Kılıçdaroğlu, partisinin Sıhhiye Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, 18 Nisan 2013'te Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Başbakan'ın önüne 3 sayfalık rapor koyduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Raporun sonuç ve değerlendirme bölümünden bir iki cümle okuyorum size değerli Eskişehirliler, 'Reza Zerrab'ın bakanlar Zafer Çağlayan ve Muammer Güler ile mevcut ilişkilerinin ortaya çıkması halinde söz konusu hususların hükümet aleyhinde kullanılacağı değerlendirilmektedir'. 18 Nisan 2013'te Milli İstihbarat Teşkilatı bunun önüne 'arkadaş senin bakanlarınla bu adam arasında özel ilişkiler var, dikkatli ol' diye koyuyor. 5 ay önce koyuyor, 5 ay önce söylüyor. Bundan ses çıktı mı, kabul etti. Sonra ne oldu bakanları istifa ettirdi, 'beni koruyun' diye. Onlardan da birisi çıktı dedi ki 'ya arkadaş hırsızlıksa sen yaptın, çaldıysan sen çaldın, sen söyledin ben de oynadım. Şimdi bana istifa et diyorsun. İstifa edeceksem ben değil, önce sen istifa et' dedi. Bundan daha büyük itiraf ne olabilir, hala diyor 'bunlar yalan'. Ya senin bakanın söylüyor sana."
Bütün gerçeklerin üzerinin örtülemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları bildirdi:
"Bu kadar büyük bir yolsuzluğun üstü örtülemez. Herkesten yardım istiyorum. Herkese şunu söylüyorum. Temiz siyaset mi istiyorsunuz? Düzgün siyaset mi istiyorsunuz? Halka hesap veren siyaset mi istiyorsunuz? O zaman geleceksiniz, bir adresiniz var. Kul hakkı yemeyen bir adresiniz var. Halka hesap vermeyi namuslu gören, kabul eden bir adresiniz var. O adres Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Hırsızların en büyük özelliği yalan söylemeleridir. Müthiş yalan söylerler. Çünkü bunların büyüklerinden biri de Hitler'dir biliyorsunuz. Goebbels der ki 'ne kadar büyük yalanlar atarsanız halkı o kadar fazla inandırırsınız, atacağınız yalanın büyüklüğüne bağlı."
- "Herkes elini vicdanına koyacak"
"Bu kadar yalanı söyleyen adamdan başbakan olmaz. Yalancıdan başbakan olmaz. Hırsızdan Başbakan olmaz" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Herkes elini vicdanına koyacak. Ayın 30'unda sandığa gidecek, yalan söyleyeni cezalandıracak. Hırsızlık yapanı cezalandıracak. Şu sorunun yanıtını hep beraber merak edeceğiz, vatan evlatlarına mı oy vereceksiniz, şaibeli bakan evlatlarına mı oy vereceksiniz. Vatan evlatlarına oy veriyorsanız bu ülkeyi sevenler için oy vereceksiniz, 'bu insanlar gelsin, bu ülkeyi yönetsin' diye oy verecekseniz adresiniz belli. Vatan evlatlarının buluştuğu mekan Cumhuriyet Halk Partisi'dir."
- "Gençlik bizim umudumuzdur"
Kılıçdaroğlu, gençlerin gerçeği gördüğünü belirterek, şunları bildirdi:
"Onların ne olduğunu biz çok iyi biliyoruz, gençlik bizim umudumuzdur. Ülkenin geleceği, ülkenin teminatıdır, gençler. Onlara sahip çıkmak da Cumhuriyet Halk Partililerin boynunun borcudur. Herkes bunu böyle bilsin. O gencecik çocuklarımız Gezi eylemlerinde polisle karşı karşıya kaldıklarında arada duran Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleriydi. Onlar biber gazını yediler, onlar hastanelik oldular ama gençlere bir fiske dokunmasını istemediler. Bunun mücadelesini verdiler. Çünkü, o gençler bizim gençlerimiz. Onlar bizim onurumuz, geleceğimiz. Gençler hiç meraklanmasın. Yeni bir ekonomi politikası uygulayacağız. Üreten Türkiye... Herkes üretecek. Herkes çalışacak. İnşallah, işsizliği sıfırlayacağız. Onlar hırsızlık yapacak biz o parayı halka tahsis edeceğiz. Bizim anlayışımız şudur. Halk zenginleşecek. halkın cebi para görecek."
Kılıçdaroğlu, dün bir işveren kuruluşunun bir bildiri yayınladığını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
" Dün bir işveren kuruluşu bir bildiri yayınlamış. Diyor ki, siyasetçilere 'Siz siyasette, zenginleşmek istiyorsanız, orayı bırakın, orası halka hizmet yeridir. Zenginleşmek istiyorsanız, gelin işveren olun. Burada çalışın, zenginleşir misiniz, zenginleşmez misiniz görürsünüz' Buradan o işveren kuruluşu ve bütün işverenlere sesleniyorum. Üreten, çalışan, istihdam yaratan her işverenin bizim başımızın üstünde yeri vardır. Onlar çalışırlar, rekabet ederler, kazanırlar, vergilerini verirler ama bir de AKP'nin işverenleri vardır. Devletten ihale alırlar, salma salınır, havuz oluştururlar, halkın bilgilenmesini engellemek için özel medya kullanırlar. O işverenlere sakın güvenmeyin. Onlar bizim işverenimiz değil, onlar bu ülkenin de işvereni değil. Onlar Adalet ve Kalkınma Partisi'nin işverenleridir. Söz veriyorum, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarın da onlardan da hesap sorulacaktır."
Eskişehir'de bir acı daha yaşandığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ali İsmail Korkmaz, sopalarla dövüldü, sokak ortasında öldürüldü. Bütün Türkiye'nin vicdanı kanadı. Bunların neler yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Biz, ülkemizi seviyoruz. Önce bu iktidarın bir istifa etmesi lazım. O koltukta bir hırsız oturamaz. Önce onun o koltuktan gitmesi lazım. Eğer, bu hırsız yarın, öbür gün kaçar, ülkeyi terk ederse, söz veriyorum onu Türkiye'ye getireceğim ve hesabını soracağım ondan" diye konuştu.
Mitinge, Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan yardımcıları Bülent Tezcan, Perihan Sarı, Gökhan Günaydın, CHP Eskişehir Milletvekilleri Kazım Kurt ve Süheyl Batum, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve CHP'nin belediye başkan adayları ile diğer partililer katıldı.
(Bitti)