Van Merkez İmam Hatip Lisesinde düzenlenen "Yeni Eğitim Sistemi ve İmam Hatip Okulları" toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Atalay, hükümet olarak Türkiye'de en önemli önceliği eğitime verdiklerini belirtti.
Atalay, gençlerin, çocukların geleceğe iyi bir eğitimle hazırlanması gerektiğini bildirerek, en fazla kaynağı eğitime ayırdıklarını ve kız çocuklarının eğitimine daha çok önem verdiklerini söyledi.
Kızların mutlaka okula gitmesi, kendi hakkını, hukukunu savunacak, ülkeye iyi hizmet edecek şekilde yetişmesi gerektiğini anlatan Atalay, şöyle konuştu:
"Bunu teşvik için şartlı nakit uygulamasını getirdik. Öğrencilerimizin annelerine ödeme yapıyoruz. Ülkemizin bazı kesimlerinde kız çocuklarının eğitiminde bazı yetersizlikler vardı. Bunun için yeni uygulamaları yaşama geçirdik. AK Parti dönemiyle, demokrasi ve özgürlükler artacak. Bu en fazla sizin için özgürlük. Siyasetimizin alanı bu. Her düşünceden, her dinden insanın özgürce yaşayacağı bir ülke olsun istedik. Biz onun için uğraştık. Büyük mesafeler aldık. Dini eğitimin, dinin devlet okullarında daha iyi öğretilmesi için de değişik çalışmalar yapıyoruz. İmam hatip okullarının yaygınlaşmasını destekliyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde bunun daha fazla olmasını arzu ediyoruz. Bu bölgede ilçelerimizde, illerimizde imam hatip liseleri ile ilgili talepleri karşılamak durumundayız. Gençlerimizin geleceği için ve bölgemizdeki atmosfer açısından, bütün ırkçı, yanlış gelişmelere ve politikalara karşı bu eğitim adeta sigorta."
-"İmam hatip okularına en büyük darbeyi 28 Şubat vurdu"
Türkiye'de imam hatip liselerinin belli bir serüveninin olduğunu ve bu okullara en büyük darbeyi 28 Şubat sürecinin vurduğunu anımsatan Atalay, bu süreci, ülkede olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir dönem olarak değerlendirdi.
Atalay, o dönemde "katsayı" diye bir uygulamanın bulunduğunu ve böylece meslek liselerinin de öldürülmüş olduğunu vurgulayarak, "Oralara gidenler olmadı. Dolayısıyla insan gücü açığı başladı. Meslek liseleri orta eleman yetiştiriyordu. İmam hatip liselerine karşı başlatılan bu uygulama nedeniyle adeta birçok sektörü olumsuz etkileyen gelişmeler oldu. Kıyafetlere müdahale oldu. Öğrencilerin bu okullara tercihi azaldı" diye konuştu.
-"Devlet okulları, gençlere dini dürüstçe öğretmeli"
AK Parti'nin dini eğitim konusunda genel bir politikasının olduğuna dikkati çeken Atalay, devlet okullarının, dini, gençlere, çocuklara, dürüstçe, samimice, gerektiği gibi, gerçeğiyle öğretmesini benimsediklerini dile getirdi.
-"Hedefi dini hizmet olan bir ordu, bir grup var"
İmam hatipler, ilahiyat fakülteleri ve diğer okullarda eğitim gören öğrencilere de din dersinin okutulmasını ve öğrencinin temel eğitim almasını istediklerini aktaran Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunda büyük fayda görüyoruz. Bu olmadığı zaman, yanlış yerlerde, yanlış bilgiler, yanlış yönlendirmelerle sadece dini bilgi değil kafaların da yönlendirilmesi nedeniyle hep zarar görüyoruz. Türkiye'de şu anda yaşadığımız bir sorun var. Hedefi dini hizmet olan bir olgu, bir grup var. Böyle bilindi, herkes yardım etti. Biz de hükümet olarak çok destek verdik. Şimdi farklı bir politika ve durum içinde. Siyasetin göbeğinde rol alıyor.
Muhafazakar, dini ortamlarda yeşermiş din eğitimini okullarında veren bir yapı. Demek ki bir sorun var. İllegal, görünmez yerlerde yanlış eğitimler de olabilir. Gizliliğin olduğu yerde, daima problemler doğmuştur. Türkiye'de bizim istediğimiz açık, berrak, net bir İslam yaşanıyor. Herkes özgürce düşünüyor. Kimse müdahale etmiyor. Okullarda eğitim belli. Gizli olan yerde karanlık ve riskler vardır. Devlet okullarında dini eğitimin düzgün, dürüst ve samimice verilmesini önemsiyoruz. Zamanında verilmemiş. Devlet okullarında verilen eğitime güvenmemiş. Din eğitimini devlet okulları gereği gibi öğretmeli."
-"Türkiye artık İslam dünyasına örnek"
Atalay, AK Parti'nin, hükümetin ve Türkiye'nin, İslam dünyasında örnek olduğuna işaret ederek, hem muhafazakar hem demokrasi yanlısı olduklarını söyledi.
Herkes için demokrasi ve daha fazla özgürlük istediklerini bildiren Atalay, şunları ifade etti:
"Kapalı yerler, tabulu yerler daima tehlike getirir. Bizim dönemimizde tabular, yasaklar yok. Bu manada Arap baharı, oralardaki demokratikleşme hareketleri, Türkiye'den esinlendi. Türkiye'de yasaklar, baskılar, sınırlamalar yok artık. Onlar tarihe karıştı. Türkiye artık geriye dönmeyecek. Dönmez. Önümüz açık. Hem ekonomik olarak büyüyor hem demokrasisi gelişiyor. Çok zor yollardan geldik. Önümüze engeller çıkarıldı, 10 binlerce kız çocuğumuz travmalar yaşadı. Öğretmenlik mesleğini bırakanlar oldu. Ne acılar yaşandı. Kırıkkale Üniversitesinin rektörüydüm. Başörtülü asistanların derslere girmesine izin verdik diye ne sıkıntılar yaşadık. Bunların hepsi bitti. Her okula, her üniversiteye gidebilirsiniz. İnsanlar kafasında büyüttü o kıyafetleri. Şimdi hiçbir sorun yok. Bu büyük bir siyasi mücadeleyle, demokrasi mücadelesiyle oldu. Alınacak mesafemiz var. Siyaset ve hukuk içinde bu kazanımları elde ettik. Ne şiddete, ne hukuk dışı yollara başvurduk. Biz siyaset yaptık. Düşüncemizi, politikalarımızı hakim kılmak için siyaset yaptık. Düşüncesi olan, hedefi olan, kendine güvenen çıksın siyaset yapsın."
Şiddetle, terörle hiçbir hak elde edilemeyeceğini, ülkede genç insanların şehit olmaması için uğraştıklarını ve bu çerçevede çözüm sürecini başlattıklarını anlatan Atalay, "Sorunu kökten halletmeye çalışıyoruz. Bir yandan şehitler günümüzü kutlarken, bir yandan da çözüm süreci devam etsin diye gayret ediyoruz. Bundan rahatsız olanlar var. Türkiye huzura kavuşsun istemiyorlar. Yine yasaklar, tabular olsun istiyorlar. Normalleşme ülkeyi büyütüyor. İnşallah dualarınızla bu kervan yürüyecek" diye konuştu.
