"Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye" başlıklı panel sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yazıcı, Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret bölge müdürünün, Mersin Gümrük Muhafaza Müdürlüğü'nü, il emniyetindeki "paralel yapı mensuplarına kullandırdığı iddialarına" ilişkin, konuyla ilgili 1-2 gündür bazı gazetelerde yayınlar olduğunu ifade etti.
"Bir defa şunu ifade etmek isterim ki, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda etik konulara ilişkin toleransımız sıfır" diyen Bakan Yazıcı, gümrüklerle ilgili ALO 136 ihbar hattından, mail ortamından isimli veya isimsiz pek çok ihbar geldiğini, bu ihbarları büyük bir titizlikle incelediklerini, isim olmasa bile somut olay tanımı yapılmışsa, mutlaka inceleyip soruşturmasını gerçekleştirdiklerini anlattı.
Bakan Yazıcı, devamla şunları kaydetti:
"Dolayısıyla yayında söz edilen mail bakanlığıma gönderilmiş, mail bana iletilmemiş, ilgili memur arkadaşımı da sorguladığımızda, çocuğunun sünnet töreni dolayısıyla iletemediğini söyledi. Bu bir mazeret değil, yerini değiştirdim. Ama biz o mail içerisinde yer alan bazı somut tanımı yapılan hususları, daha önce gelen ihbarla ve o sektörün hassasiyeti itibariyle zaten inceleme soruşturma konusu yapmışız. Bunlara ilişkin söyleyecek birşeyim yok. Ancak 'KOM'daki elemanlar, emniyetteki birimler, gümrük alanına girdi, bunu da gümrük muhafaza memurları yaptı' iddialarının aslı esası yok. Ben bunların doğru olmadığına yönelik bir düzeltme gönderdim."
Ortak operasyonlarla mücadeleci kurumların elemanlarının ortak çalışma yapabileceğini aktaran Yazıcı, fakat hiç bir halde Gümrük ve Ticaret veya Gümrük Muhafaza ekiplerinin kendi görev ve yetki alanları içerisindeki bir sahayı, bir alanı bir başkasına terkederek orada işlem yapmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
Yazıcı, "Bu, orası başıboş demektir. Bu iddia çok ileri bir iddia, dayanaksız olduğunu ifade ettim. Yanlışlar olabilir, basın yayın yazacak edecek ama biri yazıyor cevap veriyor öbürü başa çekiyor bunlar anlaşılır gibi değil. Türkiye'de bunların olmaması lazım" değerlendirmesini yaptı.
Özellikle akaryakıt alanındaki hususlar ile GDO arasında kurulan bağlantıyı dile getiren Bakan Yazıcı, şunları kaydetti:
"GDO'lu olayla ilgili süreci zaten savcılık sevk ve idare etmektedir, adli bir işlemdir. Adli işlemin yürümesi, yürütülmesi, talimatlandırılması tamamen yargısal prosedürlere bağlıdır. Dolayısıyla o alan içerisinde ne Gümrük Muhafaza ekiplerinin ne de başka bir ekibin müdahil olması mümkün değildir. Alınan numunelerin nasıl alınacağı, bunların tahlile nasıl gönderileceği, tahlil sonuçlarına ilgililerin itiraz etmesi halinde bunların nasıl inceleneceği tamamen savcılığın, gerektiğinde mahkemelerin görev ve yetki alanı içerisindedir. Prosedürler böyle yürütülmüştür. Olay bundan ibarettir. Dolayısıyla biz mektubu tekrar talimatlandırdık daha önceki soruşturmalarla bağlantılı olması halinde onlarla birleştirilerek, bağlantılı değilse ayrı bir soruşturma konusu şeklinde incelenmesinin gerekmesi halinde soruşturulmasını talimatlandırdım. Olay bundan ibarettir."
