UNICEF Türkiye Temsilcisi Dr. Ayman Abulaban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savaşların her zaman başta çocuklar olmak üzere kadınları etkilediğini, yaşanan travmaların etkisinin ise bir mağdur olanlar için bir ömür devam ettiğini söyledi.
Savaşa tanık olan çocukların, savaşın izlerini hayatları boyunca taşıdığını, bunun bazen bedenlerinde herkesin görebileceği şekilde olabildiğine dikkati çeken Abulaban, "En önemlisi ise hepsinin ruh sağlığının olumsuz etkilenmesi sonucu gelecekte sorunlu yetişkinler olma ihtimallerinin bulunmasıdır" dedi.
Abulaban, Suriye krizinin yaşanmaya başladığı 3 yıl içinde bugüne kadar yaklaşık "6 milyon çocuğun etkilendiğini" vurgulayarak, "Şu anda toplam 12 milyon Suriyeli bu savaştan doğrudan etkilendi. Bu tür krizlerde rakamın yarısını çocuk olarak kabul ediyoruz. Şu an Türkiye'de de resmi olmayan rakamlara göre 1 milyon Suriyeli olduğu öngörülüyor. Bunun yaklaşık 400-500 bin kadarını da 0-18 yaş grubu alıyor" dedi.
"Bugüne kadar Suriye savaşında 10 bin çocuk yaşamını yitirdi" diyen Abulaban, savaşla birlikte insanların en temel hakkı olan "yaşam hakkı"nın ellerinden alındığına dikkati çekti. Abulaban, savaşlarda en büyük sorunlardan birinin de ailelerini kaybeden çocuklar olduğunun altını çizerek, " Bu süre içinde yaklaşık 8 bin çocuğun Suriye sınırları dışına ailesi olmadan çıktığı ve komşu ülkelere geçtiği öngörülmektedir" ifadelerini kullandı.
Savaşın tanığı olan çocukların, sağlıklı bir çocukluk geçiremedikleri için bunun izlerinin tüm hayatlarını etkileyeceğini ifade eden Abulaban, "Çocuklar, çok çok büyük bir travma yaşıyor. Çocukların birçoğu işkenceye maruz kaldı, suistimal edildi, çocuk askerliğe zorlandılar, çetelere dahil edildiler. Bu nedenle, oyun oynamak, okula gitmek yerine çok erken büyümek zorunda kaldılar. Milyonlarca çocuk ruhen yaralandığı için gelecekte, sağlıklı birer birey olma ihtimalleri bile kalmadı" değerlendirmesinde bulundu.
-"Bir kuşak kaybolacak"
Suriye'deki sağlık sisteminin tamamen çöktüğünü, ilaca erişimin olmadığını, sağlık hizmetlerinin sunulamadığını dile getiren Abulaban, çocukların savunma sistemlerini güçlendirmeye yönelik aşılama faaliyetlerinin yapılmamasından kaynaklı olarak ülkede yıllar sonra çocuk felci vakalarının görülmeye başlandığını, aşı gibi çok temel bir uygulamanın bile yapılamadığı bir ortamda kanser gibi hastalıkların tedavisinde durumun çok daha vahim olduğunu, kötü ve yetersiz beslenmeye bağlı olarak da çocuklarda çeşitli hastalıkların görüldüğünü bildirdi.
Abulaban, ülkedeki eğitim sisteminin de çöktüğünü belirterek, okulların birçoğunun bombalandığı için kullanılamaz durumda olduğunu, bu nedenle çocukların eğitim alamadığını, çocukların uzun bir süre daha eğitimden yoksun kalabileceğine işaret ederek, "Tüm bunlar kayıp bir kuşağın ortaya çıkmasına neden olacak" dedi.
-"Kamp dışındakiler için de Türkiye, önlemler almaya başladı"
Abulaban, savaş nedeniyle 7 milyondan fazla Suriye vatandaşının, ülke içinde evlerini terk ederek yer değiştirmek zorunda kaldığını, yaklaşık 4 milyon kişinin de bölgedeki ülkelere sığındığını bildirdi. Ülkelerini terk eden Suriyelilerin 1 milyonunun Türkiye'ye geldiğini anımsatan Abulaban, şunları kaydetti:
"Bu kriz, çok kısa bir süre içinde bölgedeki ülkelere çok ciddi olarak yansıdı, ülkeleri ciddi bir yük altına soktu. Her ülkenin kaynağı aynı değil, özellikle Lübnan, Türkiye, Ürdün gibi ülkelere yük çok fazla.
