Eroğlu, kentte bir otelde, Avrupa Birliği (AB) Eşleştirme Projesi kapsamında düzenlenen "su kalitesi izleme ve kapasite geliştirme" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, devlet bursuyla bir süre bulunduğu Hollanda'da, su izleme sisteminin işleyişini gördüğünü söyledi.
Hollanda'daki sistemin, 1980'li yıllardan bu yana mükemmel olduğunu belirten Eroğlu, "O dönemde bütün verileri anlık izleme kapasitesine sahipti. Bir tarihte İsveç'te bir fabrikada kimyasal bir kaza olmuştu. İsviçre, Fransa, Almanya bunu atladı. Hollanda sınırına girince bunu yakaladı ve tüm su havza girişlerini kapattı. Böylece su havzası kapasitesi izlemenin ne denli önemli olduğunu o tarihte de öğrenmiş olduk" dedi.
Projenin ortaklarının, Türkiye, Hollanda, İspanya ve Fransa olduğu bilgisini veren Eroğlu, çalışmada emeği geçenleri kutladı.
Nehirlerin, ülkelerin can damarları olduğunu vurgulayan Eroğlu şöyle devam etti:
"İstanbul Boğazı'nda iki tabakalı bir akım var. Marmara'dan Karadeniz'e, Karadeniz'den Marmara'ya bir akım var. Tahmin edemezsiniz. Mesela taban alt akıntı debisi Tuna Nehri kadar ki 30 bin metreküp saniye. Hatta istiyorsanız geliştirin, iki tabaka arasına bir jeneratör koyun ve neticede elektrik üretmeye başlayın. İSKİ'den DSİ'ye gelince arkadaşlarla bunu nasıl toparlarız diye çalıştık. Önce su veri tabanıyla ilgili bir çalışma yaptık. Hakikaten mükemmel oldu. Bunu devamlı geliştirmemiz lazım. Su, hayat demektir. Su yoksa hayat yok demektir. O bakımdan bütün ülkeler suya çok önem veriyor. Biz de Çevre ve Orman Bakanlığında özellikle suyun da olmasını çok arzu etmiştik. Başbakanımıza 'Su, Türkiye için çok önemli' dediğimizde sağ olsun Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı adıyla bu bakanlığı kurdu. Şu anda yapılanmamız çok mükemmel. Çünkü merkezde Su Ölçüm Genel Müdürlüğü var. Bu Genel Müdürlüğün taşrada birimleri yok, sadece merkezdeki planlamaları yapıyor ve havzalarla ilgili çalışmaları yürütüyor. DSİ de Türkiye'nin en büyük ve köklü kurumlarından biri. O da bütün yatırımları yapıyor. Ayrıca bir de Türkiye Su Enstitüsü kurmak suretiyle bu çatıyı tamamladık. İnşallah çok daha güzel olacak."
- "Hollanda gibi su zengini değiliz"
AB ile tam üyelik müzakerelerinde çevre faslının açılmasının, gurur verici olduğunu dile getiren Eroğlu, çevre konusunda çok büyük adımlar attıklarını belirtti.
Atık suların arıtılmasına değinen Eroğlu, "Toplam arıtılan atık su oranı hemen hemen yüzde 80'e ulaştı" ifadesini kullandı.
Katı atık bertaraf tesisleri kurduklarını anlatan Eroğlu, Ergene Havzası'ndaki çalışmalara değindi. Burada DSİ'nin bir çalışma yaptığı bilgisini veren Eroğlu, şunları kaydetti:
"Maalesef malum belediyeler bu tesislere hiç bakmıyor, çöpleri toplamıyor. Hükümet olarak Ergene Havzası'ndaki bu tesislerin yapımını yüklendik. 12 dev tesis, ileri biyolojik arıtma tesisi yapıyoruz. Katı atıkta, hava kirlenmesinde çok büyük mesafe katettik. Burada en önemli sektörlerden biri su sektörü. En büyük yatırımlarımız, içme suyu temini ve atık suların toplanıp arıtılması sektörü. Şu anda 76 şehrin modern ileri içme suyu arıtma tesisini inşa ettik. Yani vatandaşlarımızın yüzde 99,9'una sağlıklı, yeterli miktarda içme suyu temin etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Hollanda gibi su zengini değiliz. Su fazlamız yok. Hollanda'nın bazı bölgeleri deniz altında. Onlar fazla suyla mücadele ediyor. Türkiye, su zengini bir ülke değil ancak çok akıllı yönetilmesi halinde su kullanıyor.'
Türkiye'de her yere sağlıklı yeterli miktarda üstün vasıfta içme suyu temin etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Eroğlu, tüm çabalarının, 2071 yılına kadar su ihtiyacını karşılamak için olduğunu aktardı.
Bazı gazetecilerin, "2071 yılından sonra ne olacak?" diye sorduğunu bildiren Eroğlu, "Ben de şunu söylüyorum. Gelecekteki bakan için bir mektup bırakacağım. Ne yapılırsa bu, büyük bir kazançtır" diye konuştu.
Toplantıya, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Ron Keller, Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı ile diğer ilgililer katıldı.