Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren MEB Temel Kanunu ile Bazı KHK'lerde değişiklik yapılmasına dair yasa ile dershanelerde görev yapan öğretmenlerin istihdamına ilişkin düzenlemelerin de yer aldığını anımsattı.
Dershanedeki bütün öğretmenlerin kamuda istihdam edilmesi gibi bir dertlerinin olmadığına işaret eden Tekin, "Birinci amacımız eğitimde özel sektörün katkısını ve payını artırmak olduğu için burada birincil hedefimiz dershanelerde istihdam edilen öğretmenlerin özel okullarda istihdam edilmesi, dershanelere teşviki bunun için veriyoruz. Özel sektör okullaştıkları zaman zaten bu öğretmenlerin önemli bir kısmını orada istihdam edecekler. Kalan kısım, yani okullaşamayan dershanelerden işsiz kalacak öğretmenlerle ilgili de bunların bir kısmını MEB istihdam etmeyi taahhüt ediyor. Ama burada derdimiz şu değil, bütün öğretmenleri alalım, dershanecilik çöksün, böyle bir şey yok. Tam tersine biz dershaneleri teşvik edelim, oradaki öğretmenler, oradaki çalışanlar, özel okul halini alsın orası, orada çalışmaya devam etsinler, arzumuz, isteğimiz bu" diye konuştu.
Tekin, şimdiye kadar MEB'in tekelinde bulunan açık öğretim yapan lise açma hakkını dershanecilikten özel okula dönüşmek isteyen kurumlara da tanıdıklarını anımsattı.
Açık liseye dönüşecek bu kurumların ellerindeki öğretmen kadrosuyla mevcut fiziksel koşullarda verebilecekleri kadar dersi açık lise mantığıyla vermesini istediklerini anlatan Tekin, "Dershaneler mevcut kadrolarıyla yüz yüze verebilecekleri dersleri yüz yüze verecekler, mevcut sınıflarında yapabilecekleri dersleri yapacaklar. Diğer dersleri, yani öğretmen istihdam etmekte zorlandıkları, bulamadıkları alanlardaki dersleri ise bizdeki açık lise mantığıyla öğrencileri sınavdan sınava davet edip sınava alarak açık lise diploması verecekler" ifadelerini kullandı.
İlkokul öğretmenleri çok fazla rahatsız eden, çok eski tarihli disiplin cezalarını da yürürlükten kaldırdıklarını dile getiren Tekin, "Orta öğretimde tedrisat yapan öğretmenlere verilecek disiplin cezaları tanımlanırken, ilkokul öğretmenliğine düşürmeyi bir ceza olarak tanımlıyordu. Buna benzer ilkokul öğretmenlerinin ve ortaokul öğretmenlerinin çok subjektif kriterlerle cezalandırılmasını sağlayan 4357'de öğretmenlerin disiplin cezalarıyla alakalı sayılan kanunda bütün bu tırnak içinde söyleyeyim, 'demode ve subjektif' cezalandırma yöntemlerini kaldırdık. Öğretmenlerimiz diğer devlet memurları gibi 657 sayılı kanunda ilgili hükümlerdeki disiplin cezalarıyla ancak cezalandırılabilecekler. Bunu önemsiyorum, önemli bir düzenleme" şeklinde konuştu.
Türkiye'de kamu bürokrasisinde idari pozisyonlara atananların kendi arzusu olmadığı sürece ilanihaye o koltuğu işgal edeceği varsayımından hareketle, kazanılmış hak tasarımı yapıldığını anlatan Tekin, uzun yıllar aynı pozisyonu işgal eden, aynı pozisyonda çalışan, bir anlamda enerjisi kalmamış kişilerin yerine yeni kadroları istihdam etmeyi istediklerini ifade etti.
Bunun sadece MEB'in değil Türkiye'de kamu bürokrasisinin problemi olduğuna işaret eden Tekin, bunun demokrasinin temel prensipleriyle çeliştiğini, MEB'deki revizyonların da kamuoyunda yansıtıldığı gibi çok yüksek sayılarda olmadığını bildirdi.
Merkez teşkilatında çok önemli sayıda bürokratla çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Tekin, okul müdürlerine ilişkin verilen 100 bin rakamının tamamen afaki olduğunu kaydetti.
Okul müdürü, müdür başyardımcısı, kurum müdürü, kurum başyardımcısı, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı sıfatlarına sahip yaklaşık 70 bin kişi bulunduğunu aktaran Tekin, yasanın öğretmenliği asıl kadro olarak, müdürlük, müdür başyardımcılığı, müdür yardımcılığı unvanları ikincil görevler olarak tanımladığını belitti.
