Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Körfez'de Mısır çatlağı!

Katar'ın İhvan ve Hamas'a verdiği desteğin yanısıra Kardavi'nin sert açıklamalarına KİK'ten sert karşılık geldi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-06 13:25:58

Körfez'de Mısır çatlağı!

Mısır'daki askeri darbe sonrası Körfez'de derinleşen anlaşmazlıklar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in, Katar'daki büyükelçilerini geri çekme kararı ile zirveye çıktı. Önceki gün Riyad'da dışişleri bakanları seviyesinde gerçekleşen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) 130. Dönem Toplantısı'ndan, 'kurallara uymayan' Katar'ı cezalandırma kararı çıktı. Üç ülke, 'güvenliklerini ve istikrarı koruma' adına böyle bir karar aldıklarını duyururken, yapılan ortak açıklamada, 'Katar'a diğer Körfez ülkelerinin iç işlerine karışmaması yönünde uyarılar yapıldı. Karar, KİK'in 23 Kasım 2013 tarihinde Riyad'da aldığı 'Doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir Körfez ülkesi, diğerinin iç işlerine karışmayacak' maddesini Katar'ın ihlal etmesi üzerine alındı' şeklindeki ifadeler dikkat çekti. Karar karşısında 'üzüntü ve şaşkınlığını' ileten Doha yönetimi ise misillemede bulunmayacaklarını da kaydetti. Öte yandan kararla birlikte Katar borsası yüzde üç değer kaybederek, bu ayın en düşük seviyesini gördü.

İHVAN RAHATSIZLIĞI

Körfez ülkeleri arasında yaşanan derin ayrılık karşısında Kuveyt tarafları sakinleştirmek için yardımda bulunabileceği mesajını verirken, Katar'ı 'başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmek'le suçlayan Suudi Arabistan ve BAE'nin Mısır'daki katliamların mimarı cuntaya yakın ilgi göstermesi dikkatlerden kaçmıyor. Olayın geçmişine bakıldığında meselenin, KİK üyelerinin 'istikrar endişesi'nin ötesinde, bölgede uzun süredir devam eden politik çatışmaların bir yansıması olduğu görülüyor. 3 Temmuz 2013 tarihinde Mısır'da yaşanan darbenin ardından Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt, cunta yönetimine 12 milyar dolarlık yardım kararı almış, ilerleyen aşamalarda bu rakam daha da artırılmıştı. Görevden alınan Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetimine desteği ile bilinen Katar, darbeye sert tepki verirken, cunta yönetiminin 'terör örgütü' ilan ettiği Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) üyelerine kapı açması nedeniyle de 'İhvan'ın yasaklı olduğu' Suudi Arabistan ve BAE tarafından hedef tahtasına konulmuştu. KİK adına dün Riyad kaynaklı yapılan açıklamada, 'Konseyde güvenliği ve istikrarı tehdit eden hiçbir oluşumun desteklenmemesi' vurgusu da yine buradan geliyor.

Genç emir ne yapacak?

Gözler, Katar'ı 18 yıl yöneten babası Şeyh Hamad Bin Halife es-Sani'den koltuğu devralan Şeyh Tamim'in yeni kriz karşısındaki tutumuna çevrildi. 34 yaşındaki Şeyh Tamim, Mısır'daki darbeden sadece bir hafta önce (25 Haziran 2013) yaşanan yönetim değişimi ile birlikte bölgedeki dengeleri sarsan krizle erken yüzleşmiş oldu. Cuntaya tepki veren sayılı Körfez ülkelerinden olan Katar sert çıkışlarını sürdürürken, KİK'in ülkesini saf dışı bırakma kararı ile birlikte Tamim'in İhvan'a yönelik tutumu değiştirip değiştirmeyeceği ise tartışılıyor.

Hamas ve Kardavi etkisi

Kararın arkasında Katar'ın İhvan'a ve Filistinli Hamas örgütüne verdiği desteğin yanı sıra ülkesinde bulunan Mısırlı Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Kardavi'nin Körfez ülkelerine yönelik sert eleştirinin de olduğu kaydediliyor. Mısır'daki darbe hükümetini ve İhvan'a uygulanan şiddeti sert ifadelerle eleştiren Kardavi, cuntaya yakın duruşları nedeniyle Körfez ülkelerine detepki gösteriyordu. Elçileri çekme kararının öncesinde Katar'ın Abu Dabi'deki Büyükelçisi Faris Naimi'ye İhvan yanlısı açıklamaları sebebiyle Kardavi'den duyduğu rahatsızlığı ileten BAE ise, geçtiğimiz ay aralarında Mısırlıların da olduğu 30 kişiyi, İhvan bağlantılı oldukları gerekçesiyle 3 ay ila 5 yıl arasında hapsi cezalarına çarptırması olmuştu.