-"Başbakan'ın sitemini üzerime alınmadım"
Bakan Yazıcı, dün akşam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bakan ve milletvekillerinden bazılarının suskun kaldığı yönündeki sitemini üzerine alınıp alınmadığının sorulması üzerine şunları anlattı:
"Başbakan'ın dünkü sitemini kesinlikle üzerime alınmam. Benim çok açık konuşan, görüş ve kanaatini özgürce ama düşünerek, katkı sağlayarak ifade eden bir kişiliğim var. Ben Sayın Başbakan'ı akşam da izledim. Kesinlikle o değerlendirmesini üzerime almadım. Ben bu süreçle alakalı her zeminde, uygun bulduğum her ortamda değerlendirmelerimi yapıyorum. Bunları yaparken de elbetteki hukukçu kimliğim ortaya çıkıyor. Hukukçu kimliğim ortaya çıkarken de siyasi kimliğimi unutuyor değilim. Hem hukukçu kimliğimle hem siyasal sorumluluğumla bunları yapıyorum. Orada da bir yanlış anlama var. Bana bu konuyla alakalı ilk sorulan 'Paralel yapı, paralel devlet konusunda ne diyorsunuz?' şeklinde yöneltilen soruya ben şunu söyledim, 'Bu tür fiilleri paralel devlet olarak nitelemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü devlet tektir, devletin paraleli olmaz.' Ben burada hem kamu normlarını, ve hukuki kavramları dikkate alarak söyledim. Bu olup bitenlerin doğru ismi 'Paralel Yapı'dır dedim. Paralel devlet yok, paralel yapı var. Doğru isim bu. Devletin içinde paralel yapılar var, dün vardı bugün de var. Bu olup bitenler de paralel yapıdır."
-"Taksit sınırlandırmasında, süreci bekleyip görmek lazım"
Hayati Yazıcı, kredi kartına taksit sınırlandırmasının ardından kayıtdışılığın artmaması için çalışma yapılıp yapılmadığı yönündeki soruya, süreci ekonomi yönetiminin iyi izlediğini ve bu uygulamanın doğru tarafları kadar yanlış taraflarının da olabileceği yanıtını verdi.
Süreci biraz daha bekleyip görmek gerektiğinin altını çizen Yazıcı, 28 Mayıs'ta Tüketicinin Korunması Kanunu'nun yürürlüğe gireceğini ve kanunun yürürlüğe girmesinden önce, uygulamasıyla alakalı 20'yi aşkın düzenleme gerçekleştirilip bunların da resmi gazetede yayımlanmasını sağlayacaklarının bilgisini verdi.
Taksit sınırlandırmasının en önemli sebebinin, Türkiye'de tasarruf eğiliminin çok düşük olması olduğunu dile getiren Yazıcı, "Yüzde 10-12 oranında tasarruf var. Amacımız vatandaşın daha çok tasarruf etmesi ve artan tasarrufların kaynak teşkil edecek şekilde yatırıma dönüşmesini sağlamak. Sürecin işlemesiyle alakalı aldığımız önlemlerin, yaptığımız düzenlemelerin gerek ekonomik beklentilerimiz açısından gerek tüketicilerin hak ve hukukunun korunması anlamında hedeflerimize varma noktasında aksamaya yol açacağını görürsek, oturup yeni düzenleme neyse onu yaparız. Bu konuda kaygı duyulmasına gerek yok, süreci izliyoruz" diye konuştu.
Bakan Yazıcı, Bulgaristan sınır kapısında yaşanan sorunun hatırlatılması üzerinde de "Bulgaristan'ın AB üyesi olarak yaptığı uygulama, Avrupa'nın ekonomiyle ilgili değerleriyle kesinlikle örtüşmez. AB üyesi bir ülkenin, Türkiye'ye araçların giriş çıkışlarıyla alakalı, ürünlerin çeşitliliğiyle alakalı yaptığı frenleme eylemi kabul edilebilir değil. Yurtdışına çıkacak tırlarımızın Bulgar direnmesine karşı alternatif güzergahlar ürettik, uzun süre bekleyemediler davet ettiler ve tekrar taşıma belgelerini verdiler. Bununla ilgili önlemlerimiz var, Bulgaristan'ı aşarak onu devre dışı bırakarak taşımacılığı yapma konusundaki çalışmalarımız devam ediyor " değerlendirmesinde bulundu.