Özer, Eğitim Bir-Sen Genişletilmiş İşyeri Temsilcileri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dinleme iddialarını, "hukuksuz ve haneye tecavüz" olarak nitelendirdi.
Türkiye'de anayasanın ve yasaların belli olduğunu ifade eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dinlemeler, kişinin onur ve şahsiyetine yapılan bir saldırı, haneye tecavüzdür. İnsan onurunu korumak ise başta her insanın kendisinin, daha sonra da devletin en asli görevidir. Dinlenilen insanların bir çoğunu, ömründe birbirini görmemiş ve tanımıyorlar. Dini duyarlılık iddiası bulunan paralel yapının bu dinlemeleri yaptığı iddiası da mutlaka en kısa zamanda açıklığa kavuşturulmalı ve suçlular teşhir edilmelidir. Bir dinleme olacaksa bir konuya has, o konunun içeriği için onu açıklığa kavuşturmak için hukuk adına yargı kararıyla olmalıdır."
Türkiye'nin, bölgede küresel aktör adayı olduğunu, bunun engellenmeye çalışıldığını aktaran Özer, şunları kaydetti:
"Yolsuzluk iddia ve ithamlarında adlarının geçmesine bağlı olarak şahısların doğrudan mahkum edilmesi gibi bir hataya düşülmemelidir. 17 Aralık'taki İstanbul merkezli operasyon ile Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturulmak istendiğini açıkça görmekteyiz. Fakat ülkemiz, güçlü bir ülkedir. Bölgede küresel aktör olmaya adaydır. Fakat bu yöndeki çabaların engellenmeye çalışıldığı görülmektedir. Bazı yargı mensupları ile kolluk görevlilerinin Türkiye'ye yönelik küresel operasyona destek ve mevzi sağladığı iddiaları da mutlaka araştırılmalıdır. Varsa yolsuzluk yapanların da yolsuzluk operasyonu üzerinden küresel operasyona yol verenlerin de ortaya çıkarılması, toplumun ortak beklentisidir. Bu beklentiler karşılanmalıdır."