Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 28 Şubat'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fiili doğum günü olduğunu ifade ederek, "Başbakan Erdoğan, 28 Şubatçılar tarafından sarılmış, sarmalanmış, piyasaya sürülmüştür" diye konuştu.
28 Şubat döneminin aynısının bu dönemde de paralel şekilde yaşandığını savunan Vural, şunları söyledi:
"Fişlemeler, mütedeyyin, muhafazakar insanların değerlerinin içini boşaltma uygulamalarını meşrulaştırmalar, inanç hortumculuğu devam etmiş, mağduriyet edebiyatıyla milletin aklıyla, inancıyla alay edilmeye devam edilmiştir. Andıçlar devam ediyor, 'Alo Fatih' hatlarıyla, havuz medyasıyla Türk milletinin bilgi edinme hakkı elinden alınmaktadır. İnsanların kutuplaştırıldığı, şucu bucu diye ayrıldığı, manevi değerlerine saldırıların yapıldığı 28 Şubat'tan bugünün ne farkı var? 28 Şubat döneminde yargıya brifing verenler, bugün yargıya talimat vermeye devam etmişlerdir. Darbeci zihniyet devam ediyor."
AK Parti döneminde milli ve manevi değerlerin tahrip edildiğini savunan Vural, devletin kurumlarının birbirine düşman hale getirildiğini, devletin bütün bilgilerinin yabancı istihbarat elemanlarına gönderildiğini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin AK Parti aracılığıyla adeta üzerinde ameliyat yapılan ülke konumuna düşürüldüğünü öne sürdü.
Vural, "Kendisine muhafazakar demokrat diyen zihniyetin yüzyılın en büyük soygunun ve soygun ekonomisinin yaşatıldığı dönemde iktidar olması ve yaptıklarının üstünü örtmek için birçok yalana, riyaya başvurması, sadece maddi değerlerin değil, manevi değerlerin hortumla da yol açmıştır" dedi.
En önemli konunun ahlaki ve milli çöküş olduğunu ifade eden Vural, "Son çıkan tapelerde milletin hayır hasenat işleriyle dalga geçilmektedir. Nefisleri için her türlü pis ilişki içine girenler, milleti kandırmak için medya satın alanlar, hangi yüzle bu milletin milli ve manevi değerlerini savunduğunuzu söyleyeceksiniz? Türkiye'de asıl yaşanan, ahlaki çöküşün kendisine muhafazakar demokrat diyen zihniyet tarafından gerçekleştirilmesidir" diye konuştu.
Oktay Vural, her gün yeni ses kaydı yayınlandığını belirterek, hayır işlerinin bazı iş adamlarına ihale kılıfı olarak kullanıldığını söyledi.
Montaj olduğu belirtilen ses kayıtlarına ilişkin haberlerin, rapor verdiği söylenen Ame şirketler tarafından yalanlandığını kaydeden Vural, MOBESE ve TİB kayıtlarının ortaya konulmasını istedi.
Devletin parti devleti haline getirildiğini öne süren Vural, "Nerede milletin hukuku? Suçu takip etmesi gereken başsavcılar gazetelere sahte deliller servis ediyor, soruşturmalar akamete uğratılıyor" dedi.
-"Sen Cumhuriyet'in savcısısın"-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Bilal Erdoğan hakkında 25 Aralık soruşturması kapsamında dinleme kararı olmadığını açıkladığını anlatan Vural, Erdoğan'ın avukatının ise dinlendiği ve tapelerin hukuksuz olduğu yönünde açıklama yaptığını ifade etti.
Vural, sorumluların hesap vermekten kurtulamayacağını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ey savcılar, bu milletin parasıyla nafakanızı götürüyorsunuz. Milletin gerçekleri bilmeye hakkı var. Bir de kalkıyorlar, '15 Aralık'tan sonraki şeyleri silin' diyorlar. Kim size bu hakkı veriyor? Bütün bunlar, saklanmak istenen çok ciddi hususların üstünü örtme gayreti olduğuna ilişkin kanaatimizi güçlendirmiştir. Yolsuzluk ve rüşvet çetesinin paralel yapılanmasıyla kamunun hiçbir görevlisi hareket edemez. Sen Cumhuriyet'in savcısısın, ey hakim sen de millet egemenliği adına hukuku korumalısın."
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, yüzbinlerce kişinin dinlenildiğinin iddia edildiğinin hatırlatılması üzerine, herkesin dinlenildiği yönünde açıklamalar yapılarak, yolsuzluğun üzerinin örtülmek istendiğini belirtti. Vural, bu iddianın somut bir şekilde ortaya konulması gerektiğini söyledi.
HSYK ile ilgili kanunun yürürlüğe girmesinin ardından bu sabah yapılan atamalara ilişkin değerlendirmesi sorulan Vural, "HSYK'yı ayarlamak suretiyle hakim ve savcıları baskı altına almayı amaçladıkları ortaya çıktı. Hükümet HSYK'da kadrolaşma başlattı" diye konuştu.
Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın 28 Şubat soruşturması sırasında, "Bu dalgalar ülkeyi boğar" dediğinin hatırlatılması üzerine, "Erdoğan, 28 Şubat'ın müsveddesi" dedi.
Ses kayıtlarındaki 10 milyon dolar rüşvet iddiasına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Vural, "Liste fiyatı olabilir. İhaleler buna göre dağıtılıyor herhalde. O iş adamını kınıyorum. Başbakan'a sözünü yerine getirmemişse kucak lobisi çalışır elbette. Madem anlaşma var, yapılması gerekir" diye konuştu.