Bu ziyaretle kulak çektiler

Mısır'da darbe ile birlikte kendisine en yakın müttefik olarak Suudi Arabistan'ı bulan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi liderliğindeki yönetim, Riyad ile olan bağını daha da genişletme gayretinde. Geçtiğimiz ay Riyad'ı ziyaret eden Mısır'daki geçici yönetimin eski Başbakanı Hazım el-Biblavi, Katar'ı Mısır'ın iç işlerine karışmakla suçlarken, İhvan'ın önde gelen isimlerine kapısını açan bu ülkeyi 'dürüst davranmamak'la suçladı. Yine aynı tarihlerde Mısır Dışişleri Bakanlığı, Katar'dan 'Sürgündeki Müslüman Kardeşler üyelerini teslim etmesini' istedi. Mısır'da cunta yönetiminin İhvan'ı siyaset dışı bırakma çabalarının bir sonucu olarak alınan teşkilatı 'terör örgütü' ilan etme kararı yine Katar tarafından eleştirilen konuların başında geliyordu. Katar, Mursi'nin görevde kaldığı bir yıl içinde Mısır'a 7 milyar dolara yakın yardımda bulunmuştu.

Riyad'la Doha arasında bilek güreşi

Mali'den Suriye'ye kadar geniş bir coğrafyada varlıklarından söz ettiren Katar ile Suudi Arabistan arasındaki çekişme yeni değil. Arap isyanları boyunca olayları kendi topraklarından uzak tutmaya çalışan petrol zengini bu iki ülke şu noktalarda ortak bir tutum sergiliyor: Bölgeyi kontrol etmek için parasal gücünü kullanmak ve iç güvenliklerini garanti altına almak. Libya'da Muammer Kaddafi rejimini sonlandıran devrimde Katar daha öndeydi. Liderliği Katar'a kaptıran Suudi rejiminin, Suriye ve Mısır konusunda ön plana çıkmak istemesinin arkasında bu nedenin de olduğu iddia ediliyor. Diğer taraftan iki ülke de ABD'nin bölgede vazgeçemeyeceği müttefikler ve her ikisinde de Amerikan üsleri bulunuyor.

El Cezire'nin ekibine 'hapis'

Katar ile Körfez İşbirliği Konseyi arasındaki gerilim artarken, Doha merkezli El Cezire kanalının Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini eleştiren yayınlarının da Konsey içinde rahatsızlığa yol açtığı ifade ediliyor. Mısır'daki darbe sonrası 'İhvan yanlısı' olmakla suçlanan El Cezire'nin başkent Kahire'deki ofisi basılırken, çalışanları da gözaltına alınmıştı. Özgürlüklerine kavuşmayı bekleyen El Cezire muhabirleri için dünya çapında kampanya başlatıldı.

'Darbeci' Riyad'da askeri ataşeydi

2011'de Arap dünyasında patlak veren isyanlar Körfez ülkelerinde bir savunma kalkanı geliştirilmesine yol açtı. Mısır'da Hüsnü Mübarek, Tunus'ta ise Zeynel Abidin bin Ali'nin devrilmesi ile sonuçlanan olaylar Bahreyn, Yemen ve diğer bölge ülkeleri tarafından yakından izlendi. Ancak gücünü koruma gayretindeki Suudi Arabistan, Mısır'daki darbeye en çok sevinen ülkeler arasında başı çekti. Suudi Arabistan, yönetime el koyan Sisi'yi tebrik eden ilk ülkelerden biri olurken, askeri müdahale sonrası Mısır'da sayısız katliama imza atan cunta liderinin, Riyad ile ilişkisinin eskilere dayanması dikkat çekiyor. Bir dönem Riyad'da askeri ataşe olarak görev yapan Sisi'nin bağının Suudi ordusu ile sınırlı kalmayıp siyasi yönetimin kademesine de ulaştığı ifade ediliyor.

Sisi'nin silah finansörleri

Darbe sonrası Mısır'a Suudi Arabistan, 5 milyar, BAE 3 milyar, Kuveyt de 4 milyar dolar yardım yapma kararı aldı. Yardım paketine daha sonra 5 milyar dolar daha ekleyen Suudi Arabistan'ın cuntaya en bariz desteği ise, Rusya ile Mısır arasındaki silah anlaşması ile ortaya çıktı. Geçtiğimiz ay karara bağlanan anlaşma ile Rusya, Mısır'a 2 milyar dolarlık silah verecek. Ödemeyi ise askeri yönetimin en yakın destekçileri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri yapacak. Sisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova'da yaptığı anlaşma öncesi, (Katar krizinde de başı çeken) BAE ve Suudi Arabistan'ı ziyaret ederek silahların finansmanı sorununu çözmüştü. İki Körfez ülkesi, 'silahları Mısır halkına hediye' olarak görürken, teslimatların 2014'ün ikinci yarısında başlaması bekleniyor. Körfez'de yaşanan son krizin ışığında Suudi Arabistan ve BAE'nin cunta yönetimine silah parası tedarik ederken Katar'dan bu yönde bir takviye isteyip istemediği bilinmiyor.

Yeni Şafak

Haber Ara