlatan Hamzaçebi, "Sayın Cemil Çiçek doğruyu söylemiyor" dedi.
Benzer bir uygulamanın 1992 yılında Hüsamettin Cindoruk'un Meclis Başkanlığı döneminde yaşandığını dile getiren Hamzaçebi, yine bir bakanla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığının Adalet Bakanlığı üzerinden Başbakanlık yoluyla TBMM'ye gönderdiği fezlekenin Meclis'in bilgisine sunulduğunu söyledi. Hamzaçebi, "Her iki olayda da soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcılığıdır ancak Meclis soruşturmasını gerektiren bir durum olduğu için yani suçu işlediği iddia edilen kişi bakan olduğu için fezlekeleri Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık üzerinden TBMM'ye intikal ettirmiştir. Sayın Cemil Çiçek gerçekleri söylemiyor" diye konuştu.
-"Meclis soruşturması aynı zamanda bir yürütmeyi denetleme yoludur"
Hepsinde fezleke ekindeki dosyaların milletvekillerinin incelemesine açıldığını bildiren Hamzaçebi, Çiçek'in açıklamasında Meclis soruşturmasının bir denetim faaliyeti değil, adli faaliyet olduğu yönündeki sözlerini de eleştirdi. Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Anayasanın 98. maddesi başlığı TBMM'nin bilgi edinme ve denetim yolları. Maddenin birinci fıkrası şu şekildedir; 'TBMM; soru, meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır'. Meclis soruşturması aynı zamanda bir yürütmeyi denetleme yoludur. Meclis soruşturması kurulana kadar TBMM'nin göstereceği faaliyet Meclis soruşturması faaliyeti değildir. Soruşturma elbette ki gizlidir. Ama soruşturma açılıp açılmamasına karar verebilmek için, bu yönde bir Meclis soruşturma önergesi verebilmek için milletvekilleri dosyaları incelemek zorundadır. İşte bu önergenin verildiği ve Meclis soruşturmasının kurulduğu ana kadar olan faaliyet Meclis soruşturması faaliyeti dışındadır. Komisyon kurulduktan sonra o komisyonunun yürüttüğü faaliyet bir adli faaliyettir ve bu soruşturma gizlidir. Çünkü gizlilik sadece 'Meclis'e belgeler intikal etti, bunlar o nedenle gizlidir' gibi bir durumla ifade edilemez. Bu şekilde ifade etmek yanlıştır. Soruşturma komisyonu tanık çağıracaktır, tanıkları dinleyecektir, işte o tanıkların verdiği ifadeler gizlidir. Yeni delillere ulaşacaktır, belki yeni sanıklar çıkabilir. Bütün bunlar gizlidir. İşin o kısmıyla bu kısmının hiçbir ilgisi yoktur."
-"Dokunulmazlığın kaldırılmasıyla bunun hiçbir ilgisi yoktur"
Çiçek'in konuşmasında dokunulmazlıkların kaldırılmasından örnek vermesinin de doğru olmadığını savunan Hamzaçebi, Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyonunun dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin talepleri incelediğini hatırlattı. Hamzaçebi, "Sayın Meclis Başkanı'na şunu hatırlatmak isterim, kendisi gayet iyi bilir ama herhalde işine gelmediği için söylemiyor; Karma Komisyonu'nun dokunulmazlığın kaldırılması konusundaki faaliyet bir adli faaliyet, soruşturma faaliyet değildir. Çünkü orada konu olan kişi bakan değil, milletvekilidir. O milletvekili hakkında Cumhuriyet Savcısı soruşturmayı yürütmektedir ve Cumhuriyet Savcısı dokunulmazlığın kaldırılmasını talep etmektedir. Dokunulmazlığı kaldırırsa soruşturmayı yürütecek olan TBMM değildir, ilgili Cumhuriyet Savcılığıdır. Dokunulmazlığın kaldırılmasıyla bunun hiçbir ilgisi yoktur" şeklinde konuştu.
Çiçek'in dosyaların eklerinin sayısını bilmediğini söylediğini ifade eden Hamzaçebi, ancak Çiçek'i fezlekelerin TBMM'ye gelmesinin hemen ardından yaptığı bir açıklamada, "Bunlar 28 Şubat'ta geldi. Hukuk İşleri Müdürlüğüne havale ettim. Ama ekinde 11 klasör olduğu için bunların incelemesi zaman alacaktı" dediğini söyledi.
Bürokratların incelediği bu dosyaları Çiçek'in milletvekillerinden sakladığını ileri süren Hamzaçebi, "Sayın Cemil Çiçek ile hükümet, Başbakan bir suç ortaklığı işine girmişlerdir. Birbirlerinin suç ortağıdır. Eski dönemlerde bu bilgiler, belgeler milletvekillerinin incelemesine açılıyordu, şimdi açılmıyor. Eskiden Meclis Başkanları hukuku uyguluyordu, kara paracılara, Rıza Sarraf'lara kalkan olan bir Meclis Başkanı yoktu. Bugün bunlara kalkan olan bir Meclis Başkanı var" dedi.
-"Kimseyi kandıramazlar"
AK Parti'nin dört eski bakan hakkında soruşturma komisyonu kurulması yönündeki önergesine de değinen Hamzaçebi, bunun telaşla ön alabilmek için yapılmış bir adım olduğunu iddia etti.
AK Parti'nin önergesinin içeriğine bakıldığında bakanları peşinen aklar nitelikte olduğunu savunan Hamzaçebi, önergede nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanma iddialarının yer almasına karşın sahte belge düzenlemek ve rüşvet almanın bulunmamasını eleştirdi. Hamzaçebi, "Şimdiden onlar dört bakanı rüşvet alma ve sahte belge düzenleme iddiasından aklamış durumdalar. Dostlar alışverişte görsün. Güya 'Biz de Meclis Soruşturması istedik' diyecekler. Kimseyi kandıramazlar" ifadelerini kullandı.
Hamzaçebi, AK Parti'nin önergesinin içeriği incelendiğinde asıl amacın bakanları soruşturmak değil, tapelerin ve iddiaları kim tarafından sızdırdığını bulmak olduğunun görüleceğini, ayrıca önergenin, iddia edilen tüm suçlara yer verilmediği için İçtüzüğün şartlarını taşımadığını da söyledi. Bunun parlamento tarihine kara bir leke olarak geçeceğini savunan Hamzaçebi, "AKP'nin istediği bir Meclis soruşturması yoktur. Tam tersine bakanları aklamak için bir önerge vermiştir" dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaçebi, bir soru üzerine CHP'nin soruşturma önergesini vermek için bu ciddi iddialara ilişkin dosyaların TBMM'ye intikalini beklediklerini söyledi.
Hamzaçebi, "Kendilerine güvenen insanlar dosyaları kimseden saklamazlar. Kendilerine güvenemiyorlar. Çünkü suç açıkça ortaya çıkmıştır. Elbette buna yargı karar verecektir. Ama daha başlangıçta hareket ederken Meclis soruşturma önergesinden rüşveti, sahte belgeyi çıkarıyorsanız kendinize güvenemiyorsunuz, 'bunu soruşturmayalım' diyorsunuz demektir" şeklinde konuştu.
Bir başka soru üzerine de Hamzaçebi, soruşturma komisyonunun 15 milletvekilinden oluştuğunu, daha önce 9 AK Parti, 4 CHP ve 2 de diğer siyasi partiler ya da bağımsız üyenin katılımı ile gerçekleştiğini hatırlattı.