Stalin tarafından ikinci Dünya Savaşı sırasında vatanlarından sürülen on binlerce Kırım Tatarı'ndan binlercesi gittikleri yerlerde açlıktan öldü, bazıları da Avrupa ülkelerine sığındı. O dönem Almanya'ya gelenlerin torunları ise Rusya'nın yakın zamanda Osetya ve Gürcistan'da yaptığı girişmlere dikkat çekerek, Kırım'da benzer bir durumun yaşanmasından endişe duyuyorlar.
Batı Avrupa Kırım Tatar Dayanışma ve Kültür Merkezi Başkanı Rafet Karanlık, AA muhabirine, Avrupa'nın içinde olan bir Ukrayna'nın Tatarlara daha fazla hak vereceğine inandıkları için Ukrayna'nın parçalanmasını istemediklerini söyledi.
Rusya'nın Kırım'a asker göndermesini hoş karşılamadıklarını vurgulayan Karanlık, 'Bu ikinci bir 18 Mayıs 1944'e vesile olur diye korku içinde yaşıyoruz. Hepimizin orada akrabaları var. Ukrayna'nın birliğini destekledikleri için Rusya Devlet Başkanı Putin'in acısını Tatarlardan çıkaracağından endişesi taşıyoruz. Bunun korkusu var" dedi.
İşgalci Rus askerlerinin geri çekilmesi gerektiğini belirten Karanlık, 'Bunu artık Avrupa, ABD veya Türkiye ve hür dünya nasıl sağlar bunu bilmiyoruz. Putin'in tabi endişeleri bu Sivastipol Limanı ile ilgili. Batı yanlısı bir Ukrayna hükümetinin Sivastipol Limanı onlara uzun süreli kiralamayacağı endişesini taşıyorlar. Bence işgalin esas talebi bu. Rusya'nın buradan çekilmesi lazım. Bu resmen bir işgaldir' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Kırım krizindeki yaklaşımına da değinen Karanlık, 'Şu an Türkiye Suriye'deki gibi aktif rol alırsa yalnız bırakırlar beklentisi var. Bu olaylardan geri çekilir diye korkusu var. Bunun için Türk hükümeti de fazla aktif görünmüyor' değerlendirmesinde bulundu.
'Türkiye'den fazla bir beklentimiz yok ama Türk halkından var' diyen Karanlık, Türkiye'nin Avrupa'da, ABD ve diğer bölgelerde geniş bir diasporaya sahip olduğunu ve bunların Kırımlıların yanında olmasını istedi.
Avrupa Parlamentosu milletvekillerine yönelik Kırım Tatarlarının durumuyla ilgili mektup kampanyası başlattıklarını vurgulayan Karanlık, Almanya'da da Rusya Büyükelçiliği önünde Berlin'de cumartesi günü bir yürüyüş düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
- "Siyasi çözüm önemli"
Almanya'nın Augsburg kentinde 1965 yılında kurulan Kırım Tatarları Derneği Başkanı Celil Osman da Kırım'daki krizin politik yollarla çözülmesi gerektiğini belirterek, 'Rusların, Tatarlar ve Ukraynalılar arasına çatışma yaşanması çok kötü olur. Bunun için siyasi çözüm önemli' ifadesini kullandı.
Ukrayna'da yaşayanların geleceklerine kendilerinin karar vermesi gerektiğini vurgulayan Osman, yapılacak seçimi de hem batı ülkelerinin hem de Putin' kabul etmesi gerektiğini kaydetti.
Sosyal paylaşım siteleri üzerinden Kırım'daki tanıdıklarla haberleştiklerini ifade eden Osman, 'Kırım'ın Ruslaştırılmasından korktuklarını düşünüyorum. Zaten bir şekilde öyle şu an. Devlet dairelerinde Ruslar çalışıyor. Resmi dil de Rusça. Tatarlar 25 yıl önce geri geldiler ve henüz tam olarak yerleşme imkanı bulamadı. Nüfusun büyük bölümü Rus olduğunu için Kırım'da Tatarlar devlet dairlerine girme olanağı bulamadılar' şeklinde konuştu.
Tatarların Ruslar tarafından Osetya'da ve Gürcistan'da yapılanlardan ve 70 yıl önce olduğu gibi sürgüne gönderilme gibi endişeler taşıdıklarına dikkati çeken Osman, Tatarların azınlık ve Müslüman oldukları için çok fazla dikkate alınmadıklarına işaret etti.
Türkiye'nin krizde daha etkili olması gerektiğini belirten Osman, Ukrayna halkına fırsat verilerek kendi gelecekleri hakkında kendilerinin karar vermesi gerektiğini ifade etti.
- "Bu yönde somut korkular var'
Kafkas, Tatar ve Türkistan Araştırmaları Enstitüsünden Mieste Hotopp-Riecke de Ukrayna krizinden daha önce Gürcistan ve Osetya'da Ruslar tarafından yapılanların tekrarlanacağı yönünde sinyallerin bulunduğunu belirtti. Tatar Milli Meclis yetkililerinin bu yönde daha önce uyarılar yaptığına işaret eden Hotopp-Riecke, ancak o dönemde bu uyarıların ciddiye alınmadığını kaydetti.
'Sürgünlere bakıldığında Rusların azınlıklara nasıl davrandığı konusunda tarihten dersler çıkarılabilir. Bu yönde somut korkular var' diyen Hotopp-Riecke, Rusya'nın Kırım'da etkili olması durumunda Tatarların 25 yılda elde etikleri kazanımların yok edileceğini düşündüklerini sözlerine ekledi.