Bahçeli, partisince Gümüşhane Belediyesi önünde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, "önce ülkem ve milletim, sonra partim" demek mecburiyete olduğunu belirterek, "O sebepten Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş olan değerli vatandaşlarım buranın altını çizin, bu çok önemlidir. Bugün 93 gün olmuştur. 17 Aralık 2013'ten bu yana yolsuzluk ve rüşvet her tarafta tartışılıyor, her tarafta konuşuluyor ve bunun da çirkin örnekleri artık topluma mal edilir hale geliyor. 17 Aralık'ta bir savcı geçmişten buyana devam eden bir iz sürme, araştırma sonucu kolluk kuvvetlerine talimat vererek, bazı evlerde arama yaptırıyor. Burada 41 kişi tutuklanıyor. Kimdir bunlar? Bir banka genel müdürü, belediye başkanı ve kardeşi, dört bakan ve çocukları var. İran'dan gelmiş, hakkında bilgi sahibi olunmayan 29 yaşındaki bir şahıs var. Dört bakanı ve dört çocuğunu avucunun içine almış, 187 milyon Türk lirası rüşvet ve yolsuzluk yaptırmış" diye konuştu.
Bir banka genel müdürünün, ayakkabı kutusuna 4, milyon dolar para koyup evinde sakladığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Ayakkabı kutusuna para koyacağınız hiç aklınıza gelir mi? Çocuğunuza bir ayakkabı almış olsanız kunduracıdan ayrılırken onu paket edip ayakkabı kutusuna koysa eve geldiğiniz vakit 'evladınıza ayakkabı aldım' diyerek onu verdiğiniz anda heyecanla kutusunu açar bakar ki güzel bir ayakkabı var. Sevinir akşam hemen giymez, yastığın yanına kor. Sabaha kadar ayakkabıyı düşünür, 'sabah olsa da ayakkabıyı giyip okula veya çarşıya gitsem' der. Çocuğun arkasından biri 'ayakkabı kutusunu ne yapacağım' diye merak edip onu muhafaza etmeye, 'içine şunu koyayım' diye aklına gelen bir kişi olduğunu hiç düşündünüz mü, gördünüz mü?
Şimdi 17 Aralık'tan sonra çocuğunuza ayakkabı almak için Gümüşhane'nin çarşısına iniyorsunuz ve oradan çocuğunuza, 'oğlum burada ayakkabılardan bazılarına bak bakalım, hangisi hoşuna gidiyorsa onu sana alacağım' diyorsunuz. Evladı bir şeyi benimsiyor, 'bunu alalım baba' diyor. Kunduracı da buna hemen memnun oluyor, 'sarayım öyleyse efendim' diyor ayakkabı koyacağı sırada babanın dikkatini çekiyor ve 'aman oğlum yapma, yolda eve giderken birileri görür yanlış anlaşılırım' diyor, böyle bir olay olduğunda.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu gelişmeleri karşısında Sayın Başbakan kısaltılmış ismi olan AKP'yi 'bize AKP demeyiniz, biz AK Parti'yiz' diyerek partililere yasaklamış, medyaya bu konuda talimat vermiş, Adalet ve Kalkınma Partisi yerine AK Parti'yi kullanır hale gelmiş ama şimdi bu ayakkabılar, soygunlar, havuzlar konusu gündeme gelince Türk milletinin teminatının geleceği olan aziz gençlerimiz, zeka fışkıran insanlar bakmış ki bunun halka anlatması lazım. 'Bu gerçeği nasıl anlatabilir dediği vakit hemen bir çıkar yol bulmuş, çözüm üretmiş. Demiş ki 'Adalet ve Kalkınma Partisi, AKP düne kadar vadettiklerini yerine getiremedi, işsizliği, açlığı, yoksulluğu ve ekonomik sorunları çözmedi ve milletimizi aldattı ve kandırdı. Dolayısıyla Adalet ve Kalkınma Partisi'nin dünkü adı yeni bir adla tamamlandı o da Aldanma ve Kalkınma Partisidir. Onun da kısaltılması AKP'dir.' Fakat bir baktı ki 17 Aralık'tan sonra çok değişik olaylar var, milletin uyanması, öncü ve örnek olması lazım. Ne yapayım? O zaman 'bu ayakkabı kutusu benim kafamı kurcalıyor, bu iktidar da kutularda 4,5 milyon dolar saklanıyorsa o zaman Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adını değiştirmek veya yeni bir ad koymak lazım. Ne diyebiliriz aynen onun da AKP olması için Ayakkabı Kutusu Partisi' demeye başlıyor."
