Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç'ı makamında ziyaret eden Ala, burada yaptığı konuşmada, seçimlerin, demokrasilerin şöleni olduğunu belirterek, sandıktan kim çıkarsa çıksın milletin kazandığını söyledi.
Yerel seçimleri kazanacak kişilerin, belde, ilçe ve illeri yöneteceğini belirten Ala, "Türkiye'nin, sorunlarını çözme yöntemi olarak önüne sandığı koymuş olmasını en değerli kazanımı olarak görüyorum. Her ne kadar Türkiye'nin içerisinde bunu halen anlamamış olanlar varsa da öğreteceğiz, kabullenmemiş olanlar varsa kabullendireceğiz. Bu da bu demokratik anlayışa sahip olan insanlara düşmektedir. Bu, siyasi istikrarı sağlayacak olan yegane enstrümandır" ifadesini kullandı.
Kurumsallaşmış, gelişmiş bir demokrasiyi hedeflediklerini ve buna doğru yol aldıklarını dile getiren Ala, yaşanan süreçte vahim tecrübeler edinerek yürüdüklerini anlattı. Türkiye'nin, bunları kararlılıkla aşıp geçeceğine işaret eden Ala, şöyle konuştu:
"Etrafımızdaki ülkeler, bizden daha çok yeraltı kaynaklara sahip. Petrol, doğalgaz ve piyasası olan yeraltı kaynaklara sahip ülkelerdir ama onlar bizim gelişmişlik düzeyimizde henüz değiller. Çünkü siyasi istikrar yok, demokrasi yok. Bu siyasi istikrarı zedelemeye yönelik girişimleri tabii biz millete ihanet olarak değerlendiriyoruz, millette yönelik görüyoruz ve şiddetli tepki gösteriyoruz. Çünkü millet de bunu arzu ediyor. Çünkü millet de kendisinin bize emanet ettiği o iradeyi çok ciddi bir şekilde korumamızı arzu ediyor."
- "Hiç kimsenin evine ateş düşmesin"
Ala, çözüm sürecinin, daha adı bile ortaya yeni konulduğunda Türkiye'nin neleri başarabileceğini göstermesi bakımından çok önemli olduğunu vurguladı.
Sürece atılan ilk adımdan itibaren Türkiye'nin geleceğe doğru hızla kanatlandığını belirten Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu Diyarbakırlı vatandaşımız da İzmirli vatandaşımız da Türkiye'nin her yerindeki vatandaşımız da kendi evinde, hayatında ve ruhunda hissetti. Biz de bunu mutlaka gerçekleştireceğiz. '76 milyon buna karar veriyoruz ve bunu gerçekleştireceğiz' diyoruz. Bunun için de ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Adımlarını atıyoruz. Bu bakımdan artık evlerimizde hiç kimsenin annesi ağlamasın, hiç kimsenin evine ateş düşmesin. Gençlerimiz bilgisayarlarla, siyasette alacakları inisiyatiflerle, yapacakları işlerle bütün Türkiye'ye katkıda bulunsunlar. Bu bakımdan hükumet olarak, devlet, millet olarak da bu çözüm sürecinin anlamını kavramış, geleceğimize olan katkısı anlamış durumdayız. Biz bunu gerçekleştirmek için ciddi bir irade ortaya koyduk ve bunu devam ettireceğiz."
- "Diyarbakır'ın bendeki yerini hiçbir zaman tarif edemem"
Diyarbakır'da seçimleri kazanan hangi aday olursa olsun onu saygıyla selamlayacaklarını dile getiren Ala, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Arzu ederiz ki AK Parti hükümetiyle paralel projeleri olan, aynı hedefleri olan arkadaşlarımız burada yetki sahibi yapılsınlar, belediyelerde yetkilendirilsinler ve o ortak projeleri birlikte gerçekleştirelim. Merkezin imkanlarını Diyarbakır'ın talep ve ihtiyaçlarıyla buluşturalım. Bunda bir rol alalım. Diyarbakır'ın bir bakanı var, iki bakanının olmasının bir zararı yoktur. Diyarbakır'ın bendeki yerini hiçbir zaman tarif edemem. İnsanın hayatını etkileyen dönemler oluyor. Diyarbakır görevi dönemim de benim için böyle bir dönem oldu."
- "Çok hızlı bir şekilde yol almak istiyoruz"
Bir gazetecinin, BDP'nin çözüm sürecinde somut adım atılmadığı yönünde eleştiriler yaptığına ilişkin sorusu üzerine Ala, eleştirinin, demokrasilerin en güzel tarafı olduğunu anlattı.
İyi niyetle yapılan eleştirilerin aynı zamanda katkı olduğunu bildiren Ala, şunları söyledi:
"Gerçekten iyi niyetle bir şey gerçekleştirmeye çalışanlar, iyi niyetli eleştirileri ortaya koyarlarsa gerçekten bu size fırsat verir. Ben de bu çerçevede ele alırım. Bu eleştirilerden kendimize düşeni alırız. Gerçekten biz de çok hızlı bir şekilde yol almak istiyoruz ama Türkiye ne zaman kendi projelerini kendi iradesiyle ortaya koymaya çalışsa çeşitli engellemelerle karşı karşıya kalıyor. Eğer bu sorunlar, bu engeller önümüze konulmazsa biz bu sorunu çok daha hızlı bir şekilde daha kapsamlı ve daha tatmin edici bir biçimde çözeriz. Çünkü buna yürekten inanıyoruz. Bunu bir politik dil olarak da söylemiyoruz. Bu olaylardan dolayı içimiz acıyor. Türkiye'de yaşayan 76 milyon kardeşimin hiçbirinin, hak ve özgürlüğünün garanti altına alınmadığını hissetmesini arzulamam. Onun en yüksek standartta gerçekleştirilmesini arzu ederim. Bizim siyaset anlayışımız da bu. Bugüne kadar yapılanlar bunu zaten gösterdi. Bundan sonra ortaya koyduğumuz hedefler de bunu gösteriyor. Vatandaşımızdan talebimiz; istikrarımızı sağlam tutacak, daha da güçlendirecek inisiyatifi onlar da seçimlerde ortaya koyarlarsa görecekler ki çok hızlı bir biçimde bu konuda da mesafe alacağız. Önümüze o engellerin konulması da bizi caydıramayacak. Onları da bertaraf edip yolumuza devam ediyoruz."