Dolar

34,8761

Euro

36,7523

Altın

3.038,06

Bist

10.140,82

Başbakan Yardımcısı Arınç, Diyarbakır'da: (3)

Başbakan Yardımcısı Arınç, Diyarbakır'da: (3)

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-13 13:30:13

Başbakan Yardımcısı Arınç, Diyarbakır'da: (3)
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "(Çözüm süreci) 'Bu hükümeti ben yıpratayım, yıkayım da çözüm süreci tarihin çöplüğüne atılsın' diyenlerin bir hesabı mutlaka vardır ve devam etmektedir. Çözüm süreci Türkiye'nin en büyük ve en son şansıdır. Bunu götürmeye ve sonuçlandırmaya mecburuz. Yoksa eski günlere döneriz. 'Eski günlere dönelim, ne kadar güzeldi' diyenlere yazıklar olsun" dedi.

Diyarbakır'daki temasları kapsamında bir araya geldiği basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Arınç, "Çözüm sürecinde çıkan olayların çözüm sürecini etkileyebileceğini düşünüyor musunuz? 30 Mart yaklaştıkça bu olayların çıkması sizce tesadüf mü?" yönündeki soru üzerine, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını söyledi.

Arınç, bugünkü olaylarla bir başka olayı ilintilendirmek ve irtibat kurmak için çok iyi bilgilere sahip olmak ve bunların gerçek birer delil olarak ellerinde bulunması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bunun dışında herkes bazı şeyleri konuşabilir, bazı irtibatlar kurabilir, bazı yorumlar yapabilir. Ben çözüm sürecini engellemeye yönelik bir hareket olarak veya onu da içerisine alan bir olay olarak aslında 17 Aralık ile başlayan süreci düşünüyorum. Çünkü bazen, 'bir taşla birkaç kuş vurmak' tabir edilirse hükümeti güçsüzleştirmek, hükümeti ve başbakanı itibarsızlaştırmak, 30 Mart öncesinde herkesi bir endişe, bir kuşku, bir tereddüt içerisine düşürmek, hergün yerli yersiz dinlemelerin tapelerini yayınlamak, tüm kurumları zan altında bırakmak, bence bir taşla 10 kuş vurmaya bedel ama sonucunda hükümeti gidermeye, götürmeye, güçsüz hale getirmeye yönelik bir hareket olarak düşünüyorum."

- "Hiçbir siyasi parti bugünkü hükümet kadar güçlü değildi"

"Eğer hükümet güçsüz olacaksa, hükümet itibarsız hale gelecekse bunun tabi sonucu da çözüm sürecinin bitmesi demektir" diyen Arınç, çünkü böyle bir sürecin arkasında durmak için güçlü bir hükümete ihtiyaç olduğunu kaydetti.

40 yılını siyasette geçirdiğini hatırlatan Arınç, "Hiçbir siyasi parti bugünkü hükümet kadar güçlü değildi. Onun için çözüm sürecine başlayamadı ve sonunu getiremediler. Kim iyi niyetle yola çıkmışsa rahmetli Özal'ı da işin içine sokarak söyleyeyim ki önü kesilmiştir. Bir şekilde o süreç baltalanmıştır. Ve sürecin başarısızlığı istenmiştir, içeridekiler ve dışarıdakiler tarafından. Bu hükümetten başka hiçbir hükümet geçmişte çözüm sürecinin arkasında duramadı, bundan sonra da duramaz. Baldıran zehiri içmeye bile karar vermiş bir hükümet, 'Yıkılırım giderim ama bu sürecin arkasında dururum' diyen bir hükümet geçmişte yoktu, bundan sonra da gelmez" diye konuştu.