-"Savcıya kıyıyor, kolluk kuvvetlerinin 8 binini dağıtıyor"
Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
"Sonra bakıyor ki 17 Aralık günü saat 06.30 ile 07.30 arasında bu soruşturma başlayınca bakan çocuklarının olması, ayakkabı kutusunda paraların bulunması, AKP döneminde beslenmiş, haram üzerine zenginleşmiş şahsiyetlerin tutuklanmış olması Recep Tayyip Erdoğan beyi oldukça rahatsız etmiştir. Fakat sonradan tapelere, basına yansıdığı gibi bir baba oğul konuşması olmuştur ki orası çok dikkat çekicidir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne iddia edilen telefon konuşmalarını dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye'de 1 milyar doların Başbakanın evlerinde olduğuna dair bir şaiya dolaşmaya başladı. Hemen buna Başbakan, başında söylediği gibi bu bize karşı yapılan bir komplodur, bu konuşmadan benim için bir montaj derken, o zeka fışkıran gençler hemen topluma yeni bir mesaj vermeye başladı. Ne diyorlar, 'Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kısaltılmışı yine AKP değil mi? Ona bir tane daha ek daha yapalım. Ne diyelim, Aileyi Kalkındırma Partisi diyelim.' Ama hala 93 günden buyana sayın Recep Tayyip Erdoğan gençliğin sezinlediği olayları anlayıp, 'kavrayayım ne oluyor bu ülkede AK Parti döneminde ne rezaletler işleniyor. Bunun arkasında sorgulayalım, gerekli tedbirleri alalım ve bunların hepsini yargıya gönderelim' diyeceği yerde, savcıya kıyıyor, kolluk kuvvetlerinin 8 binini dağıtıyor, hala o bir yanı ile işliyor. Arkasından da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu bir gecede istediği gibi değiştirerek, hakimlerin yerini değiştirip, bu insanların içeride tutukluluklarına son verdirecek olaylara sebebiyet veriyor.
Nasıl oluyor bir hakim değişikliğiyle içeride kimse, 41 kişi kalmıyor. Hele hele o İran'dan gelen ve şu anda VIP hayatı yaşayan yani çok önemli şahsiyetler sınıfında bulunarak İstanbul hayatını devam ettiren altın kaçakçısı, kara para aklamayla suçlanan dört bakanın çocuğunu rüşvetle yolsuzlukla kullanarak babaları üzerinde nüfus sağlayan insan içeriden çıkartılıyor. Çıkartılırken de yurt dışına çıkma yasağı dahi koyulmuyor. Hatta adaletle teslim alınmış olan ayakkabı kutuları da kendisine geri veriliyor. Neden acaba bu kadar telaşla bu kişi çıkartıldı. Bunun bir sebebi olması lazım. 'Beni kurtarmazsan alayınızı yakarım' tehdidi adamı dışarı çıkartmış. Yoksa 93 günden bu yana bir yolsuzluk davası açılamaz mı? Buna neden karşı çıkıyor Recep Tayyip Erdoğan. Bunu, bugün için anlayamıyoruz, televizyon yoluyla bir takım insanlara ulaşarak haksızlık yapılıyor.
'Paralel devlet var, haşhaşiler var, bunlar Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmiyorlar, istemiyorlar' diyor. Bazılarına alçak diye suçlama yapılıyor. Bazılarına 'hain' deniliyor. Bazı siyasi partileri 'birbirleriyle işbirliği yapıyor' diyerek suçluyor. Bazı sosyal alanlara da olaylara kıvılcım atılıyor ve bazı kargaşalar yaşanıp Türkiye'nin gündemi değiştirilip, yolsuzluk ve rüşvetten milletin dikkatini uzaklaştırmaya çalışan gayretler oluyor."
