Çavuşoğlu, söz konusu kararı değerlendirmesinde, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde kaydettiği gelişmeleri ele alan AP'nin 2013 Türkiye İlerleme Raporu'na dair kararın, AP Genel Kurulu'nda bugün kabul edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Avrupa halklarının iradesini temsil eden Avrupa Parlamentosu üyelerinin görüş ve değerlendirmeleri objektif ve adil olmak kaydıyla hükümetimiz tarafından her zaman dikkate alınmaktadır. AP'nin, geçen yılki kararında olduğu gibi, bu sene de Türkiye'nin katılım sürecine verdiği desteği yinelediğini görmek memnuniyet vericidir. Kararda, 23. Yargı ve Temel Haklar Faslı ile 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslı'na ilişkin açılış kriterlerinin Türkiye'ye iletilmesi için Konsey'e çağrıda bulunulması,15. Enerji Faslı ve 19. Sosyal Politika ve İstihdam Faslı'nın açılmasının önemine vurgu yapılması da kayda değerdir. Ancak bu çağrıların vakit kaybetmeksizin hayata geçirilmesi beklenmektedir."
AP kararında, Türkiye'nin stratejik konumu ve önemli bir bölgesel güç olduğuna vurgu yapıldığını ve Suriyelilere yönelik sağlanan insani yardıma dikkati çekildiğini belirten Çavuşoğlu, Suriye'deki duruma ilişkin AB ve Türkiye arasında ortak stratejik bir vizyon oluşturulması çağrısında bulunulduğu ayrıca kararda, Türkiye ve AB arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşmasının önemine değinilerek, AB'ye bu anlaşmanın uygulanması için Türkiye'ye teknik ve mali desteğin tam olarak temin edilmesi yönünde çağrıda bulunulmasının da memnuniyet verici olduğunu kaydetti.
AB Bakanı Çavuşoğlu, "1 Mart 2014 tarihinde Hükümetimizce kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı'nın kararda yer alması tarafımızca olumlu olarak değerlendirilmektedir" ifadesini kullanarak, Eylem Planı ile hükümetin, Yargı ve Temel Haklar Faslı'nın önemli gerekliliklerinden birini daha karşıladığını ve siyasi olarak engellenen fasıllarda dahi reform kararlılığının sürdürüldüğünü bir kez daha gösterildiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, "Ancak söz konusu kararda, gerek yargı reformu, gerekse temel hak ve özgürlükler alanında çıkardığımız bazı önemli reformların yer almaması tarafımızca üzüntüyle karşılanmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
Bunun yanı sıra HSYK ve internet ile ilgili birçok AB üyesi ülkeyle paralellik arz eden kanun değişikliklerinin uygulamaya yansımalarının dahi görülmeden eleştirilere maruz kalması, Türkiye'ye karşı var olan ön yargılı bakış açısının açık bir örneği olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Kararda, son dönemde yürürlüğe giren ve özel yetkili mahkemeler olarak bilinen bölge ağır ceza mahkemelerini kaldıran ve temel hak ve özgürlükleri genişletici nitelikte ceza mevzuatına önemli değişiklikler getiren Beşinci Yargı Reformu Paketi'nin yer almadığı görülmektedir. Ayrıca siyasi partilere devlet yardımının kapsamının genişletilmesi, seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propagandanın serbest hale gelmesi, nefret suçu ile ilgili düzenleme yapılması, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim yapılmasına olanak tanınması, yaşam tarzına saygının güvence altına alınması gibi önemli düzenlemeler içeren ve demokratikleşme standartlarımızı çok daha ileri bir düzeye taşıyan, Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketinin uygulanmasına yönelik kabul edilen Kanuna da yeterince yer verilmemiştir."
Hükümet olarak reform kararlılığından ve AB sürecine bağlılıktan taviz verilmesinin asla söz konusu olmadığının altını çizen Çavuşoğlu, bu kararlılığın AB nezdinde de desteklenerek, müzakere sürecinin olması gerektiği gibi devam etmesi için halihazırda bazı üye ülkelerce siyasi blokaja tabi olan fasılların açılmasının elzem olduğuna işaret etti.
Çavuşoğlu, "Bu fasıllar açılmadığı sürece, yapılan eleştirilerin samimiyeti ve objektifliği milletimiz nezdinde şüphe doğurmaya devam edecektir" ifadesini kullanarak, şunları kaydetti:
"Türkiye-AB ilişkilerini somut ve hukuki bir zeminden çıkarıp sübjektif ve gündelik siyasi tartışmalara alet eden her çaba ve bu çabalara AB nezdinde verilen olumlu her karşılık Avrupa Birliği'nin güvenilirliğine zarar vermekte, kamuoyumuzun AB heyecanını azaltmaktadır. Bununla birlikte, AB'ye üyelik hedefi doğrultusunda vatandaşlarımızın yüksek hayat standartlarına kavuşabilmesi amacıyla gerçekleştirdiğimiz reformlar hız kesmeden sürdürülecektir. Bu süreçte her zaman olduğu gibi AB ile diyalog ve işbirliğimiz en önemli önceliklerimiz arasında yer alacaktır."