Erdoğan, Kanal 7 Ülke TV ortak yayını "İskele Sancak" programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
"Ergenekon davasındaki tahliyelerin ardından davanın çöktüğünü düşünüp düşünmediğinin" sorulması üzerine Erdoğan, tutukluluk süreleriyle ilgili yasal düzenleme yapılırken süreleri kısaltmanın hedeflendiğini, 10 sene tutuklu kalınmasına rağmen bu süre içinde hüküm verilmemesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. "Böyle saçmalık olur mu, bu zulüm değil mi? Bu insan diyelim ki beraat etti, 10 sene içeride yatması onun yanına mı zalimlerin yanına mı kar kalacak" diyen Başbakan Erdoğan, düzenlemeyle yargıya da "bir an önce konuyla ilgili kararlarınızı verin, mahkum olacaksa mahkum olsun, hükümlü hale gelecekse hükümlü olsun yoksa çıksın" mesajını verdiklerini anlattı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili gerekçeli kararın 7 ay boyunca yazılmadığını, bu nedenle de temyize gidilemediğini anımsatan Erdoğan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını da içeren anayasa değişikliği referanduma götürüldüğünde CHP, MHP ve BDP'nin pakete karşı çıktığını söyleyerek "Bireysel başvurudan kimler kazanıyor, bunlara gönül vermiş olanlar kazanıyor. Demek ki biz burada adil bir yönetim seçtik ve onların önünü açmış olduk" ifadesini kullandı.
Tahliyelerin beraat olarak yorumlanmasının yanlış olduğuna işaret eden Erdoğan, yargılama sürecinin tutuksuz olarak devam edeceğine, yurt dışına çıkışın da yasaklandığına vurgu yaptı. Ergenekon davası kapsamında, tutukluluk süresi 5 yıldan kısa olanların da Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda tahliye edildiğini kaydeden Erdoğan, "Biz burada AK Parti olarak adil bir yargılama olsun, tutukluluk, hükümlülük, bunlara yönelik adım atalım istedik. Attığımız adım buna yöneliktir. Bu konularla ilgili de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle bireysel başvuruda daha farklı gelişmeler de olabilir. Anayasa Mahkemesinin attığı bu adımlar, yerel mahkemelerin vermiş olduğu kararlar, bu süreçte bana göre bir rahatlama da getiriyor" değerlendirmesini yaptı.
"17 Aralık'tan sonra Ergenekon davasına bakışınız değişti mi" sorusunu Erdoğan, "17 Aralık öncesinde zaten intikam timleri kurulmuş. Bir kısım yargı mensupları adeta intikal timi gibi hareket ediyor. Bunu yerel mahkemede de üst mahkemede de görüyorsunuz. 'Ben bunu burada ne kadar daha fazla yatırırsam, o kadar kardır' diyor. Böyle bir adalet olur mu? Ne kadar erken karar verilirse o kadar adil davranmış olursunuz. Bunların böyle bir derdi yok ki. 'Ne kadar fazla yatarsa ben bundan intikamımı o kadar almış olacağım', mantık bu" yanıtını verdi.
-"Bazı medya gruplarının attıkları başlıklara dikkat edin"
Erdoğan, "28 Şubat mahkemelerinin yargılamaları veya haksız kararlarıyla ilgili bir şey yapılması gerektiğine inanıyor musunuz" sorusu üzerine de bu konularla ilgili çalışmalar olduğunu belirtti. 28 Şubat ile ilgili yalnızca Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) muvazzaf veya emekli mensuplarının yargılanmasının doğru olduğuna inanmadığını, bunu daha önce de söylediğini dile getirdi. "Bir kısım sermaye bir kısım medya, bunlar o dönemin çok ciddi şakşakçılarıydı" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla bunlar neden dinlenmiyor da sadece TSK'nın mensupları dinleniyor çünkü o arada o işin içerisinde bizzat yer alanlar var. Sivil kanat. Bu konuyla ilgili bu süreç içerisinde sivil kanada da bu iş uzanabilir, yeni düzenlemelerle birlikte. O paralel yapıyla ilgili olarak, paralel yargı diyelim, yine tenzih ediyorum iyilerini, bu işin dışarıda pazarlamacıları, komisyoncuları var. Bu komisyoncularla beraber bu işler götürülüyor. Çok açık, net ortada. Bundan dolayı seçim kampanyasında bazı medya gruplarının mesajlarına, attıkları başlıklara dikkat edin. Bu başlıklara baktığınız zaman buralarla bağlantılı olan tiplerdir, bunun endişesini taşıyarak o başlıkları atıyor, ona göre köşelerini yazıyorlar. Bunların hepsi buradan kaynaklanıyor."
