Mavi Marmara'da bulunan İngiliz yolcuların İngiltere mahkemelerinde haklarını aramak için yapacakları hukuki çalışmalar için Londra'da bulunan İHH Yönetim Kurulu üyesi ve hukuk kurulu başkanı avukat Gülden Sönmez, çalışmalarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Sönmez, Mavi Marmara gemisinde ve diğer gemilerde 30'dan fazla İngiliz vatandaşının bulunduğuna dikkati çekerek, İsrail'in filoya saldırısının Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından tespit edilerek raporlandığını, ayrıca oylamaya tabi tutulduğunu anımsattı. Sönmez, şunları söyledi:
"Bu rapor ilk defa BM düzeyinde İsrail'in işlemiş olduğu suçları tespit eden, sıralayan ve bunun hukuki karşılığını da ortaya koyan bir rapordu. Bu raporun oylaması sırasında özellikle BM düzleminde takibi ve gereğinin yapılması konusunda İngiltere olumlu oy kullandı. Biz İngiltere'ye, hem İngiliz vatandaşları olan filo katılımcıları adına hem de tüm mağdurlar adına, Filistin halkı adına, Filistin'de Gazze'deki hukuksuz abluka altında hala yaşam mücadelesi veren kimsesiz yetim çocukları adına bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Bugüne kadar İsrail'in politikaları nedeniyle gözünüzü, kulağınızı tıkadığınız bu katliamlara artık kulaklarınızı tıkamayın. İnsanlığın, adaletin tarafında olmak hepimizin sorumluluğudur. İngiltere, BM İnsan Hakları Konseyi'nde vermiş olduğu oyun gereği olarak BM düzleminde raporun gereğinin yapılmasını takip etmek sorumluluğunu taşımaktadır."
- "İsrail'den hesap sorulamazlığın değişeceğine inanıyoruz" -
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde açılan Mavi Marmara ile ilgili davaya İHH'nın müdahil olmasıyla ilgili de bilgi veren Gülden Sönmez, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar biz hep Afrika devletlerini, Afrikalı yetkilileri Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanırken gördük. İlk defa bir Afrika ülkesi olan Komor Birliği tarafından açılmış bir soruşturmayla bir Batılı, beyaz liderler, sorumlular, askerler yargılanma ihtimaliyle karşı karşıya. İsrail bugüne kadar yaptığı katliamlardan hukuki dokunulmazlık kalkanıyla kurtulmayı başardı. Mavi Marmara davalarıyla birlikte, İsrail'in hesap sorulamaz pozisyonunun değişeceğine inanıyoruz."
Sönmez, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne çok büyük görev düştüğünü dile getirerek, "Mahkeme ya kuruluş amacına uygun çalışacağını, gerçekten adaleti tesis edeceğini ispat edecek ya da hep beraber kaybedeceğiz. Uluslararası Ceza Mahkemesi bu davayla ciddi bir imtihanla karşı karşıya" dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Mavi Marmara saldırısıyla ilgili emir komuta zincirinde bulunan tüm sivil ve askerlerin yargılanmasını beklediklerini kaydeden Sönmez, İsrail'in özür dilemesinin işlenen suçun ikrarı anlamında geldiğini ancak özür dilemenin adaletin tesisi anlamına gelmediğini vurguladı.
- "Davalardan vazgeçmeyeceğiz" -
İsrail'in, aleyhinde açılan davalardan vazgeçilmesi şartıyla tazminat ödeyeceğini söylediğini belirten Sönmez, "Ancak biz davalardan vazgeçmeyeceğiz. Suçluların cezalarını çekmeleri gerektiğine inanıyoruz. Türkiye ile İsrail arasında özür, tazminat veya benzeri konularda anlaşma olsa dahi, biz ulusal ve uluslararası ölçekteki davaları devam ettirme konusunda kararlıyız" diye konuştu.
KC Hukuk Bürosu'ndan hukukçu Hakan Camuz da "İsrail'in yapmış olduğu bu katliamın hesabını İngiliz mahkemeleri aracılığıyla sormayı düşünüyoruz" dedi. İngiltere'de hukukun üstünlüğüne inanan bir sistem olduğunu belirten Camuz, "30'dan fazla İngiliz vatandaşının hukuki haklarının aranması için gerekli çalışmaların İngiliz mahkemeleri aracılığıyla yapılması için İngiltere'den uzman bir hukuk ekibi oluşturulacak" ifadelerini kullandı. Hakan Camuz, İngiltere'de konuyla ilgili hukuki çalışmalara en kısa zamanda başlanacağını kaydetti.
İHH'nın Londra'da düzenlediği basın toplantısına ayrıca, Mavi Marmara gemisinin yolcularından İngiliz vatandaşları Alexandra Lort Phillips ve Abid Mahi de katıldı.