- "Çözüm süreci Türkiye'nin en büyük ve en son şansıdır"

"Bir başbakan siyasi geleceğini en büyük riskin altına atıyor ve çözüm sürecinin arkasında duruyorsa onu götürmeye yönelik her eylem bilesiniz ki; bu süreci bitirmeye yöneliktir. Hükümeti demokratik yollarla değiştirmek yerine demokrasi dışı yöntemlerle iftiralar, isnatlarla kendi içinden çökertmek suretiyle dinlemelerle veya başka gayri hukuki yollarla yıpratmaya yönelik şeyler hükümetin gitmesiyle birlikte çözüm sürecinin gitmesini de çabuklaştıracaktır" ifadelerini kullanan Arınç, çözüm sürecinin bıçak üstünde giden işlem olduğunu, iki tarafa da devrilmesinin mümkün ve muhtemel olduğuna işaret etti.

Arınç, çözüm sürecinin hükümetin iradesiyle devam ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Elbette bunun karşılığında, 'bu hükümeti ben yıpratayım, yıkayım da çözüm süreci tarihin çöplüğüne atılsın' diyenlerin bir hesabı mutlaka vardır ve devam etmektedir. Çözüm süreci Türkiye'nin en büyük ve en son şansıdır. Bunu götürmeye ve sonuçlandırmaya mecburuz. Yoksa eski günlere döneriz. 'Eski günlere dönelim, ne kadar güzeldi' diyenlere yazıklar olsun, ben böyle birşey düşünemiyorum. Bu hükümetin dışında çözüm süreci devam edecekse onun imkanları da aranabilir. Ama bu demokratik yöntemlerle olur. CHP çözüm sürecinin arkasında olduğunu söylüyor mu? MHP çözüm sürecinin ç'sinden bile bahsetmeye izin veriyor mu? Diğer partilerdeki arkadaşlarımız elbetteki çözüm sürecini istiyor, çözüm sürecini destekliyorlar ama söz ve hareketleriyle, 'acaba bu siyasi irade bu çözüm sürecinin arkasında ne kadar güçlü?' derseniz ben çok fazla güçlü olmadığını görüyorum. Hükümetin desteği ve kararlılığıyla bu süreç 15 ay sonra bu noktaya geldi. Hala diş gıcırdatan, 'Ah şu iş bir bitse de silah elde olsa, yine cenazeler gelse, yine anneler gözyaşı dökse' diye pusuda bekleyenler var. Onlara fırsat vermeyelim. Hepimiz görevimizin başındayız. Bu hükümeti sadece bu amaçla bile olsa yıkmaya çalışanlara kimse prim vermemeli."

- "TRT Şeş'e çok daha fazla yatırım yapıyoruz"

Bir basın mensubunun "TRT'nin Kürtçe yayın yapan kanalının adının neden Kürtçe olmadığı" yönündeki sorusu üzerine, Başbakan Yardımcısı Arınç, kanalın 3-4 yıldır çok güzel hizmetler yaptığını belirterek,"Hem Zazaca hem Soranice ve ilk başladığı günden bu yana da Kurmanci lehçesinde çok güzel yayınlarına devam ediyor. Çok güzel izlendiğini duyuyor ve seviniyoruz. Özellikle TRT Şeş'e çok daha fazla yatırım yapıyoruz. Milyonlarca insanın beğenisi olduğu için bir aile kanalı olarak ona bakıyoruz. Yani Şeş derken de aslında Kürtçe bir kanal olduğunu da ifade etmiş oluyoruz. Bir farklılık, bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ama bugün Diyarbakır'a gelişimizin şerefine bu teklifinizi de düşünelim" diye konuştu.

Arınç, Avrupa Parlamentosu 2013 Türkiye İlerleme Raporu'na ilişkin de "Raporda büyük eksiklikler var. Haksız alınmış karar ve düşünceler var. Bunlar eleştirilebilir. Bugüne kadar Avrupa Parlamentosu'nun bazı kararları da eleştirildiği gibi buna esasen gerekçeli olarak da Dışişleri Bakanlığımız bir cevap verdi. AB Bakanlığımızın da mutlaka söyleyecekleri var. İşi ehline bırakalım, onlar bu konuda taktir ve eleştirilerini yapacaklardır, yaptıkları gibi" dedi.

(Sürecek)

Haber Ara