-"Paralel yapı ülkenin karışmasını istiyor"-
"Çözüm süreci hangi aşamada ve paralel yapının buraya müdahalesi ne noktada" sorusuna karşılık da Erdoğan, TBMM tatile girmeden yeni Demokratikleşme Paketi'nin Genel Kuruldan geçtiğini, paketin sürece yönelik çok ciddi adımlar içerdiğini anımsattı.
Özellikle bölgeyi rahatlatacak bir hava oluştuğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu 'paralel yapı' dediğimiz fenomen burayı da hedef alıyor. Çünkü onlar ülkenin karışmasını istiyorlar. Ülkeyi karıştırmaya muktedir olamayınca bundan rahatsız oluyorlar. Çünkü onlar da buradan nemalanıyordu. Ama şimdi ülke sükut bulursa... Ne diyorlardı? 'Güneydoğu'daki sükuneti biz sağladık' diyorlardı. Neyle oralardaki dershaneleriyle sağlamışlar. Tamam, şu anda dershaneleriniz yine var. Siz eğer bu sükuneti sağlamak gibi bir idealiniz varsa bu işte 2015'in Eylül'üne kadar devam edeceksiniz."
Yeni düzenlemeyle bir partinin devlet yardımı alabilmesi sınırını yüzde 7'den yüzde 3'e düşürdüklerini ifade eden Erdoğan, şunları belirtti:
"Seçim barajı" konusunda ise bir anlaşma sağlayamadıklarını söyledi. Erdoğan, "Bütün bunlarla bugüne kadar bizim tespit ettiğimiz talepleri, çözüm sürecine oturttuk ve yasal düzenlemesini de ona göre yaptık. Hiçbir yasal düzenleme veya hukuk o gün koyduğunuz noktayla bitmez. Tekamül denilen bir olay var. Bunu zaman içerisinde güncellemek durumundasınız. Bugün hala 30, 40, 50 yıl öncesinin yasalarıyla idare ettiğimiz bazı düzenlemeler var. Artık burada kalmak gibi bir şey söz konusu olamaz. Bunun sürekli güncellenerek o günün şartları neyse ona göre ayarlamamız gerekiyor."
AK Parti kurulurken güneydoğu illerini dolaştığında kendisine "Sadece olağanüstü hali kaldırın, biz sizden başka bir şey istemiyoruz" denildiğini aktaran Erdoğan, iktidara geldiklerinde "olağanüstü hal" uygulamasını hemen kaldırdıklarını anımsattı. Erdoğan, "O dönemde kaldırmamıza rağmen ondan sonra çıkardığımız maddelerin sayısı 50, 60, 100'ü buldu. Durmadık. 'Silah sussun, siyaset kazansın' dedik, yok. Samimi davranmadılar hala da davranmıyorlar. Öyle olmasına rağmen, onlar istedi diye değil o bölgedeki insanımız neye layıksa onu yapalım, Batıda ne varsa doğuda, güneydoğuda da o olsun, ülkemizin 780 bin kilometrekaresinde vatandaşlarımız hepsi aynı hak ve hukuka sahip olsunlar."
(Sürecek)