Erdoğan, partisinin Tevfik Sırrı Gür Stadyumu yanında düzenlenen mitingde halka hitap etti.
3 Kasım 2002'de milletin AK Parti'ye yetki verdiğini ve o andan itibaren Türkiye ve millet için yollara düştüklerini, şehirler ve insanlar için hizmet ürettiklerini belirten Erdoğan, AK Parti'nin oylarının her seçimde daha da arttığını anlattı. Anketlerin, 30 Mart seçimlerinde de milletin "AK Parti" dediğini ifade eden Erdoğan, yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkacaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Siyaseti bir lider niçin yapar? Birinci parti olmak için yapar değil mi? Fakat ben bakıyorum ki ne Kılıçdaroğlu'nun ne diğerlerinin hiçbirinin birinci parti olmak gibi bir derdi yok. Biz, partimizi kurduk, daha 16. ayda girdiğimiz ilk seçimde biz birinci parti olduk. Yüzde 34,5 oyla birinci parti olduk. Hedefimiz bu, bizim bir derdimiz var, aşkımız var ve birinci parti olduk. Yüzde 63 parlamentoda temsil yetkisi aldık. 3 genel, 3 yerel, 2 de referandum geçirdik, 8 seçim. Hepsinden birinci çıktık. Şimdi, bu sekizincisinde 'Eğer partim birinci olmazsa ben genel başkanlığı bırakmaya hazırım' diyorum. Şimdi soruyorum, Ey Kılıçdaroğlu, sana o tatlı gelen koltuğu bırakmaya var mısın? Birinci olamazsan o koltuğu bırakmaya var mısın? Bırakamaz, tadı var tadı. Ey Bahçeli, sana da sesleniyorum. Bildim bileli o koltukta oturuyorsun, hiçbir işe yaramadın ya. Hep üçüncü oldun. Hele hele ilk seçimde zaten parlamentoya da giremedin. Şimdi, sen, yine üçüncü parti olacaksan, bu koltuğu artık bırak da doğru düzgün bir muhalefet oluşsun. Sokakları tahrik etmekten vazgeç ve kalkıp Tayyip Erdoğan'a 'Gençleri tahrik etme' gibi bir iftira atma. Dürüst ol. Eğer böyle bir iftira varsa bunun başında siz varsınız.
AK Parti gençliği sokaklarda değil, bugüne kadar olmadı, bundan sonra da olmayacak. AK Parti gençliğinin elinde molotof yok, taş yok, sopa yok. AK Parti gençliğinin elinde tablet bilgisayar var, kalem var, kitap var, farkımız bu. Ama Kılıçdaroğlu'nun böyle bir derdi yok. Aynı şekilde Bahçeli'nin böyle bir derdi yok. BDP'nin zaten hiç böyle bir derdi yok çünkü o, bölücü terör örgütünün riyasetinde, onun verdiği destek ile siyaset yapıyor. Yoksa kendi gayretleri ile değil, tehdide dayalı, gerilime dayalı bir siyaset..."
-"Ey MHP, senin bu gezicilerle ne işin var"
"30 Mart'ta sandıktan AK Parti'nin çıkacağını gören muhalefet, medya, bazı iş adamları, huzuru bozmak için sandığı gölgelemek için çok çirkin girişimler başlattılar" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Önce Gezi, dediler, başarılı olamadılar. Ardından 17 Aralık darbe girişimini başlattılar, başarılı olamadılar. Şimdi de sokakları tahrik ederek, sokakları terörize ederek sonuç almaya çalışıyorlar. Medya, günlerdir sokakları ateşe vermek için sorumsuzca yayın yapıyor. İş adamları çıkıyor, sokakları karıştırmak için ahlaksızca tahrikler yapıyor. Siyasetçiler çıkıyor, seçime sadece 17 gün kala sokakları karıştırmaya çalışıyor. Filistinli bir tek çocuk için gözyaşı dökmeyen, Mavi Marmara şehitlerine terörist gözüyle bakan, Mısır için Suriye için yüreği yanmayan Pensilvanya'daki zat, taa oradan sokakları karıştırma çağrısı yapıyor.
Ey Mersin, ey Türkiye, kimin kiminle iş tuttuğuna çok dikkat edin. Kimlerin kimlere sahip çıktığına çok dikkat edin. Allah aşkına soruyorum, ey MHP, senin bu gezicilerle ne işin var. Sen bu gezicilerle nasıl yan yana durabiliyorsun. O illegal örgütlerle, marjinal örgütlerle polise, askere kurşun sıkan o terör örgütleri ile sen nasıl ittifak yapabiliyorsun? Ankara'da bayrağımızı yakanlarla, İstanbul'da başörtüsüne saldıranlarla sen nasıl işbirliği yapabiliyorsun? MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum, yılların MHP'sinin DHKP-C gibi terörist bir örgütle, polise, askere, devlete kurşun sıkan bir örgütle aynı safta yer alması, senin kanına dokunmuyor mu? Ey MHP yönetimi, marjinal sol örgütlerle aynı hizada durmak, sizin kanınıza dokunmuyor mu? Türkiye düşmanları ile işbirliği yapmak, kol kola girmek, onlara avukatlık yapmak, sana mı düştü ey MHP?"
