Partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, bazı kişilerin "Yasaklarla, yolsuzlukla mücadele edeceğim" diyen bir partiye oy verdiğini ama şimdi "halk için değil cebi için çalışan bir iktidarla" karşı karşıya kaldıklarını ileri sürdü.
Hep beraber düşünmek gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Söz verdim, bir daha bu adama 'başbakan' demeyeceğim. Her şeyi görüyorsunuz, bütün dünyanın gözü önünde oluyor, Amerika'dan Japonya'ya kadar herkes ülkede olanı biteni görüyor. Onlarca ses kaydı yayınlandı, hiçbirisine 'Sahte değil' demediler. Ne zamanki kendinin ses kayıtları çıktı, başladı. 'Efendim bu yalandır'. Sen yalan söylüyorsun başçalan" diye konuştu.
Siyasete başladığı gün, mal varlığını internet sitesinden açıkladığını dile getiren CHP lideri, şunları kaydetti:
"Herkesin zengin, varlıklı olmasını isteriz, tek bir koşulla, alın teriyle kazanılıyorsa bir sorun yok. Başçalan, mal varlığını açıkladı mı? Çocuklarının, kardeşinin mal varlığını açıkladı mı? Başçalana bir tavsiyem var, benimle uğraşmayı seviyor. Eskiden derdim ki 'Erkeksen çık televizyona karşıma'. Artık bir hırsızla karşı karşıya gelmeme herhalde sizin izin vermemeniz gerek. Bir hırsızla televizyon kanalında yan yana gelmeyi uygun görür müsünüz? Ben uygun görmüyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenle nasıl yan yana geleyim? Üstelik tek başına da malı götürmüyor, aile boyu götürüyorlar. Daha önce de zaten sloganları öyleydi. Ne diyorlardı? 'Büyük düşünün' yani 'Büyük götürün' diyorlardı. Büyük götürüyor onlar da."
- "Gelin hep beraber Atatürk'ün partisinde birleşelim"
"Artık adı 'başçalana' çıkan bir insanın Türkiye Cumhuriyeti'nde başbakanlık koltuğuna oturmaması gerekir" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Buradan, Çanakkale'den söylüyorum; sende ar, haya, utanma duygusu, Allah korkusu varsa o koltuktan derhal ayrıl. Emekçi kardeşlerime sesleniyorum, sizin aylığınız neden düşük? Birisi 30 milyon avro götürürse fatura size çıkacak. Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum, ektiğiniz ürünün karşılığını neden alamıyorsunuz? Bir adam, 30 milyon avro bir günde dağıt dağıt bitmiyor, arta kalanı bu. Bunu götürüyorsa sen malının karşılığını alamazsın. İşsiz kardeşlerime sesleniyorum neden iş bulamıyorsun? Eğer bu hırsız daha iktidarda kalırsa sen yine işsiz kalmaya devam edeceksin."
CHP lideri, değişim vakti geldiğini ifade ederek, "Gün, kendimize gelme, Türkiye'yi ayağa kaldırma, ülkemize, demokrasimize sahip çıkma günüdür. Eğer bunları yaparsak babalarımıza, dedelerimize, şehitlerimize verdiğimiz sözü yerine getirmiş oluruz. O nedenle AK Parti'ye oy verenlere sesleniyorum; gün, helal süt emmişlerin iktidara taşınma günüdür. Gün, sizden alınan her kuruşla ilgili size hesabını veren bir iktidarın iktidara getirilme günüdür. Gün, bugündür. Hep beraber bunun mücadelesini, kavgasını yapacağız" dedi.
-"Demokratik yollardan bunların hesabını soralım"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Benim her soruya yanıtım var, her soruya cevap veririm" dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her soruya cevap verir mi, verebilir mi? Hani bir bakan vardı, 700 bin liralık kol saati... Kimden aldı? Zarrab'tan aldı? Hani bir bakan vardı. Oğluna telefon ediyor sabahın köründe, 'Oğlum kaç lira var' diyor, 'Baba 3-5 kuruş var' diyor. 'Oğlum kaç lira var' diyor, 'Biraz var' diyor. 'Oğlum sana soruyorum kaç lira var' diyor. 'Baba 1 trilyon civarında bir para var' diyor. Şimdi bunların tamamı doğru, tamamı gerçek. Bir bankanın genel müdürünün evinde, ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar gerçek. Artık bunların üstü örtülemez, bunlar kapatılamaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde devletini soyan bir başbakan, başbakanlık koltuğunda oturamaz. Başbakanlık koltuğu, namuslu insanların oturduğu koltuktur, hırsızların oturduğu koltuk değildir. Dünyanın her tarafında Türkiye, hırsız bir başbakan konuşuluyor. Böyle bir şey olamaz böyle bir şeye izin vermemeniz gerekir. Bizim için 30 Mart önemlidir. Türkiye'yi hırsızlardan, yolsuzluk yapanlardan temizleyeceğiz. Onun için güç birliği yapmamız lazım."
Kılıçdaroğlu, günün ayrışma günü olmadığını dile getirerek, "Gün, beraber olma, birlik olma, Türkiye'yi haramilerden temizleme günüdür. Gelin hep beraber Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinde birleşelim. Gelin hep beraber ülkemiz için çalışalım, ülkeyi aydınlığa çıkaralım, dünyaya bizi rezil eden bu başçalandan Türkiye'yi kurtaralım, demokratik yollardan bunların hesabını soralım demokrasi budur" diye konuştu.
"Esnaf, çiftçi, emekli, işçi, temiz bir Türkiye mi istiyor? Adresi belli, adres 6 ok, adres CHP, adres değişimin partisi, adres Türkiye'nin partisi" ifadesini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Eğer bir ülkede o ülkenin başbakanı ve bazı bakanları birlik olup devleti soyuyorlarsa bilin ki o ülkede farklı bir yönetim var. Türkiye'de bir dikta yönetiminin olduğunu defalarca ifade ettim. Başındaki kişinin de bir diktatör olduğunu defalarca ifade ettim. Diktatörlerin temel özellikleri vardır. Birincisi şudur; diktatörler dini siyasette kullanırlar, insanların en temiz manevi duygularını siyasette kullanırlar. Diktatörler, yeri geldiğinde 'Camilerde içki içiliyor' diye iftira da atarlar. Çünkü diktatörlerin temel özelliği, insanları ayrıştırmak, kutuplaştırmaktır. Kavgayla, kanla, yalanla beslenirler. En büyük özellikleri, dini siyasete alet etmektir. Oysa herkesin inancına sayglılıyız, herkesin inancı benim başımın üstüne. Hiç kimseyi inancından ötürü asla ötekileştirmedik. Herkesin inancına, kimliğine saygı gösterdik ve göstereceğiz. Altını özenle çiziyorum hiç kimsenin giysisiyle, kimliğiyle uğraşmadık ve uğraşmayacağız. Türkiye'de mi yaşıyorsun? Başımın üstünde yerin var. Sorunun mu var? Gel beni bul, ben senin sorununu çözeceğim. Ben şunu düşünüyorum, önce halk zenginleşecek, halkın cebi para görecek, halkça bölüşeceğiz. Önce üretip çalışacağız, alın teri dökeceğiz ve hakça bölüşeceğiz. Herkes kazanacak. Eğer Diyarbakır'da bir çocuk, İzmir'de bir genç, Edirne'de biri işsizse önce benim çocuğum değil önce o çocuklar iş bulacak."
(Sürecek)