İmralı Cezaevi'nde ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalan'ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvurunun ardından AİHM'nin verdiği karar hakkında gazetecilere açıklama yapan Demirtaş, Öcalan'ın avukatlarının yaptığı müracaatın bugün sonuçlanarak kararın açıklandığını söyledi.
Verilen kararda önemli tespitler olduğunu belirten Demirtaş, kararda, "Öcalan'ın ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla hapishanede tutulmasının ihlal olduğu" yönünde görüş bildirildiğini ifade etti.
"Hükümetin bir yasa değişikliğiyle şartlı tahliye imkanını tanıması gerekiyor" diyen Demirtaş, AİHM sözleşmesi gereğince de bir kişinin ölene dek hapiste tutulamayacağını, mutlaka tahliye olacağı günün bir müddetname ile belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Mahkemelerin, kişi hakkında sonsuza kadar verdiği cezanın, ölüm cezasından farklı olmadığını vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bu nedenle AİHM bu konuda bir ihlal tespiti yapmış. Ayrıca İmralı koşullarını da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesine göre, yani işkence yasağına aykırı olarak değerlendirmiş. Oradaki uygulamayı işkence olarak tariflemiş. Artık Türkiye'nin bu koşullarda yeni düzenlemeler yapması gerekiyor. AİHM'nin kararlarını uygulamak hükümetin ve bakanlar kurulunun görevidir. Anayasa gereğince de hükümetin bunları yapması lazım. 3 ay içinde bu kararların uygulamaya geçmesi lazım. Aksi takdirde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi konuyu gündemine alır."
Demirtaş, hükümetin, AİHM'nin kararlarına uygun bir düzenlemeyi kendi önüne koyması gerektiğine değinerek, hükümetin bu kararları uygulamakta direnmesi ve AİHM kararlarını görmezden gelmesi durumunda, avukatlarının Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapma gibi bir hakkı bulunduğunu dile getirdi.
Demirtaş, "Seçimlerden sonra hükümetin hızlı bir şekilde İmralı sistemini feshedip, bu rejimi bitirmesi gerekiyor. Kararda bunu gösteriyor. Artık hükümet bütün bunları dikkate almak durumundadır" diye konuştu.
-KCK tutukluları
KCK tutuklularının tahliye edilmemesine de değinen Demirtaş, özellikle ilk tutuklananların 14 Nisan'da 5 yılının dolduğunu ve ilk grubun bir gün dahi tutuklu kalmaması gerektiğini savundu.
Tahliye taleplerini reddeden hakimlerin, tutukluları bir ay daha yatırmak için adeta kin, öfke ve nefretle hareket ettiğini öne süren Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir ay sonra hepsi cezasını doldurmuş oluyor ve hepsi çıkıyor. Bu saatten sonra gelen adalette adalet değil. Biz kimseden adalet dilenmedik. Arkadaşlarımız öyle tahliye olmak için, ilkelerinden vazgeçen kişiler değil. Aslanlar gibi cezalarını yattılar ve bedelini ödediler. Arkadaşlarımız, hükümetin ve bu hakimlerin lütfuna, minetine gerek kalmadan zaten tahliye olacaklar. Bu hükümetin, mahkemelerin ve hakimlerin bir armağanı olmayacak. Arkadaşlarımız cezalarını bitirdiği için zaten bir ay sonra mecburen tahliyeler başlayacak. Onların yapacağı başka bir şey yok. Ömür boyu tutacak halleri de yok.'
