Bakanlıktan yapılan açıklamada, bazı gazete ve internet sitelerinde "Sorgu odasında akıl almaz sorular", "Atatürk mü Başbakan mı", "Velileri isyan ettiren soru", "Okul karıştı", "Adana'da MEB müfettişi terörü" ve "Skandal soru" başlıklarıyla asılsız haberler yer aldığı anımsatıldı.
Anayasa'nın 42. maddesi, Milli Eğitim Temel Kanunu, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri uyarınca, kamu ya da özel bütün eğitim kurumlarında denetim yapma görev ve yetkisinin bakanlığa verildiği belirtilen açıklamada, ilgili mevzuat hükümlerine göre, eğitim kurumlarında herhangi bir siyasal partinin lehinde ya da aleyhinde propaganda yapmanın yasaklandığı vurgulandı.
Açıklamada, Bakanlığın, bu kurumların eğitim öğretim faaliyetlerini mevzuat hükümlerine uygun yürütüp yürütmediğine ilişkin denetim ve gözetimlerini, maarif müfettişleri aracılığıyla gerçekleştirdiği ifade edildi.
-"Keyfi soruşturma mümkün değil"
Maarif müfettişlerinin, keyfi olarak herhangi bir araştırma, inceleme ve soruşturma yapmalarının mümkün olmadığına işaret edilen açıklamada, müfettişlerin bu prosedüre uygun biçimde, Rehberlik ve Denetim Başkanlığı ve Valiliğin görevlendirme emirleriyle 14 Mart Cuma günü Adana'da adı geçen okula gittikleri bildirildi.
Açıklamada, müfettişlerce incelemeye başlanmadan önce, müdür odasında, okul yöneticilerine, öğretmenlere ve velilere, okulda bulunma amaçları ve müfettişlik çalışma usul ve kuralları hakkında ayrıntılı bilgi verdikleri belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Daha sonra müfettişlerimizin inceleme aşamasına geçerek bir velinin bilgisine başvurduğu sırada, veli olup olmadığı tespit edilemeyen ancak avukat olduğunu söyleyen ve kucağında çocuğu bulunun bir kişi, müfettişlerimizin görev yaptıkları çalışma odasına girerek, aleni hakaretlerde bulunmuş, denetimin yapılmasını engellemeye çalışmıştır.
Bu kişiye, yapılan çalışmanın yasal dayanakları, yöntemi ve kapsamı konusunda müfettişlerimizce yeniden bilgi verildiği sırada veli olup olmadıkları bilinmeyen bazı kişilerce müfettişlerimizin çalışma odası işgal edilmiş, müfettişlerimiz başta olmak üzere Bakanlığa, devlet büyüklerine galiz hakaret ve küfürler edilmiş, çalışma ortamında fiziki şiddet uygulanmış, müfettişlerimiz görevlerini yapmadan okul dışına çıkarılmaya çalışılmıştır. Üstelik bütün bu yaşanan cebir, şiddet ve hakaretler, eylemi gerçekleştiren şahıslar tarafından cep telefonlarıyla kayda da alınmıştır."
-Suç duyurusunda bulunuldu
Uygun çalışma ortamının kalmaması, büyüyen tartışmaların linç girişimine dönüşmesi olasılığını göz önünde bulunduran müfettişlerin, müdürün yardımıyla okulun arka kapısından çıktıkları sırada da yine sözlü saldırılara maruz kaldıkları anlatılan açıklamada, "Daha sonra belirli medya organlarına servis edilmek üzere önceden organize edildiği ve planlandığı anlaşılan bu olay, müfettişlerce tutanak altına alınarak, Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur" ifadesine yer verildi.
Açıklamada, müfettişlerin, rehber öğretmen nezaretinde, adı geçen okulda öğrenim gören öğrencilere "Okulda veya sınıfta öğretmenler ve yöneticiler tarafından siyasi propaganda yapılıp yapılmadığına, bu propaganda doğrultusunda öğrencilerin yönlendirilmeye çalışılıp çalışılmadığına, devlet erkanına yönelik iftira, kin ve nefret uyandırıcı ifadelerin kullanılıp kullanılmadığına, farklı siyasi tercihleri olan öğrencilerin kurumdan uzaklaştırıldığına şahit olup olmadıklarına yönelik" sorular yöneltildiği kaydedildi.
-Kara propaganda çalışması
Müfettişlerce, hiç kimseye haberlerde iddia edildiği türden soru veya soruların kesinlikle yöneltilmediğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Aynı gün, aynı üslup ve aynı çarpıtmalarla bir grup gazeteye servis edilen bu iddiaların, kurumlarımızı yıpratmaya ve özellikle görevini yapan maarif müfettişlerimizi yıldırmaya yönelik sistematik bir kara propaganda çalışması olduğu görülmektedir. Bakanlığımız ilgili mevzuatın amir hükümleri doğrultusunda, eğitim kurumlarında illegal faaliyetlerin tespit edilmesi de dahil olmak üzere her türlü yasal denetim görevini kararlılıkla sürdürecek. Adı geçen yasal denetimi çarpıtarak haberleştiren, kamu görevlilerinin görevlerini yapmasının engellenmesini teşvik eden, alenen yalan haber yapan bu yayın organları hakkında da suç duyurusunda bulunulacak. Adı geçen yayın organlarında yer alan haberlerin, tamamen yalan, asılsız ve kamuoyunu yanlış yönlendirmek amaçlı, sistematik kara propagandanın bir parçasıdır."