Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Rusya'ya Ukrayna ile ilgili 'Finlandiya seçeneği' sunulmalı

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-27 11:22:53

Rusya'ya Ukrayna ile ilgili 'Finlandiya seçeneği' sunulmalı

ZBİGNİEW BRZEZİNSKİ*


Ukrayna’da patlak veren kaos ve Rus müdahalesi tehdidi, Batı’nın yapıcı bir sonuç elde etme sorumluluğunun arttığını daha da göze sokuyor.

Rusya, Ukrayna’yı acı, yıkıcı ve uluslararası açıdan tehlikeli bir iç savaşa sürükleyebilir. Kırım ve sanayi açısından güçlü bazı doğu bölgelerinin ayrılmasını tetikleyebilir. Ama böylece, Moskova’nın kışkırttığı bir iç savaşın kısa vadeli sonuçları ne olursa olsun, Ukraynalıların çoğunun kalıcı Rusya düşmanına dönüşmesini de garanti eder.

Bu da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nostaljik hayali olan kendi başkanlığında Avrasya Birliği’nin baskı ve tehdide dayalı bir girişim olduğunu gözler önüne serer ki, eski Sovyetler Birliği’nin artık bağımsız olan unsurlarının hiçbiri için çekici bir vizyon oluşturmaz.

Batı ise patlayan şiddetin dizginlenmesinde yapıcı bir rol oynayabilir. Bu, AB ile ABD ’nin ortak hareket etmesini gerektirecektir. ABD, Putin’e şunu net biçimde iletmeli ki, gerçekten bağımsız ve toprak bütünlüğünü koruyan bir Ukrayna’nın, Rusya’ya yönelik Finlandiya’nın etkin biçimde uyguladıklarına benzer politikalar yürütmesini sağlamak için nüfuzunu kullanmaya hazırdır. Bu politikalar karşılıklı saygılı komşuluk, hem AB hem Rusya ile geniş çaplı ekonomik ilişkiler ama Moskova’nın doğrudan kendisini hedef aldığını düşündüğü hiçbir askeri ittifakta yer almama ve bu arada Avrupa ile bağlantılarının çapını genişletme. Kısaca Finlandiya; Ukrayna, AB ve Rusya için örnek modeldir.

Ama Kremlin’e karşı dürüst olabilmek için Washington’ın özel sohbetlerde şunu da dile getirmesi gerekir ki, Kiev’de yeni oluşturulan demokrasiyi istikrarsızlaştırma ve/ya Ukrayna’yı parçalama girişimleri –Rusya’nın komşusunun içişlerine açık ya da gizli müdahalesini saymıyorum bile- ABD’yi uluslararası nüfuzunu kullanarak Rusya açısından ekonomik bedeli olacak adımlar atmak zorunda bırakır.

Bu etkiyi yaratacak seçenekler arasında tek taraflı bireysel düzeyden devletten devlete düzeye kadar yaptırımlar, Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası’ndaki statüsü ve G8’deki rolünün gözden geçirilmesi var. Elbette böyle bir çabada, Rusya ile önemli ticaret hacmi bulunan AB’nin sağlam bir ortak olması gerekir.

Ama bundan da acili ve önemlisi, AB’nin Ukrayna için kaydadeğer bir mali yardım paketi hazırlamasına duyulan ve kaçışı olmayan ihtiyaç. Aksi takdirde ülke yıkıcı bir mali kaosa sürüklenir. Bu bakımdan Avrupa’da öncülüğü bilhassa Almanya ve Britanya üstlenmeli. Britanya’nın Rus ve Ukraynalı oligarklar için güvenli cennet rolü, Londra’ya özel bir baskı gücü veriyor. Bununla birlikte, Ukrayna’yı felaket potansiyeli taşıyan bir ekonomik çöküşten kurtarmak için her AB ülkesinin bazı fedakârlıklarda bulunması gerekecek.

Muhakkak ki, AB ile ABD, inşallah Rusya’nın da yardımıyla Kiev’deki baskın demokratik güçlere, intikam ve kısas yerine ulusal birlik ve siyasi ılımlılık konumunu benimsemeleri için baskı yapmayı sürdürmeli. Bu başarılabilir bir şey ve Maidan’dan doğan liderler de ılımlı kişilikler.

Dolayısıyla yakın gelecekte ne olursa olsun, inanmaya devam ediyorum ki, "Ukrayna fazla gecikmeden demokratik Avrupa’nın gerçek bir parçası olacak. Ve eğer kendi kendini tecrit etmez ve yarı cansız bir emperyalist kalıntı haline gelmezse, gecikerek de olsa Rusya onu takip edecek."

*Eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ve çok sayıda jeostratejik kitap ve araştırmanın yazarı

RADİKAL

Haber Ara