Başbakan Erdoğan, Kanal 24 televizyonunun "Başbakan Erdoğan ile Özel" başlıklı canlı yayınında Star Medya Grubu Başkanı Mustafa Karaalioğlu'nun gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, Ergenekon Davası'ndaki tahliyelerin hatırlatılarak, bu süreçte İstanbul Özel Yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesinin tutumuna yönelik bir soruyu yanıtlarken, "Bu paralel yapının nerelere ulaştığını gösteriyor. Bakın burada da HSYK ne yaptı? Şimdi devreye girdi" dedi.
Bundan öncede benzer şeylerin olması gerektiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olmadı. Eğer bu tür mekanizmalar devreye girmezse, yani bu tür yerlerde olanlar, teftiş, kendileri üstündeki bir makamın bunları yarın hesaba çekeceğini düşünmezse, 'nasıl olsa orası da bendendir' mantığı ile hareket ederse, siz bu ülkede adaleti tesis edemezsiniz. Şimdi devran değişiyor. Şimdi adam kalkıp da 'ben yasama organını tanımıyorum' diyorsa, bunun bir defa bedelini ödemesi gerekir. Sen kimsin de yasama organını tanımıyorsun. Bir defa haddini bileceksin, sen bir defa şu anda kaldırılmış bir birimsin, seni bu yasama organı kaldırmış. Cumhurbaşkanı onamış artık özel yetkili mahkeme diye bir şey yok. Ha size verilecek olan görevler var. Sen şimdi yeni görevini bekle, ama sen yeni görevini beklemeden kalkıp açıklamalar yapıyorsun. Buna hakkın yok."
-Bakanlarla ilgili fezlekeler
"Bakanlarla ilgili fezlekeler TBMM'ye geldi, bununla ilgili tavrınız ne olacak?" sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, "Bir defa bunların fezlekeler noktasındaki bu kadar telaşı, sadece seçim meydanlarına yönelik, kendilerine malzeme temin etmekten başka bir şey değildir" dedi.
"Benim ağzımdan bugüne kadar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili bir şey duydunuz mu?" sorusunu soran Başbakan Erdoğan, "Bakın siz şimdi bunu açtınız ben konuşacağım. Bakın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, şu anda 100 küsür yıl asgari, 300 yıl civarında da azami bir ceza ile yargılanmak üzere yargıda, bu açılmış bir dava, şu anda ve anamuhalefetin başındaki zat, kendi büyükşehir belediye başkanının bu durumuyla acaba hiç hemhal oluyor mu? Bunu hiç görüyor mu? Sıradan bir şey değil" diye konuştu.
"İktidarın bir girişimi olarak görüyor" denmesi üzerine ise Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onu öyle bir girişim olarak görüyorsa ki bu yargı madem sen ona o kadar güveniyordun, işte bu yargının savcının, vesairenin şeyi. Aynı olan Edirne'de vardı, aynı olay Aydın'da. Bunların hepsi var. Bakın biz bunları konuşmuyoruz, benzer şeyler benim partimin belediye başkanları için de geçerlidir, yani bir suç sabit olmadıktan sonra bunların üzerine bu şekilde giderek, ordan bir siyasi rant elde etme siyasetçiye yakışmıyor. Şimdi bakan arkadaşlarımızla ilgili, sabit olan bir suç mu varda sen kalkıyorsun bunu sürekli olarak ekranlara getiriyorsun. İşte bu paralel yapıyla paslaşma. İşte biliyorsunuz bu ara, montaj, dublaj, bütün bunların hepsi artık moda oldu. İşte Bahçeli'nin konuşmaları malum, Öcalan'a nasıl methiyeler düzüyor gördünüz. Aynı şekilde Kılıçdaroğlu'nun konuşmaları o da Sarıgül'e ve bana ne gibi methiyeler düzüyor, malum. Bu artık bu teknoloji o kadar ileri gitmiş tamamen sulamış, sen bunu alıyorsun, Anayasa'ya ve yasalara aykırı olduğu halde grup salonunda gelenlere dinletiyorsun, oradan kendine göre Türkiye'ye bunu dinletmenin gayreti içine giriyorsun. Biraz bi defa usul, adap, bir de 'edep yahu' denilen bir şey var. Bunu görmek lazım. Burada seçim öncesi malzeme. Otururuz, değerlendirmesini yaparız, daha biz değerlendirmesini dahi yapmadık, değerlendirir atılması gereken adım neyse ona göre adımımızı atarız. Bunların şeyi 'acaba biz burdan da bir şey elde edebilir miyiz?' Çünkü sandıkta bir şey elde edemeyeceklerini gördüler. Değerlendireceğiz, ordan da herhangi bir şey çıkacağına inanmıyorum."
