Mbaiki'de bir sabah, kalabalık bir grup kapısına dayandığında, artık Dido'nun makamının, Çad kökenli olsa da ailesinin neredeyse bir asırdır Mbaiki'de yaşamasının ya da eşinin yedi aylık hamile olmasının bir önemi kalmamıştı. Sorun, Dido'nun Müslüman olmasıydı.
Dido'yu 28 Şubat sabahı hedef alan saldırıya ne polis müdahale etti ne de kaçmaya çalışırken komşuları onu koruyabildi. Barış koruma askerleri olay yerine geldiğindeyse artık çok geçti.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, olay günü yaklaşık 100 kişi Dido'nun evini basarak, "Diğer Müslümanlar gibi neden kendisinin de kenti terk etmediğini" sordu.
Kimi komşuları, kapısına gelenlere ilk saldıranın Dido olduğunu, kimileriyse Dido'nun yalnızca kendini savunmaya çalıştığını ileri sürdü. Sonra Dido, kaçmaya başladı. En yakın karakola doğru koşarken, yoluna çıkan kimse yardım elini uzatmadı. Hristiyan çetelerin tehditlerinden korkanlar, olan biteni görmezden gelmeyi seçti.
Peşine düşen çete Dido'yu yakaladı, soydu, dövdü, bıçakladı ve öldürdü. Barış koruma askerleri Dido'nun cesedini yolun kenarında buldu.
- "Mbaiki'nin son Müslümanı"
Bölgedeki durumla ilgili daha önce Dido'yla görüşmeler yapan Uluslararası Af Örgütü yetkilisi Joanne Mariner, "Dido'nun katledilmesinin dünyanın vicdanına leke sürdüğünü" belirterek, "Aralarında komşularının da bulunduğu halkın onu korumamış olmasının son derece ümit kırıcı olduğunu" söyledi.
Bölgede Müslümanlara yönelik şiddet arttığında, yerel halktan binlerce kişi konvoylar halinde Mbaiki'den kaçarken, 46 yaşında, 7 çocuk babası Dido kalmayı, görevini sürdürmeyi ve sorumluluklarını bırakmamayı tercih etmişti. Hatta bölge halkı kendisini, "Mbaiki'nin son Müslümanı" diye anmaya başlamıştı.
Dido, şubat ortasında Fransız gazetesi Le Monde'a "Burada doğduğunu ve çocuklarının burada dünyaya geldiğini" anlatarak, "5 yıldır belediye başkanlığındayım. Yemin ettim. Ben bir vatanseverim. Niye gidecekmişim? Kendi ülkemde yaşamak istiyorum" demişti.
Orta Afrika, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu belirtilen Seleka isyancılarının Mart 2013'te Hristiyan Devlet Başkanı François Bozize'yi devirmesinin ardından kaos ortamına sürüklendi.
Seleka isyancılarının Bozize'nin yerine Müslüman Michel Djotodia'yı getirmesinin ardından Hristiyan "anti-balaka" milisleriyle eski Seleka savaşçıları arasındaki gerginlik de tırmandı.
Müslümanlara yönelik şiddet olaylarında, Djotodia'nın yerine Catherine Samba-Panza'nın gelmesinden sonra ciddi artış görülürken, ülkede çoğunluğu oluşturan Hristiyanlar, Müslümanları, eski Seleka savaşçılarına destek vermekle suçluyor.
