Bazı ziyaretlerde bulunmak ve açılışlara katılmak üzere Elazığ'a gelen Yılmaz, Elazığ Valiliğince hazırlanan "Harput Cazibe Merkezi Projesi"nin tanıtım toplantısına katıldı. Daha sonra, AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi'ni ziyaret eden Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, son dönemde yaşanan bazı tartışmalar ve süreçlerin sonunda yerel seçimlerin çok farklı bir anlam taşıyacağını söyledi.
Yerel seçimlerin, bir genel seçim ve referandum gibi anlam kazandığını dile getiren Yılmaz, 'Bunların da ötesinde açıkçası 2014 yılında ülkemizin belki 10 yılına, 20 yılına damgasını vuracak bir süreçten geçiyoruz. Türkiye'nin rotasını büyük oranda bu seçimler çizecek. Türkiye'nin nereye gideceğini, yol haritasını büyük oranda bu seçimler ortaya koyacak. Bu yönüyle de yerel düzeydeki tartışmaların çok ötesinde bu seçimde halkımız şu tercihi yapacak; Başbakandan mı yanayız, Başbakanımıza saldıranlardan mı yanayız' diye konuştu.
Vatandaşlardan "Türkiye'de siyasi istikrarın devam etmesinden mi yanayız yoksa siyasi istikrarın bozulmasından, yeniden o 1990'lı yıllar gibi koalisyon yapılarının olduğu, kimin ne yaptığının belli olmadığı, krizden krize sürüklenen, kaos içerisinde yönetilemez hale gelmiş olan bir Türkiye'yi mi istiyoruz?" diye kendilerine sormalarını isteyen Yılmaz, maalesef son dönemde yaşananların bu seçimleri bu hale getirdiğini belirtti.
Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Şunu çok açık ve net bir şekilde görüyoruz, sizler de görüyorsunuz. Başbakanımıza gittiği her yerdeki ilgiyi, teveccühü görüyorsunuz. Kamuoyu yoklamalarında da aynı şekilde görüyoruz. Halkımız, Başbakanımızın arkasında. Halkımız, siyasi istikrarın arkasında. Son 10 yılda elde ettiğimiz başarıların kendiliğinden olmadığını halkımız çok iyi biliyor ve görüyor. Bunlar kendiliğinden olmadı. Türkiye'nin ekonomisi kendiliğinden büyümedi. Türkiye'nin demokrasisi kendiliğinden ilerlemedi. Bütün bunlar, güçlü bir liderle, siyasi bir istikrarla, güçlü bir hükümetle gerçekleşti.'
- 'Birileri, 'artık yeter Türkiye daha fazla güçlenmesin' diyor'
Dünyada bir kriz varken, Türkiye'nin bu krizden etkilenmemesinin, milyonlarca insana yeni iş ve aş sunulmasının istikrarlı yönetimler ve güçlü liderlikler sayesinde gerçekleştirildiğinin altını çizen Yılmaz, "Birileri, Türkiye'nin çok büyüdüğünü, çok güçlendiğini düşünüyor. İçeride ve dışarıda birileri, 'artık yeter Türkiye daha fazla güçlenmesin' diyor ama halkımız buna müsaade etmeyecektir. Bakın bizim iki gücümüz var; bir yüce Yaradan, bir de milletimiz. Bizim başka bir dayanağımız, desteğimiz yok. Biz, dar kesimlere dayanan bir parti değiliz. Dar sermaye, medya gruplarına, değişik güç odaklarına dayanan bir parti değiliz. Biz başından beri gücümüzü Hakk'tan ve halktan aldık. Bundan sonra da aynı şekilde inşallah devam edeceğiz. Halkımız, Türkiye'ye kurulan tuzaklara en güzel cevabı 30 Mart'ta verecektir inşallah" diye konuştu.
- "Biz, milli iradeyi her şeyin üstüne koyuyoruz"
Halkın 30 Mart'ta sandık başında vereceği cevapla 2. hamle dönemine gireceklerini belirten Yılmaz, şunları söyledi:
'Futbol tabiriyle konuşacak olursak, Türkiye'yi devraldığımız zaman 2. ligin alt sıralarında bir konumumuz vardı, ülke olarak söylüyorum. Şu anda 2. ligin şampiyonu, 1. lige oynayan bir ülke konumundayız. Önümüzdeki 10 yılda siyasi istikrarımızı devam ettirirsek, reformlarımızı, projelerimizi devam ettirirsek Türkiye, 1. lige girmiş ve orada bütün dünyada çok daha etkili hale gelen bir ülke olacaktır. Bunun için siyasi desteğe, milletimizin desteğine ihtiyacımız var. Biz, milli iradeyi her şeyin üstüne koyuyoruz. Geçmişte milli iradenin üzerinde vesayetler vardı. Birileri, halk kimi seçerse seçsin, gelip kendi istedikleri doğrultuda ülkeyi yönetmeye çalışıyordu fakat son 10 yılda bunlara da son verdik. Artık milletin iradesi diyoruz. Rahmetli Menderes, 'yeter, söz milletin' demişti, biz de yeter söz de karar da milletindir diyoruz.'