Müezzinoğlu, bir dizi programa katılmak üzere geldiği Kütahya'da, bir otelde yaptığı konuşmada, sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladı.
AK Parti'nin milletin partisi olduğunu ve milletle beraber olacağını, milletle beraber yolculuk yapacağını belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Onun için Kütahya'dayız. Onun için Kırıkkale'de olacağız. Onun için Karaman'da olacağız. Onun için Türkiye'nin her bir köşesinde olacağız. Yetmeyecek, 10 gün önce Sudan'daydım. Hartum'da, Myanmar'a, bin 200 yataklı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaptığı, ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı hastaneyi yaptık. Niye? Oralarda da biz olacağız. Nisan ayında Somali'dekini açacağız, Somali'de de biz olacağız. Niye? Bu millet büyük bir millet. Bu millet, tarihi geçmişinden getirdiği ve geleceğe karşı da sorumluluk taşıdığı bir medeniyetin mensupları. Dolayısıyla günlük basit siyaset yapan bir anlayışın mensupları değiliz. 'Vatandaşımızı nasıl kandırırız, vatandaşımızı nasıl kısa sürede de olsa onu sandığa kadar götürürüz, ertesi gün ne olursa olsun' diyen bir anlayışın mensupları hiç olmadık, hiç olmayacağız. Çünkü 14 Ağustos 2001'de partinin kuruluşunu yaptığımız günde o gün Genel Başkanımız, bugün Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, dünya ve Türkiye kamuoyuna şu 3 cümleyi söyledi. 'Adalet ve Kalkınma Partisi, milletin partisidir, Adalet ve Kalkınma Partisi milletin ortak değerlerinin temsilcisidir' dedi. 'AK Parti, milletin hayallerinin ve hedeflerinin olduğu yer olacak' dedi. Kurulduğumuz o günden bugüne kadar bu anlayışla siyaset yaptık. Milletin tamamını kucaklayan, milletin tamamının yarınlarının bugünlerden daha iyi yapma isteği ve derdi olan, bunu da 11 yılı aşan bir iktidar dönemi içerisinde hangi alanda olursa olsun başarıyla devam ettirmiş bir siyasi partinin mensuplarıyız. inşallah bundan sonra da yine aynı siyasi anlayış ve felsefeyle devam edeceğiz. İkinci bir cümleyi ardından söyledi. Dedi ki 'biz bu partiyi kurarken belirli güç odaklarına güvenerek bu partiyi kurmadık, biz bu partiyi kurarken sermayeye güvenerek kurmadık, biz bu partiyi kurarken medyaya güvenerek kurmadık. Aziz milletimize ve kendimize güvenerek kurduk ve milletle beraber siyaset yapacağız'. 10 yıl oldu ve milletle siyaset yapmanın gereklerini yaptık.'
-"Kurulan planlar ve tezgahlar hiç tutmadı"
Müezzinoğlu, 13 yıldır kuruldukları günden bugüne kadar belirli güç, sermaye odaklarının ve belirli masa başı tuzak kurucularının, bu millet ve milletin temsilcileriyle ilgili çok planlar yaptıklarını savunarak, onların çok tezgahlar kurduklarını ama o planların ve tezgahlarının hiç tutmadığını vurguladı.
'Çünkü artık milletle beraber yürüyen, millet derdini dert edinen ve milletin geleceğini düşünen bir AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan var" diyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Tabi o gün (Başbakan Erdoğan) bir cümlede daha kullandı, dünya ve Türkiye kamuoyuna dedi ki, 'Türkiye'de artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak' dedi. Şimdi iki de bir bu milletin iradesine müdahale edenler, bu milletin milli iradesini idama götürenler, elinin tersiyle itenler, üzerilerinden tankları geçirenler, 28 Şubat Post Modern Darbesi'ni yapanlar, şunu iyi bilmelidir ki, artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, istedikleri zaman milletin ümüğünü sıkarak, milletin üzerinden silindir gibi geçerek ben ne istersem o olacak diyemeyecekler çünkü artık AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan var."