Başbakan Erdoğan, başka bir soru üzerine de müracaatın yapıldıktan sonra bir hafta içerisinde Meclis Başkanının bunu okuması gerektiği yönünde bilgi aldığını belirterek, "Okunur, Meclis'te reddedilir veya açılır neyse" değerlendirmesini yaptı.
-"Milli gelir 850 milyar dolara yükseldi"
"Yolsuzlukla mücadele konusunda yeni bir yaklaşım kamuoyuna sunma düşünceniz var mı?" sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, bu durumun şeffaflıkla alakalı ve ayrı bir konu olduğunu söyledi.
Yola çıktıklarında "3Y" diye bir başlıkları olduğunu hatırlatan Erdoğan, bunun, "Yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk" olduğunu anımsattı.
"Biz bunlarla mücadele ederek bugünlere geldik, eğer bunlarda başarılı olamasaydık bugün buralara gelemezdik" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, "Buralara geliş bizim öyle durup dururken olmadı. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolardı, şu anda Türkiye'nin milli geliri geldi 850 milyar dolara, böyle bir durumla başbaşayız" dedi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Yolsuzluklarla ilgili attığımız adımlara baktığımızda ortada şöyle bir durum var; bakın ben burada size İngiltere merkezli Uluslararası Şeffaflık Örgütü var, bu örgütün 2002'de 102 ülkede Türkiye'nin durumu neydi biliyor musunuz? Yolsuzlukta biz 65'inci sıradaydık. 2013'te 177 ülkede bunu yapmışlar şimdi biz 53'üncü sıradayız. Nereden nereye geldik, şimdi böyle bir Türkiye var, bunu biz yapmadık. İngiltere'deki Uluslararası Şeffaflık Örgütü yaptı. 2002'de biz görevi devraldığımızda MHP'den, DSP'den, ANAP'tan devraldığımızda 65. sıradayız yolsuzlukta, 102 ülkede üstelik. 2013'te 177 ülkede 53'üncü sıradayız. Yolsuzlukta ciddi manada biz artık işi minimize ediyoruz, onun için de 230 milyar dolar olan milli gelirimiz, 820 milyar dolar. Kamu net borç stokuna baktığımız zaman yüz liranın 73 lirası borçtu, şimdi yüz liranın 35 lirası borç. Faize bakıyorsun faizde devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü şimdi tek haneli rakamlara geldik. Enflasyon yüzde 30 iken, şu anda yüzde 8'e buralara geldik. Bütün bunların yanında IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı. İşte MHP iktidardı, DSP yanında biz bunu sıfırladık, 14 Mayıs'ta bitti şimdi onlar bizden borç talep ediyorlar."
-"Belli mahfilleri rahatsız etti..."
Merkez Bankasının döviz rezervinin altın dahil 27,5 milyar dolar iken şu anda bu rezervin 128 milyar dolara yükseldiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Yolsuzlukların olduğu bir ülkede bunlar olabilir mi? 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıyorsun, biz burda 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yapıyoruz, 26 tane havalimanı vardı, şu anda 52 tane havalimanı var. Cumhuriyet tarihinde yapılmış olan tüm dersliklerin yarıdan fazlasını ki 205 bin derslik yaptık. Eğitimde bunu kendi dönemimizde yaptık. 76 üniversite vardı, 99 üniversite ilave ettik şu anda 81 vilayetin tamamında üniversite var. Yolsuzların olduğu bir ülkede bunları yapabilir misiniz?" açıklamasında bulundu.
