Türkiye'de çalışan 12 milyon 679 bin 379 kişiden 3 milyon 180 bin 982'si kadın. Çalışanların yüzde 25,09'u kadınlardan oluşuyor. Doğu ve Güneydoğu illerinde işgücündeki kadınların erkeklere oranı yüzde 10'un altındayken, batı illerinde bu oran artıyor.
Denizli'de tekstil sektöründe her iki çalışandan biri kadın olurken, bu ilde tüm sektörlerde çalışan 175 bin 622 kişiden 54 bin 211'i kadın. Denizli, yüzde 30'u bulan kadın istihdam oranıyla Türkiye ortalamasının üzerinde bir seyir izliyor.
Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de nüfusun yarısının kadın olduğunu ancak kadınların işgücüne katılımının istenen seviyede bulunmadığını vurguladı.
Üniversite mezunu kadınların çalışmak istediklerini ifade eden Keçeci, şöyle konuştu:
"Okur yazar olmayan kadınların çalışma oranı, istatistiklerde yüzde 17 gibi. Kadın eğer okur yazarsa, belli bir kültüre sahipse ve üniversite tahsili yaptıysa işgücüne katılım oranı yüzde 72'lere çıkıyor. Eğitim düzeyi arttıkça insanların çalışma arzusu da artıyor, daha çok çalışmak istiyor. İşgücü piyasasına bu nedenle daha çok katılım söz konusu oluyor. Okumayan insanın sorunu yok, işsizlik sorunu da yok, dolayısıyla kadınlarımızın da. Okumayan, hele hiç okur yazarlığı olmayan kadının çalışmak diye bir derdi de yok. Ama okuyan, üniversite bitirmiş kadınlarımız ise özellikle çalışmak istiyor. O kadınlarımızın ise işsizliği gerçekten rekor üstüne rekor kırıyor. Yüzde 26 noktalara geliyor. Tabii bu büyük bir rakam. Kırsal kesimde kadının işsizlik diye bir sorunu yok. O nedenle kırsal kesimde kadınların işsizlik oranı yüzde 1 düzeyinde. Kırsal kesimde okuma yazma bilmeyen 100 kadından 1'i işsiz. Ama kırsal kesimde okuma yazma bilen, üniversite bitirmiş her 4 kadından 1'i işsiz. Bu ise gerçekten dramatik olay. Kentlerde sorun biraz daha farklı. Dolayısıyla eğer kadınlarımız eğer okur yazar değilse onlardaki işsizlik kentlerde yüzde 7. Eğer bu lise düzeyinde ise yüzde 23, ama üniversite bitirmişse bunlardaki işsizlik oranı 16,8. Yani burada üniversite bitirmiş kadınlarımızın demek ki daha çok iş bulma imkanı var kentlerde."
Türkiye'nin kalkınma oranlarını yakalayabilmesi için kadınların mutlaka işgücüne dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Keçeci, "Çünkü son zamanlarda hepimizin gördüğü ve bildiği gibi üniversite imtihanlarında ve kaliteli üniversitelere girişlerde hep kadınlarımız, kızlarımız ön planda oluyorlar, kadınlarımızın, kızlarımızın zeka derecesi de oldukça farklı belki erkeklerden de üstün mü diye tartışılır, özellikle sanayi kentlerinde bu olayı mutlak surette öne çıkarmamız lazım. Sanayi kentlerinde kadının işgücüne katılımını mutlaka sağlamamız gerekir" dedi.
- "Tekstilde çalışanların yüzde 49'u kadın"
Denizli'de kadınların işgücüne katılımının yüksek olduğuna işaret eden Keçeci, bugün kentin itici gücü tekstil sektöründe çalışanların yüzde 49'unu kadınların oluşturduğunu söyledi.
Keçeci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neredeyse tekstilde çalışan her iki kişiden biri kadın. Denizli'de tüm sektörlerin içerisinde çalışan kadının oranına baktığımızda da yüzde 30'u buluyor. Türkiye geneli kadın istihdam oranının yüzde 25 olduğuna bakarsak, Türkiye'de gerçekten en fazla kadın istihdam edilen il olma gururunu taşıdığı ortada. Dolayısıyla Denizli'de kadınlarımızın bu noktada iş gücüne katılımı gerçekten önemli. İşverenlerimiz kadınlarımıza özellikle verimlilikte çok özel ve önemli yer veriyorlar. Çünkü kadınlar tekstilde çok dikkatli. Özellikle tekstil işlerinde, ev tekstili işinde kadınların çok özel yeri var. Kadınlarımızın çalışmalarında bu işin özellik arz etmesi önemli."
İstatistiklere göre kadınlarda doğum sayısı arttıkça işe girme oranının azaldığına dikkati çeken Keçeci, bir anlamda nüfus artışıyla kadınların işgücüne katılımının azaldığını belirtti. Keçeci, bu nedenle Çalışma Bakanlığı'nın da birtakım yasalarla kadınları desteklediğini dile getirdi.
İşgücüne katılımda kadınların oranının, erkeklerden daima geride ve üçte biri olduğuna da değinen Keçeci, birtakım stratejik planlarla Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu'da da kadın çalışanların sayılarının artırılmasının Türkiye'ye güç vereceğini vurguladı.
Keçeci, üst düzey yönetici olarak çalışanların neredeyse yüzde 10'unun kadın olduğuna da dikkati çekerek, "Bunları biliyoruz, bunları takdir ediyoruz. Kadınları her şeyin önüne koymak istiyoruz ama işgücünün dışında tutuyoruz. Bu Türkiye'nin ekonomik değerlerinden en önemli bir faktörünü yok farz etmek demektir, bu da bizim zaafımızdır" dedi.