-"Benim tahminim, üçte biri civarında bir rakam, 3-5 bin ile sınırlı kalacak"
Kanunla bu görevlendirmeye bir süre sınırı getirdiklerine dikkati çeken Tekin, şunları kaydetti:
"Mesela üniversitelerde rektörler 4 yıllığına görevlendirilirler. Fakültelerde dekanlar 3 yıllığına görevlendirirler. 3 yılı bitirdiğinde eğer yeniden atanırsa devam ederler, atanmazlarsa öğretim üyeliğine geri dönerler. Aslında bizim burada yaptığımız şey de onun aynısı. Görevlendirdiğimiz okul müdürü, görevlendirdiğimiz müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı 4 yıllığına görevlendiriyoruz, 4 yıl boyunca çalışacaksınız, 4 yıl içerisindeki performansınızdan sizin yöneticileriniz, ilçe müdürünüz, il müdürünüz memnunsa yeniden görevlendirileceksiniz, memnun etmediyseniz insanları görevlendirilmeyeceksiniz, öğretmenliğe devam edeceksiniz. Dolayısıyla yaptığımız şey şu, sadece böyle bir görevlendirme süresi tanımladık. Bu rakamlar 41 bin, 50 bin, işte 100 bin rakamları tamamen afaki rakamlar. Bu kapsamda bizim elimizdeki rakamlara göre 4 yılını doldurmuş idareci sayımız 15,16 bin civarında. 39 bin kurumumuz var, okul müdürü, müdür yardımcısı atayabileceğimiz kurumumuz var. Bunların hepsi 4 yıllık süreyi doldurmuş değiller. 4 yılı dolduranlar, onların süresini biliyoruz ama performansından memnun olunmayanların kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. Benim tahminim üçte biri civarında bir rakam, 3-5 bin ile sınırlı kalacaktır."
-Bu bir cezalandırma değil
Düzenlemenin bir cezalandırma olmadığını vurgulayan Tekin, "Eğer bir okul müdürü müdürlükten öğretmenliğe geçişi bir ceza olarak görüyorsa bu 800 bin kişilik öğretmen camiasına yapılmış bir hakarettir. Benim mesleğim öğretim üyeliği. Yarın müsteşarlıktan ayrıldığımda öğretim üyeliğine gitmeyi bir ceza olarak görmem. Bu benim mesleğimdir. Okul müdürü olarak görev yapan arkadaşlarımızın da süresi dolduğunda müdürlükten öğretmenliğe dönmesi bir ceza falan değildir, asli görevidir" dedi.
30-32 yıldır okul müdürlüğü yapan isimler bulunduğunu anlatan Tekin, eğitimin gerçekten çok hızlı değişen bir sektör olduğunu, bu ay içerisinde 675 bin tablet bilgisayar dağıttıklarını, burada değişime ayak uydurabilecek yöneticilere ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Okul müdürlerinde sadece görevlendirme tanımını süreyle sınırla altını çizen Tekin, atama ya da görevlendirme yöntemi veya sınav prosedüründe değişiklik yapmadıklarının altını çizdi.
Tekin, mevcut yönetmelikteki yazılı ve sözlü sınavla okul yöneticilerinin 4 yıllığına görevlendirileceklerini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat yapısında bir kaç tane önemli değişiklik yaptıklarını ifade eden Tekin, müsteşar yardımcıların sayısını artırdıklarını, grup başkanı olarak tanımlanan birimler daire başkanı olarak tanımlandıklarını ve sayısını artırdıklarını kaydetti.
MEB'in ÖSYM'nin yaklaşık 3 katı kadar sınav yaptığını dile getiren Tekin, ölçme, değerlendirme ve sınav hizmetleri işiyle uğraşan bir genel müdürlük oluşturduklarını, genel müdürlüğün sadece sınav yapmayacağını, milli eğitim bünyesindeki uluslararası sınavlarla uluslararası örgütlerle bağlantı kuracağını, ARGE hizmeti vereceğini ifade etti.
Yurt Dışı ve Yükseköğretim Genel Müdürlüğünün yurt dışından gelen okul açma taleplerini de inceleyeceğini dile getiren Tekin, "Afrika'dan Balkanlara Kafkasya'ya kadar her taraftan Türkiye Cumhuriyeti gelsin biz de resmi okul açsın talepleri var. Bunları koordine etmek üzere bu genel müdürlüğü oluşturduk" diye konuştu.
(Bitti)