Fabuis, Brezilyalı mevkidaşı Luiz Alberto Figueiredo ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Avrupa Birliği ile Havana arasındaki ilişkileri güçlendirmek için yakın bir tarihte Küba'ya gideceğini duyurdu.
Dışişleri Bakanlığı düzeyinde Küba'ya 30 yıl sonra yapılacak ilk ziyaretin AB dışişleri bakanları toplantısında alınan kararlar açısından oldukça önemli olduğu ifade ediliyor.
Geçen ay Brüksel'de toplanan AB dışişleri bakanları, insan hakları alanında yaşanan sıkıntılar nedeniyle sorunlu olan Küba ile ilişkilere yeni bir ivme ve boyut katacak ikili Siyasi Diyalog ve İşbirliği Anlaşması imzalanması için müzakerelere başlanmasına karar vermişti.
Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de bu ay Kübalı diplomatların AB ile Küba arasındaki görüşmelerin tarihlerini ve ayrıntılarını belirlemek için AB yetkilileriyle çalışacağını açıklamıştı. Rodriguez, Havana yönetiminin insan hakları dahil olmak üzere her konuyu tartışmaya açık olduğunu belirtmişti.
AB ile Küba arasında müzakerelerine başlanacak olan anlaşma, ticaret ve yatırımın yanı sıra insan hakları alanındaki diyaloğu artırmayı amaçlıyor. AB'nin Küba ile ilişkileri derinleştirme yönünde adım atmasında Devlet Başkanı Raul Castro'nun yürürlüğe soktuğu pazar odaklı reformlara ivme sağlanması kararının etkili olduğu kaydediliyor.
Küba yönetiminin 2003'te uyguladığı baskı ve 75 muhalifin hapsedilmesi, AB'nin bu ülkeyle ilişkilerini askıya alması sonucunu doğurmuştu. Askıya alma kararının ardından AB ile Küba arasında 2008'de yeniden diyalog kuruldu. Buna rağmen özellikle Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin itirazları nedeniyle ilişkilerde tam bir normalleşme sağlanamadı.
Küba'da Total, Pernod Ricard, Bouyuges'in de aralarında bulunduğu 60'dan fazla Fransız şirketi faaliyet gösteriyor. Uzmanlar, uzun süredir ekonomik sorunlar yaşayan Fransa'nın Küba'daki pazar payını arttırmak istediğini belirtiyor.