Akşener, MHP Amasya İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 17 Aralık soruşturmasına değinen Akşener, Türkiye'de yolsuzluk ekonomisi olduğunu iddia etti.
AK Parti'ye oy veren insanların gelinen süreçte büyük bir travma ve şok yaşadığını savunan Akşener, şöyle devam etti:
"Bir başka partinin milletvekili olarak biz, bizler, burada oturan arkadaşlarımız şok yaşadık ki bu ülkenin tarihinde asla bir vatandaş oy versin veya vermesin, bu ülkenin başbakanının böyle bir konuşma yapabilir olmasını kabul etmesi mümkün değil. Bu iddiaya bir taraf montaj ve dublaj diyor, bir taraf da diyor ki 'kardeşim bu hukuken hakim kararı ile Bilal Erdoğan'ın dinlenmesi sonucu elde edilmiş bir sonuç'. İşin bu boyutu başka, 'ya doğruysa' konusu insanımızı müthiş etkilemiş durumda."
Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu ve bugüne kadar birçok badire atlattığını, bu yaşanan badireleri de atlatacağını belirten Akşener, "Esas mesele sandıkta, 30 Mart'ta gereken ihtarın verilmesidir. Ondan sonra gelecek iki seçimde de aziz milletimiz önce ihtar, sonra da gereğini yapmak suretiyle Türkiye'yi demokratik kurallar içerisinde bu geldiği noktadan çıkarmalıdır. Çıkaracağına inanıyorum" diye konuştu.
İnternet düzenlemesini "sansür" olarak değerlendiren Akşener, HSYK düzenlemesine ilişkin ise şunları söyledi:
"Facia. 2010'da ne yapıldı, bir referandum yapıldı. Bu referandumda AK Parti'nin çıkardığı anayasa değişikliği referanduma gitti ve vatandaşımıza, milletimize propaganda olarak demokratikleşmeye yönelik bir çalışma olduğu söylendi. O iddiayla da referandum ile sonuç alındı. Şimdi nasıl oluyor ileri demokraside hukuk, kanun yapma yetkisi Meclis'in, uygulayacak hakimler yürütmenin. Böyle bir şey olabilir mi? Adalet Bakanı canının istediğini atayacak, canının istediğini alacak. Böyle bir şey olamaz. Cumhurbaşkanının jet hızı ile imzalaması manidar."
- 28 Şubat postmodern darbesinin 17. yılı
Akşener, bir gazetecinin, dönemin İçişleri Bakanı olmasını da hatırlatarak, 28 Şubat postmodern darbesine ilişkin görüşlerini sorması üzerine, şunları kaydetti:
"Enterasan bir şey gözlemliyorum. 28 Şubat MGK toplantısında 18 madde görüşülmüştü ve 18 maddelik bir tavsiye kararı çıkmıştı. Bugün iş başında bulunan arkadaşlar, rahmetli Erbakan hocayı yeterince direnmemekle suçlamışlardı o günün olağanüstü şartlarında. Allah'ın sopası yok, bir gün önceki MGK toplantısında bir karar çıktı. 28 Şubat'ta, yani o gün Refah Partililerin kendilerini savunduğu dille söylüyorum, kendi adıma söylemiyorum bunu, silahların gölgesinde yumuşatılmaya gayret edilerek imzalanmış metnin, bu sefer askeri vesayet bitti, el hak bitti, öyle bir durumdayız, böyle bir durumda o gün rahmetli Erbakan hocayı, başbakanı dirençsizlikle suçlayan bugünkü ekibin eliyle yeniden irtica kovalanmaya başlanıyor. Mültecilik kovalanacak, hadi bakalım. Şimdi irticai terör örgütü mevcut bu MGK kararlarında. Dolayısıyla o günle bugün arasında aktörler değişti."