Kılıçdaroğlu, partisinin Tunceli mitinginin ardından geldiği Pertek ilçe meydanında partililere hitap etti.
Seçim otobüsünün üzerinde konuşan Kılıçdaroğlu, ilçede miting programlarının olmadığını belirterek, 'Burada toplanmışsınız. Tamamınızı Silivri'ye göndereceğim. Korsan miting yapıyorsunuz' dedi.
Yerel seçimlere gidildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, vatandaşların daha güzel, halka hesap veren, daha uygar, daha çağdaş bir yönetim arzusu içerisinde olduklarını, kendilerinin de aynı arzuyu taşıdıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
'Adım adım Türkiye'yi geziyorum. İlleri geziyorum, ilçeleri geziyorum. Böyle korsan mitinglere de katılıyorum ama bir arzum, bir hedefim var. Bu ülkede herkesin aşı, işi olsun. Her çocuğun işi olsun. Her anne, baba evinde mutlu olsun. Her akşam eve helal lokma gelsin. Yolsuzluk olmasın, kardeşlik egemen kılınsın ve bu coğrafyada huzur olsun. En büyük arzum budur. Bunun için yola çıktım. Bunun için mücadele ediyorum. Tabii şunu söyleyeyim. En büyük desteğim sizlersiniz. Size inanıyorum, size güveniyorum.'
Kendisinin de bu toprakların çocuğu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunun için de çok mutlu ve onurlu olduğunu dile getirerek, 'Gerçi başçalan arada bir beni suçluyor. 'Kılıçdaroğlu, ha unutmayın o Dersimli.' Sanki Dersim başka bir yer. Evet Dersimliyim ve onur duyuyorum. Nesi var Dersimin? Dağları var güzel, baharı var güzel, güneşi var güzel. Her şeyden önemlisi, insanları var ve güzel. Geleneğimiz var, töremiz var. Anadolu insanı nasıl yaşıyorsa biz de öyle yaşıyoruz zaten. Uzaydan gelmedik. Bu ülkenin bir parçasıyız' ifadesini kullandı.
- "Temiz bir siyasetin, barışın yolunu açacağız"
Barış istediklerini, kavga etmek istemediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
'Bakın arkadaşlar söylediler. Geçen gün burada bir genç arkadaşımıza şiddet uygulanmış. Ayağı kırılmış. Asla kabul etmiyorum. Yuh çekmeyin. Asla kabul etmiyorum. Elbetteki herkesin düşüncesi, görüşü olur. Siyasi partiler farklı farklı propaganda yapabilir ama şiddet doğru değil, kavga doğru değil. Bu coğrafya kavgadan çok çekti. Barış varken niye kavga ediyoruz? Birbirimize merhamet etmek varken neden farklı gözlerle bakıyoruz? En büyük arzum, sokağa çıktığımız zaman hiç tanımasak bile bir vatandaşa güleryüzle 'merhaba' diyebilmektir. Hep beraber ayın 30'unda sandığa gideceğiz. El ele gideceğiz, kol kola gideceğiz. Bir barış havası içerisinde gideceğiz. Bir demokrasi şöleni içerisinde gideceğiz. Emin olun büyük umutlarım var. İnşallah Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz. Temiz bir siyasetin, barışın yolunu açacağız, huzurun yolunu açacağız.'