Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ocak ayı sanayi üretim verilerini değerlendiren Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinde yıllık bazda artışın yüzde 7,3 düzeyinde gerçekleştiğini ve bu sonuçlardan sonra, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 3,8 yıllık artış gösteren arındırılmamış sanayi üretiminin, yeni yılın ilk çeyreğinde de güç kaybına uğramadığını belirtti.
"Türkiye'de sanayi üretimi ile milli gelir verileri arasındaki yakın ilişki dikkate alındığında, böylesi bir görünüm ilk çeyrek gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) gerçekleşmesi için beklentileri yukarı çekecek bir gelişme oldu" diyen Bürümcekçi, bu yıl için yüzde 2,5 düzeyinde olan GSYH büyüme beklentilerini oluşturan senaryoda ilk çeyreğin en zayıf çeyrek olarak göründüğünü ve yüzde 1,5 artış öngördüklerini söyledi.
Ocak gerçekleşmesi sonrası bu tahmin üzerindeki risklerin yukarı yöne döndüğünü ifade eden Bürümcekçi, 31 Mart 2014'de açıklanacak olan 2013 yılı son çeyrek büyümesinin yüzde 4,5 ve bu doğrultuda 2013 yılı büyümesini ise yüzde 4 civarında gerçekleşeceğini öngördü.
Bugün açıklanan üretim verisi ile ilk aylara ait diğer göstergelerle birlikte ele aldığında finansal koşullarda gerçekleşen belirgin sıkılaşmanın, BDDK tedbirlerinin ve siyasi belirsizliklerin ekonomik aktiviteye etkisini ocak ayı itibarı ile henüz göstermediğini söyleyen Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Küresel para politikalarına ilişkin devam eden belirsizlikler ve 2014 yılının yoğun seçim takviminin getireceği siyasi belirsizlikler ekonomik aktivitedeki eğilimin yavaşlama yönüne dönmesine neden olmuş. TCMB faiz oranlarındaki yukarı yönlü ayarlama ile finansal koşullarda gerçekleşen ek sıkılaşma ve ocak sonunda yürürlüğe giren, BDDK tarafından alınan yeni makro-ihtiyati tedbirlerin de denkleme katılmasıyla iç talep üzerindeki olumsuz etkilerinin daha belirgin olarak gözleneceği anlaşılmıştı.
Nitekim, öncü göstergelerden ocak-şubat ayı için gelen sinyaller, iç talepte belirgin gerileme (tüketici güveninde sert düşüş, iç siparişlerde azalış ve oto-beyaz eşya satışlarında yıllık bazda daralma) buna karşılık dış talepte güçlenmeye (altın hariç ihracat ocak-şubat döneminde yıllık yüzde 6,9 arttı) işaret etmeye devam ediyordu. Dış talep artışının iç talepteki zayıflığı ne ölçüde telafi edeceği konusu ise belirsizliğini korumaktaydı. Ocak ayı sonuçları dış talebin içerideki zayıflığı telafi ettiğini düşündürdü. Sonuç olarak, tüm bu gelişmelerin ışığında yüzde 2,5 düzeyinde olan 2014 yılı tahminimiz için risklerin şu an için dengeli olduğu söylenebilir."
- "Sanayi üretimi pozitif sürpriz yapmaya devam ediyor"
Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, sanayi üretiminin pozitif sürpriz yapmaya devam ettiğini belirterek, "Yıllık üretim artışı yüzde 7,2 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Yıllık artış, takvim etkisinden arındırıldığında da yüzde 7,3 ile yine yüksek seviyede gerçekleşti. Düzeltilmemiş verilerde aylık düşüş yüzde 8,2 ile sınırlı kalırken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeksin son üç aydır yükseldiğini görüyoruz" dedi.
Tokalı, üretimdeki artışı ara ve dayanıksız tüketim mallarına yönelik faaliyetin desteklediğini anımsatarak, dayanıklı tüketim ve yatırım mallarında devam eden zayıf seyrin, finansal oynaklıkta gözlenen artışın ekonomik aktivitedeki olumsuz etkisini yansıttığını ifade etti. Tokalı, imalat sanayinin sektörel dağılımında ise diğer metalik olmayan mineraller, kimyasal ve temel eczacılık ürünlerindeki artışların finansal oynaklığın reel ekonomi üzerinde beklenen olumsuz etkisinin korkutucu boyutlarda olmayabileceğine yönelik bir görünüm verdiğini söyledi.
Güven endekslerindeki zayıflama ve baz etkisi doğrultusunda, şubat ayından itibaren yıllık bazda artışın ivme kaybedebileceği beklentilerini koruduklarına işaret eden Tokalı, "Dış talepteki güçlenmenin iç talepte öngörülen yavaşlama karşında kısmen dengeleyici bir unsur olarak belirmesiyle tüm yıl için öngördüğümüz yüzde 2,6'lık büyüme tahminimizi koruyoruz" görüşünü de paylaştı.