Türkiye, başından beri krize muazzam bir şekilde müdahale ediyor. Tabiki zaman zaman aksaklıklar veya sorunlar olabilir, böylesi büyük bir operasyonda bunlar çok doğal. Türkiye devleti tarafından gösterilen bu kötü gün dostluğu Suriyeliler adına çok büyük önem taşıyor. Türkiye'de kamplarda kalan 200 bin kişi, oldukça iyi koşullar altında yaşamlarını sürdürüyor. Güvenlikleri, sağlık hizmetleri, eğitim olanakları çok iyi. Kamp dışında ise durum daha komplike. Kendi paraları ile gelip, maddi kaynakları bittiği için zor durumda olan Suriyeliler de mevcut. Şimdi, kamp dışındakiler için de Türkiye, önlemler almaya başladı, bu çocuklar için de okullar inşa ediliyor. Bu noktada diğer ülkelerin ve uluslararası kamuoyunun Türkiye'ye ve bölgedeki diğer ülkelere daha çok destek olması gerekiyor."
-"Bu çocukların korunmasına yönelik Türkiye ciddi tedbirler aldı"
Savaş dönemlerinde çocukların organ mafyası, insan ticareti yapanlar ve benzeri odakların hedefi haline geldiğini belirten Abulaban, "Çocuklar bu tür kriz dönemlerinde her zaman bu açıdan en büyük tehlike altındaki grubu oluşturmaktadır" dedi.
Özellikle BM'nin ilgili kuruluşları tarafından konuya ilişkin Suriye içerisindeki durumun gözlem altında olduğunu belirten Abulaban, Türkiye özelinde ise kimsesiz gelen çocukların doğrudan koruma altına alındığını, kamplarda akrabalarının yanına yerleştirildiğini söyledi. Abulaban, "Bu çocukların korunmasına yönelik Türkiye ilgili bakanlıkları ve kurumları aracılığı ile ciddi tedbirler aldı. Böyle bir mağduriyet olduğuna dair bir örnek bize ulaşmadı" diye konuştu. Abulaban,Türkiye devletinin bu tür bir olayın gerçekleşmemesi için çok ciddi çaba harcadığını söyledi.
Abulaban, Suriye içerisinde gönderilen yardımların hedefine ulaşmasında özellikle sivil toplum kuruluşlarının rolünün çok büyük olduğuna işaret ederek, yardım yaparken bilinen kuruluşların tercih edilmesi uyarısında bulundu.
-"30 prefabrik okul inşaatı sürüyor"
Abulaban, UNICEF'in Türkiye ayağında özellikle eğitim ve çocuk koruma-gençlik başlıkları altında çalışmalarını yürüttüklerini söyledi. Eğitim kapsamında AFAD ve Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte işbirliği içinde çalıştıklarını anlatan Abulaban, şu an için 30 prefabrik okul inşaatının sürdüğünü bildirdi. Abulaban, boş mekanların değerlendirilerek okula dönüştürüldüğünü de dile getirerek, Türkiye'ye göç eden Suriyelilerin içinde yer alan öğretmenlerin eğitime katkıda bulunmalarını sağlamak için çeşitli eğitimler düzenlediklerini, motivasyonlarını artırıcı faaliyetlerle detsek sağladıklarını anlattı.
Kırtasiye malzemesi, yazlık/kışlık kıyafet gibi yardımlarda da bulunduklarını ifade eden Abulaban, 17 kampta çocukların bir araya gelerek resim, müzik, tiyatro gibi etkinliklerle yaşadıkları travmayı atlatmaya yönelik faaliyetlerde bulundukları çocuk dostu alanlar açtıklarını kaydetti.
Savaşın biran önce bitmesi gerektiğinin altını çizen Abulaban, "Bu savaşın devam etmesi için hiçbir neden yok. Dünyanın, bu savaşın çözümü için yöntem bulmaması için hiçbir sebep yok. Tüm ülkelerin, savaş mağduru çocukların durumunu birinci öncelikleri olarak alması ve bunu gözönünde bulundurarak barış için adım atması gerekiyor, hem de hiç zaman kaybetmeden" dedi.