Üçüncü Havalimanı olayının belli mahfilleri rahatsız ettiğini de bildiren Erdoğan, "46 milyar dolara mal olacak olan bir havalimanı. Burayla ilgili devletin cebinden bir kuruş para çıkmıyor. Yirmi yıl süreyle bunlar yapacaklar, işletecekler ondan sonra bunu devlete bırakacaklar. Bu mu yolsuzluk?" dedi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Üçüncü köprü 2,5 milyar dolara malolacak. 15 yıl işletecek, ondan sonra bu köprüyü devlete bırakacaklar. Burada mı yolsuzluktan bahsedecekler. Aklınıza ne gelirse şimdi hastaneler yapıyoruz şehir hastaneleri dev hastaneler, biz bunlara para vermiyoruz. Bunlar yapacaklar ondan sonra biz bunu kiralayacağız. 25 yıllık anlaşmalar şeklinde. Türkiye bu hastaneleri hayatında görmedi. Hele hele bu CHP'nin Genel Müdürü hiç görmedi. O SSK'nın Genel Müdürü olduğu zaman onun hastaneleri, sağlamı hasta yapan yerlerdi. İlaç almaya indiğimiz zaman doktorun verdiği ilaçları dahi o hastaneden alamazdık. Ama şimdi otel konforunda hastanelerde benim halkım tedavi oluyor. Yolsuzlukların olduğu ülke bu mu? Anadan doğma kör iki kafadar birlikte aynı tabaktan bunlar sarma yiyorlar. Birlikte yerken biri diğerine 'oğlum sarmaları çift çift yeme' diyor. Arkadaş, o da diyor ki 'ben kör, sen kör benim çift çift yediğimi sen nereden anladın' diyor. Cevabı zok enteresan, 'çünkü ben öyle yapıyorum da ondan' diyor."
-"Türkiye o işleri aştı"
Hatırlatılan ekonomik rakamlara işaretle, "Bir kırılganlık endişesi taşıyor musunuz?" sorusunun sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, "Türkiye o işleri aştı" yanıtını verdi.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bunlar ani rüzgar gibidir, gelir geçerler. Mayısta, haziranda da aynı şeyleri yaptılar, piyasa kendini tekrar toparladı. Öyle kaçış falan söz konusu değil. Bugün de sabah, öyle biraz olumsuzluklar oldu, akşama doğru borsa tekrar yükselmeye başladı, faiz yine kendi rayına oturmaya başladı. Böyle bir şey söz konusu değil, tekrar aynı şekilde devam eder. Çünkü Türkiye'nin zemini artık sert, sağlam. Burada artık herhangi bir oynama olmayacak. Bundan sonraki süreçte çok daha iyi olacak. Şimdi bakın ocak, şubat ihracata bakıyorsunuz tüm zamanların rekoru kırıldı. Sanayideki üretime bakıyorsunuz aynı şekilde 7,3. Bunlar hep devamlı artıyor, hele hele şu anda AB'de toparlanmalar var, AB üyesi ülkelerdeki toparlanmayla Avrupa'ya olan ihracatımızın da artacağını düşünüyorum. Dünya piyasalarında da toparlanma oldukça, Türkiye'nin... Türkiye'de istikrar var, güven var? Nereden kaynaklanıyor? Türkiye'de istikrarın teminatı olan bir hükümet var. Kendi içinde birbirine düşün bir hükümet değil. Eğer bu hükümet bir koalisyon hükümeti olsaydı, MHP, DSP onların olduğu gibi 5 yılla geldiler 3,5 yılda bırakıp kaçtılar. Onların açıklarını biz ödedik, bugünkü duruma öyle geldik."
Şu anda da büyük hedeflere oynadıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Bütün yatırımlarımızla, ulaşımda, sağlıkta... Şimdi Marmaray'ın güneyinden bir tüp geçit daha yapıyoruz" dedi.
Yapılanların çoğu kişi tarafından bilinmediğini ifade eden Erdoğan, Marmaray'ın geçtiğimiz günlerde yaşanan sis olayında günde 300 bin kişi taşıdığını aktardı.
(Sürecek)