-" AK Parti gibi Türkiye'yi de akla sen de kurtul, bu millette kurtulsun"-
Bahçeli, TBMM'de görüşülen fezlekelere de değinerek, "Ama bütün bunlara rağmen yargı yücedir ve bir gün gereğini inşallah yapacaktır. Çünkü şu an fezlekeler var mecliste. Fezlekelerin görüşülmesi mutlaka sağlanmalıdır. Eğer Recep Tayyip Erdoğan bir korkun yoksa, bir panik içerisinde değilsen, sana uzanan bazı olaylar yoksa o zaman bu fezlekeleri harekete geçir, gereğini yap ama onunla da yetinme. Savcıları, hakimleri, kolluk kuvvetlerini teşvik et arkasında olduğunu söyle. Nerede yolsuzluk ve rüşvet varsa kökünü kazıt. AK Parti gibi Türkiye'yi de akla sen de kurtul bu millette kurtulsun ama bunu yapacağına benzemiyor. Hala inat ediyor, hala gereğini yaparım diyor, asıyor kesiyor" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "gittiğin yol yanlış" diyerek eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan gittiğin yol yanlış, sana akıldanelik yapan insanlar seni baştan çıkartıyor, seni felakete sürüklüyor. 3 tane aklı uçuk danışmanını önce sen görevden al. Yoksa onlar ileride yüce divanlık adamlardır. Buna herkes inansın. Hele hele söylüyorum. Bu durum karşısında Allah nasip eder Milliyetçi hareketin iktidarında bu yolsuzluk ve rüşvete yakın uzak kim bulaşmışsa 7 göbeğinden hesap sormazsam namerdim. O sebepten dolayı Recep Tayyip Erdoğan kurtuluşun yok. Şu an zaten dün sevgiyle seni karşılıyorlardı ama şimdi istenmeyen adam olarak seni ilan ediyorlar. Sen gözden düştün, sen bittin Recep Ağa. Senin siyasi ömrün tükendi. O sebepten dolayı Yüce Divana gitmeden evvel kendi hesabını kendin gör de sana oy vermiş insanlarımız biraz vicdanen rahatlasınlar ama onu yapacak halin yok. Hala saldırgansın. Nereye güveniyorsun? Nereye güvendiğini biz biliyoruz. Seni iktidara getiren dış odaklar, sana diyor ki 'dayan Recep, dayan geliyoruz yanına' ama hiçte geldikleri yok. El altından diyorlar ki yıkın bu adamı diyorlar."
-"Tercihiniz sokak olmasın"
Bahçeli, seçimlerde 18 ile 25 yaş arasında oy kullanacak seçmen sayısının 10 milyon 36 bin olduğunu ifade ederek, "Bu yaş grubunda olanlar 2023 yılında lider ülke Türkiye'yi yöneteceklerdir. Çünkü siyasette ve üniversitede, bürokraside, serbest hayatta sizler olacaksınız. Bu özelliğiyle Türkiye'mizin geleceğisiniz, Türk milletimizin teminatısınız. Türkiye Cumhuriyeti'ni lider ülke olma yolunda adımları sizler atacaksınız. Sizler milletimizin teminatı ve varlığımızsınız, geleceğimizsiniz. Hal böyle olunca önünüzde iki yol var. Birisi sandık, birisi sokak. İkisinin arasında sarkaç gibi sallanmanın gereği yok. Tercihiniz sokak olmasın. Sokak karanlıktır, sokak tehlikelidir. Sokaktaki kimdir bilinmez. Sokakta kan vardır. Milletimizin geleceği olan siz değerli evlatlarımız bu hataya düşmeyiniz. Ajan ve provokatörlerin tesiri altında kalmayın. Sokak yerine her türlü demokratik hakkınızı kullanırsınız. Pankartları taşırsınız, eylemlerde bulunursunuz toplantılar yapabilirsiniz ama bunlar yasa çerçevesinde olmalı. Devletin gücü olarak kabul edilen polisle çatışmaya gerek yok."
-"Çözüm seçimdir, sandıktır"-
Gençleri sokağa davet edenlerin emperyalist güçlerin oyunlarını oynamaya çalışan kişiler olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Sokağa kim sizi davet ediyorsa bilin ki sizin ailenizin, milletimizin ve devletimizin geleceğini karanlıklaştırarak, üzerinde emperyalist güçlerin oyununu oynamaya çalışanlardır" dedi.
Herkesin sandığa gitmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Sandığa gitmek lazım. Annenizle babanızla akrabanızla sandığa gidin, gereğini yapın. Demokrasi içerisinde çözüm budur. Çözüm seçimdir, seçim sandıktır" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, mitingin ardından Gümüşhane Belediyesinin yeni hizmet binasının açılışını yaptı, Belediye Başkanı Mustafa Canlı'yı makamında ziyaret etti.
(Bitti)