-"Sizi susturan ne?"
Erdoğan, Mersin'de çok büyük bir skandal yaşandığını ve vali, vali yardımcıları, korumaları, hakimler, savcılar, emniyet müdürleri, bürokratların yanı sıra AK Parti, CHP, MHP ve BDP'nin il başkanlıklarının dinlendiğine işaret ederek, bu dinlemelerin hukuksuz ve keyfi yapıldığını vurguladı. Bu dinlemelerin ileride şantaj yapmak ve tehdit etmek için kaydedildiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Ey MHP, buna ne kadar susacaksın. EY CHP, ey BDP, buna daha ne kadar susacaksın? Sizi susturan ne? Devlete, millete, ulusal güvenliğimize ve hatta MHP il başkanlığına dinlemeler yoluyla saldırı yapılıyor ama MHP buna ses çıkarmıyor" dedi.
-"Bunlar, çok çok yanlış yola girmiş vaziyetteler"
Fethullah Gülen'in yanında yıllarca kalmış bir kişinin yaptığı açıklamada, "15 yıl beni dinletmişler" dediğini ve "Hocam, beni niye dinlettiniz?" diye sorduğunu aktaran Erdoğan, 'Napıyorsun, nereye gidiyorsun, ne yapacaksın, bunu öğrenmek için dinlettim' demiş. Düşünebiliyor musunuz? Böyle bir hocaefendi olabilir mi? Böyle bir Müslüman olabilir mi? Nasıl dinletirsin? Böyle bir şey var mı? İnsanların mahremine nasıl girersin, böyle bir şey var mı? Benim dinimde böyle birşey yok. Benim inancımda böyle bir şey yok. İnsanlıkta da böyle bir şey olamaz. Hiçbir inanç sisteminde böyle bir şey olamaz. Bunlar, inanın, çok çok yanlış yola girmiş vaziyetteler" diye konuştu.
"Peygamberimizi Miraç'tan indirip kamyonete bindiren zihniyetten ne olur?" diye soran Erdoğan, Fethullah Gülen'in "Hazreti Cebrail inse, parti kursa ben, ona da oy vermem" ve "Ben, bugüne kadar oy kullanmadım, kullanmayacağım ama siz, şu anda AK Parti'ye oy vermeyin, kime oy verirseniz verin, bunun SMS'lerini yayın" dediğini aktardı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rüyada da Peygamber efendimizi görmüşler, Peygamber efendimiz de ne demiş, 'Twitleri bir kat daha artırın.' Soruyor, Pensilvanya'daki zat da diyor ki, 'Öyle mi dedi, artırın, el Hak doğrudur.' Böyle bir mantık olabilir mi? İşte 30 Mart, çok farklı bir seçim. Alışılmışın dışında bir seçim. Bu CHP, daha düne kadar bu Pensilvanya'daki zata düşmanlık yapıyordu. Meclis'te onunla ilgili Kılıçdaroğlu'nun verdiği soru önergesi var, 'Araştırma Komisyonu kurulsun' diyordu, en ağır hakaretleri yapıyordu, şimdi yol arkadaşı oldular. O MHP'nin milletvekillerine işte ses kayıtları, görüntü kayıtları yoluyla alçakça saldırı yapıldı. Bunun üzerine biz gittik, bunları ortadan kaldırdık.
Aynı şekilde CHP'nin eski genel başkanına yaptılar, biz müdahale ettik, yarım saat içinde, bunları kaldırttık. Şimdi yol arkadaşı oldular, maşallah. BDP de bunların yanında. Şimdi bunlar, 3 kafadar çünkü iktidarı milletten alıp, eskiden olduğu gibi seçkinlere teslim etmek istiyorlar. Eskiden olduğu gibi Türkiye'yi holdingler yönetsin, bir kısım medya yönetsin, faiz lobisi, vaiz lobisi, kan lobisi, rant lobisi yönetsin diye mücadele ediyorlar. Türkiye, eskisi gibi küçük olsun, iddiasız olsun, sessiz olsun, tepkisiz olsun diye uğraşıyorlar ama biz, buna boyun eğmeyeceğiz. Bu ülkeyi artık millet yönetiyor, millet. Siz yönetiyorsunuz. Yetki milletindir, karar milletindir, söz milletindir, mühür milletindir, millettedir. Ne yaparlarsa yapsınlar, milletin iradesini çalamayacaklar."
(Sürecek)