-"Bu millet Erdoğan'a ve AK Parti kadrolarına inandı, güvendi"
Müezzinoğlu, 2002 seçimlerine giderken partilerine kapatma davası açıldığını, bunun sebebinin partilerinin kurucuları arasında başörtülülerin olmasının gerekçe gösterildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
'Bu millet ki Recep Tayyip Erdoğan'a ve AK Parti kadrolarına inandı ve güvendi. 2002 seçimlerinden bu yana, 12 yıldır bu millet AK Parti ile beraber yürüyor ve AK Parti ile beraber yürümekten onur ve gurur duyuyor. Geleceğe de inşallah AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan ile beraber yürüyecek. Çünkü biz bu millete karşı sorumluluklarını kendi özelinin ötesinde tutan bir siyaset anlayışının mensuplarıyız. Biz Türkçe'mizin güzel sözünde belirtildiği gibi, 'dertler ve sıkıntılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar ise paylaşıldıkça çoğalır' diyen bir anlayışın mensuplarıyız. Geldiğimiz günden beri, fakirin, fukaranın, hastanın, engellinin, yaşlının, çalışanın, memurun, işsizin ve 76 milyon ülke insanımızın derdini paylaşarak, azaltmaya ve milletçe paylaşarak çoğalttığımız mutluluklarımız olsun. 'Paylaşarak büyüteceğimiz mutluluklarımız olsun' dedik. Bunu da büyük ölçüde başardık. Her ne kadar engellemek isteseler de, her ne kadar milletin milli iradesine darbeler yapmak isteseler de. Ayışığı, Sarıkız, Balyoz, Danıştay, 27 Nisan bildirileri, 'sen Cumhurbaşkanı seçemezsin' anlayışı, 367 hukuk ucubelerine rağmen milletin hak ve hukukunu hiçbir güç odağına ve hiç bir tuzakçıya, hiçbir tezgahçıya teslim etmedik.'
-"Milletle beraber yürüyoruz"
'Millet ne derse o olacak' dedik ve 'millet ne istiyorsa onu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz' dedik' ifadelerini kullanan Müezzinoğlu, şunları bildirdi:
'Kütahya'da da, Afyon'da da, Trakya'da da, Güneydoğu'da da bunu yaptık. Çünkü biz 76 milyon insanın ortak değerleri olan, birlikte olma hayalleri olan, birlikte tarih yazmış ve birlikte tarih yazma iddiası olan bir milletin mensuplarıyız. Onun için sağlık alanında dedikodu yapanlara, iftira atanlara, şimdi utanmadan, sıkılmadan yalan söyleyenlere bazı sorular sormak istiyorum. Ey yalan söyleyenler, iftira atanlar, dedikodu yapanlar, Kütahya'da da buna benzer dedikodu yapanlar. Çok değil 12 yıl önce siz bu ülkenin iktidarındaydınız. Siz Sağlık Bakanlığını yönetiyordunuz, Sağlık Bakanlığını yönetirken ambulans uçak, ambulans helikopter aklına gelebiliyor muydu? Ey milliyetçiler, ey MHP'liler sizin zamanınızda bu millet ne konuşuyordu. Ben de bizzat konuşanlar arasındaydım. 2000'li yıllarda Antalya'ya turist olarak gelmiş Alman vatandaşı veya Türkiye'ye turist olarak gelmiş İngiliz vatandaşı Antalya'da rahatsızlanmış, memleketini, ülkesini aramış ve ambulans uçak Antalya'dan vatandaşını almış ülkesine götürmüş. İngiltere'den gelmiş, Kütahya'dan veya Kapadokya'dan vatandaşını almış ülkesine götürmüş. 'Adamların vatandaşı ne kadar değerli. Biz adam olmayız, biz yapamayız, biz bu ülkede bunları rüyamızda görsek bile inanamayız' dedirterek bu ülkenin, bu milletin özgüvenini kaybettirdiler. Ey MHP o gün sen neredeydin? Ey CHP o gün siz neredeydiniz? O gün iktidardınız. DSP'siyle, MHP'siyle, Anavatan'ıyla iktidardınız."
Milletle beraber yürüdüklerini dile getiren Müezzinoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu millet, kuyruklarda bırakınız ambulans helikopterin rüyasını görmeyi, doktoru bulabilmeyi, doktora ulaşabilmeyi, doktora ulaşabilirse MR'dı, tomografi'ydi, vay vay vay... Sonra güç bela bir reçete alabildiyse, o reçetenin beş kalem ilacından üçünü ya bulurdu ya bulamazdı. Ey Kılıçdaroğlu sen o gün SGK Genel Müdürü'ydün. Bu milletin çektiği sıkıntıları unutuldu mu zannediyorsunuz? Daha büyük hayallerinin ve hedeflerinin olmadığını mı zannediyorsunuz? Bu millete zulmedenler, bu milletin derdini dert edinmeyenler, bu milletin milli iradesinin yanında olmayanlar, zaman zaman yine o eski günlerini hatırlıyor ve yine zannediyorlar ki kapalı kapılar ardından planlar yapacaklar, kasetler montajlayacaklar ve milleti yeniden kandırarak, bir taraftan milletin iradesinin ümüğünü sıkacaklar diğer taraftan da milleti hor kullanmaya devam edecekler. Artık yağma yok, artık AK Parti var ve Recep Tayyip Erdoğan var. Milletle beraber yürüyoruz. Sandık ne derse, millet ne derse, milletin emrindeyiz, hak ve hukukunu bugüne kadar hiçbir güç odağına, hiçbir çıkar çevresine, içeriden veya dışarıdan gelsin asla zedeletmedik ve zedeletmeyeceğiz."
