Yıldız, bir dizi program için geldiği Kütahya'da, 1. Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrikaları gezerek yetkililerden bilgi aldı.
Burada bir fabrikanın konferans salonunda yaptığı konuşmada, Kütahya'daki organize sanayi bölgesindeki işletmelerin 4. Bölge Teşvikleri'nden yararlandığını söyledi.
Kütahya'nın batı bölgesinde en yüksek teşvik verilen iller arasında olması nedeniyle cazibe merkezi haline geleceğini belirten Yıldız, şunları kaydetti:
'Bu konuda milletvekili arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum. Özellikle bu illerin seçiminde, Kütahya lehine koymuş oldukları katkılardan dolayı. Tabii sanayi ve üretim o bölgenin özellikle istihdamı, ente ve teknik seviyesinin artışıyla alakalı. Son derece elzem, gerekli. Bugün Türkiye'de özellikle son iki yıldaki AK Parti iktidarımızla beraber, Türkiye'nin dört bir yanına Edirne'den Kars'a kadar, Sinop'tan Hatay'a varıncaya kadar birçok ilde benzer yatırımların gerçekleşmesini istiyoruz. Hele hele teknolojik yatırımların olması, bugün şu anda da gördüğümüz gibi otomasyonun üst düzeyde olması, enerji yoğunluğu açısından ve enerji verimliliği açısından da son derece önemli. Bugün Türkiye'de, gayrisafi yurt içi hasıla oluşturmak için harcanan enerji, özellikle Japonya ve Almanya gibi teknolojik ürünler üreten ülkelere göre 2,5 kat daha fazla enerji harcandığını söylemem lazım.'
Yıldız, Kütahya'da gümüş arıtma tesisleri kurulduğunda, 1986 yılında bir yıl kadar burada çalıştığını anlattı.
Daha sonra Kütahya'dan ayrıldığını belirten Yıldız, şöyle konuştu:
'O yüzden Kütahya'nın da üzerimde oluşturduğu çok farklı bir etki var. Buralarda bu havaları soluduk, ekmeğini yedik, suyunu içtik tabiri caizse. Bugün Türkiye'de hangi sektör olursa olsun, hangi işletme olursa olsun, iktisatta bir kural var: bulunduğu sektörün büyüklüğünden daha büyük olamıyor. Neden daha büyük olamıyor? O ülkenin siyasi istikrarından. Bugün Myanmar gibi birçok ülkede petrol ve doğalgaz kaynakları Türkiye'dekinden daha fazla ama Türkiye, bahsettiğim ülkelerden daha fazla yatırım alıyor. Ne için? Bu ülkeye güvendiği, bu ülkeye yapacağı yatırımın boşa gitmeyeceğini inancından dolayı. O yüzden Türkiye'nin siyasi istikrarın korunabilmesi ve bunun sürdürülebilir olması için her kesimin katkı koymaya borçlu olduğunun kanaatindeyiz.
Bunu yalnız AK Parti hükümetleri değil, aynı zamanda bunun devamını sağlayacak olan iktidarıyla muhalefetiyle bütün siyasi organlarıyla sivil toplum örgütleriyle işadamlarımız, sanayicilerimiz sanatçılarımıza varıncaya kadar Türkiye'nin siyasi istikrarının korunmasına katkı sağlamalıyız. Bu o partiyi tercih edeceğiz anlamına gelmiyor. Farklı partileri tercih ediyor olabiliriz. Bu bizim özgür irademizle Türkiye demokrasisine olan katkıdır. Siyasi istikrarın sürdürülebilir oluşuna olabilecek katkı için bütün kesimlerin olması lazım.'
AK Parti'nin bu ülkenin yönetim ve istikrarının bozulmaması için çaba harcadığını anlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İleri demokrasi ülkelerinde böyle. Yani ülkenin batmasıyla sıkıntıya düşmesiyle oradan çıkacak avantajı kullanan bir yapı olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde bu olmaz. Özellikle içinde bulunduğumuz ve siyasi atmosferin çok yüksek olduğu, zaman zaman çok gerginleştiği ortamlarda bizim tercih edeceğimiz yapının bu olması lazım. Herkes fikrini çok rahat söyleyebilir, bunu açıklayabilir, bunla alakalı propagandasını yapabilir ama bunun herhangi bir şiddete dönüşmesi, herhangi bir eyleme dönüşmesi tabii ki hiçbir zaman tasvip edilemez. Türkiye güvenilir ülkedir. Yalnızca geçen yıl içerisinde 14,1 milyar liralık enerji sektöründe yatırım yapıldı. 1902 yılında Türkiye'de ilk santral kuruldu elektrik üretmek üzere, 2002 yılına varıncaya kadar tam 100 yılda 31 bin megavat civarında santral kuruldu. Son 11 yılda kurduğumuz, 2002 yılından sonra kurduğumuz santralin toplam miktarı ise 32 bin 500 megavatlar civarında. Yani bizden önceki 100 yılda kurulandan da daha fazla kurmuşuz. Bu bir değişim demek. Biz büyürken değişiyoruz, zaman zaman değişirken büyüyoruz.'