Kadın Merkezi (KAMER) Vakfınca, 23 il ve bu illere bağlı 74 ilçede ev ziyaretleri ve bilinç artırıcı toplantılarda 3 yılda ulaşılan 164 bin 600 kişiden yüzde 50'sinin eğitimsiz, yüzde 75'inin miras hakkından faydalanmadığı, geriye kalan yüzde 25'inin bir kısmının ise geleneksel yöntemlerle bu haktan faydalandığı tespit edildi.
Yürütülen çalışmada kadına yönelik şiddetin en büyük mağdurunun çocuklar olduğu saptandı.
- 5 yılda 300 bini aşkın kadına ulaşıldı
KAMER Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç, AA muhabirine, dezavantajlı mahallelerde yaşayan kadınların ancak bir namus cinayeti ihtimalinde veya ağır bir şiddet yaşadıklarında vakfa başvurmaları üzerine, "Onlar gelemiyorsa biz gideriz" şeklinde aldıkları karar doğrultusunda 5 yılı aşkın süredir iki bölgede kadınları evlerinde ziyaret ederek, yüz yüze görüşmeler yaptıklarını anlattı.
Hane ziyaretlerinin ardından kadınları düzenledikleri mahalle toplantılarında konunun uzmanlarıyla da buluşturarak hakları konusunda bilinç artırıcı faaliyetlerde bulunduklarını belirten Akkoç, bu kapsamda 5 yılda ise 300 bini aşkın kişiye ulaştıklarını kaydetti.
- Erken ve zorla evlendirilmede düşüş
Akkoç, erken ve zorla evlendirilmede 10 puanlık bir düşüş meydana geldiğine işaret ederek, 18 yaş üstü evliliklerde aynı oranda artış olduğunu, buna rağmen iki bölgedeki erken ve zorla evlilik oranının yüzde 30'un üzerinde olduğuna dikkati çekti.
"Akraba evliliği oranında bir azalma olmasa da beşik kertmesi, kan bedeli, kayın evliliği gibi insan haklarına aykırı evlilik türlerinde çarpıcı bir azalma oldu" diyen Akkoç, 3 yılda 981 kadının ölen kocasının kardeşiyle evlenmek zorunda kaldığını, bin 849 kadının kuma olarak, bin 849 kadının berdelle evlendiğini, 94 kadının ise kan davasının sona ermesi için hediye edildiğini vurguladı.
Akkoç, 2011 yılında yüzde 56,6 olan resmi nikahlı kadın oranının geçen yıl yüzde 63,2'ye yükseldiğini ifade ederek, kadınların yüzde 75'inin miras hakkından faydalanmadığını, mirastan faydalandığını belirtenlerin yüzde 30'unun ise törelere göre bu haktan faydalandığını bildirdi. Akkoç, kadınların yaklaşık yüzde 50'sinin hiç okula gitmediğini, eğitim hakkını hiç kullanmadığını söyledi. Bunun yüzde 40'ının okuma yazma da öğrenemediğini, yüzde 10'unun ise kursa giderek yada çocuğu veya kardeşinden okuma yazma öğrendiğini belirtti.
Kadınların hak talep ederek koruma kararı aldırtmış olmalarının şiddet uygulayan erkeği öfkelendirdiğini dile getiren Akkoç, koruma kararının bittiği gün öldürülen kadınlar olduğunu kaydetti.
Akkoç, geçmişte kan davalarında kadın ve çocuklara dokunulmadığını ifade ederek, "Öyle bir savrulma yaşıyoruz ki; bu savrulma son 30 yıl ki şiddetle ilgili. Şiddet öyle bir savuruyor ki insani hiçbir değer kalmıyor. Kan davalarında da geleneksel racon bozuldu" ifadelerini kullandı.
- "Kadına yönelik şiddetin en büyük mağduru çocuklar"
Şiddet ortamında yetişen çocukların geleceğin geleneksel kadınları ve erkekleri olduğunu, özellikle 3 yaşın altındakilerin algılarının en yüksek olduğu dönem olduğunu belirten Akkoç, "Bir kadın yaşadığı şiddeti ve o geleneksel yapı içindeki statüsünü fark edip, değiştirmeye çalışıyorsa bunun yararı çevresindeki 10 kadına ve 5 çocuğa oluyor. Bir kadına uygulanan şiddet ile yaklaşık 6 çocuk da şiddet yaşıyor" diye konuştu.
"Kadına yönelik şiddetin en büyük mağduru çocuklar" ifadesini kullanan Akkoç, şiddetin çocuğun özgüvenini yok ettiğini vurguladı.
- "Gelişmiş bir yasal zeminimiz var artık"
Akkoç, her ihtiyaca cevap vermese de artık ilk acil ihtiyacın yasal değişiklik olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Töre ve namus cinayetleri kavramlarının aynı anda TCK'da geçiyor olmasından şikayetçiyim. Namus cinayeti, kadının kadın olduğu için yaşadığı hak ihlali. Töre cinayetine ise kan davası da karıştığından töre cinayetlerinde erkeklerin kadınlardan daha çok öldüğü gibi sonuç çıkıyor. Çok gelişmiş bir yasal zeminimiz var artık. Yasa uygulayıcıların mantalitesinin de bu doğrultuda değişmesi gerekli. 5 yıl önce tecavüz eden kişiyi tecavüze uğrayan kadınla evlendiği için affederdik. Kanun böyleydi. Şimdi tecavüzcüyü cezalandıracak kanuna sahibiz."
Akkoç, çalışmadan elde ettikleri sonuçları Cumhurbaşkanlığına, tüm meclis üyelerine, siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına ulaştıracaklarını sözlerine ekledi.