Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısı ile CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu'nun Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda değişiklik içeren kanun teklifinin birleştirilerek, tasarı üzerinden görüşülmeye başlandı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, görüşmede yaptığı sunumda, tasarının ülkenin ve tarım sektörünün geleceği için çok önemli olduğunu düşündüklerini vurgulayarak, çiftçilerin artık sadece kendileri için değil, bölgesel ve küresel pazarlar için üretim yaptıklarını söyledi. Gıda ve tarım ticaretinin giderek geliştiğini, arttığını vurgulayan Eker, "Dünyadaki bütün ülkelerde durum ne, nasıl bizi ilgilendiriyor. Çünkü rakip. Ne kadar maliyeti düşürür, verimli üretim yaparsak uluslararası piyasalarda rekabet gücümüz artar. Kendi üreticimizi, çiftçimizi de, kendi pazarlarımızı da kendi tüketicimizi de o oranda korumuş oluruz" diye konuştu.
Türkiye'nin tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmeye konu olması sebebiyle son 90 yıl içinde giderek küçülerek 5.9 hektara yani 59 dönüme düştüğünü ifade eden Eker, İngiltere'de ise ortalama bir tarım işletmesinin büyüklüğünün 538 dönüm, Fransa'da 521 dönüm, Almanya'da 457 dönüm, İspanya'da 238 dönüm, İtalya'da 76 dönüm, AB üyesi 27 ülkesinin ortalamasının 126 dönüm, ABD'de ise bu rakamın bin 818 dönüm olduğuna dikkati çekti.
Bu rakamların Türkiye'nin durumunu gösterdiğini belirten Eker, "Gelecekte bizi, Türkiye'yi hangi tehlikenin beklediğini göstermesi açısından çok önemli" dedi.
Eker, Türkiye'de bölünmeden ötürü 9 milyon hektarın çiftçi kayıt sistemine girmediğine işaret ederek, bunun bir anlamda üretimin kayıt içinde olmaması, bu çiftçilerin desteklerden istifade etmemesi ve üretimde verimliliğin düşmesine yol açtığını kaydetti. Eker, bunlarında milli ekonomiye olumsuz etkisi bakımından son derece önemi olduğunu vurguladı.
Eker, 3 milyon tarım işletmesi bulunduğunu, bunun 30 milyon tarım parselinden oluştuğunu ve 30 milyonun malik sayısının da 40 milyon olduğunu ifade etti. Eker, "Bu 3 milyon işletmenin yüzde 65'i 50 dekarın altında. Biz bu geçen zaman içinde bölüne bölüne bu hale geldik. Şimdi buna dur dememiz lazım. Aksi takdirde 21. yüzyılda Türkiye'de üretim yapılabilecek bir arazi kalmayacak" diye konuştu.
Tarım arazilerinin parçalanmanın sebep olduğu ekonomik kaybın yılda 17 milyar lira olduğunu bildiren Eker, "Kayıp var, zarar var, milli ekonomiye, tarım sektörüne verdiği büyük zarar var" ifadesini kullandı.
-"Türkiye'nin geleceği..."
Tasarının içeriğini anlatan Eker, "(Bugüne kadar neredeydiniz?) diye sorabilirsiniz. 2006 yılından itibaren bu konu üzerinde çalışıyorum. Bakanlar Kurulu'na 3 defa bunun sunumunu yaptım. Bu tasarı Türkiye'nin geleceği için tarihi ve önemli bir adım. 2006'dan itibaren üniversiteler, kamu kurumlar, STK'lar ile bunun üzerinde çalışmaya başladık. Bu sorun sosyal anlamda çözülebilir bir öneriyle gelirse anlamlı olur. Tek başına sorunu tarif etmek meseleyi çözmüyor. Bunu toplumun geniş kesimleri tarafından kabul edilebilir bir formül ile çözülmesi gerekiyor. Biz bunun ayrıntılı çalışmalarını yaptık. En son 50 bin çiftçi ve muhtar ile anket yapıldı" dedi.
Bu sorunun geçmişte 90 yıllık süreç içinde oluşmuş bir sorun olduğunu belirten Eker, şöyle devam etti:
"Kanun tasarısı bize göre bu çok gecikmiş bir kanun. Ama muhakkak suretle Türkiye'nin bunu yapması lazım. Ben şahsım üzerinde de bunun vebalini hissediyorum. İnanıyorum ki herkes bunu bu şekilde hissediyor. 80, 90 yıllık devraldığımız bir sorun. Gelecekte bizi çok olumsuz etkilemesi muhtemel bir sorun. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir uygulama yok. Herkes bunun tedbirini almış. Osmanlı'da da bunun tedbiri vardı. Arazinin bölünmesi söz konusu değildi. Bir bütünün parçalanmasına izin verilmiyordu. Biz bu sorunla karşılaştık. Bunu çözmenin vakti geldi, geçti, eğer gıda güvenliğimizi sağlayacaksak, sağlamaya devam edeceksek. Bunu bizim mutlaka durdurmamız lazım."
Eker, daha sonra milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Eker, tasarının içeriğinin tek bir siyasi partiyi değil, tüm milleti ilgilendirdiğini söyledi.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılmasının toplulaştırma hizmetlerine olumsuz etkisinin olmadığını ifade eden Eker, şunları kaydetti:
"Taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun. Hangi dönemde kim yapmış olursa olsun. Köy hizmetlerinin de muhakkak suretle çok kıymetli çalışmaları oldu. Ama 1961 yılından 2002 yılına kadar ki 41 yılda 450 bin hektar toplam yapılan toplulaştırma var. Bu yılda 10 bin küsur hektara tekabül ediyor. 2003 tarihinden sonra Türkiye'de halihazırda bizim başlattığımız ve bitirdiğimiz toplulaştırma alanı 4 milyon hektar. 2.5 milyon hektar alanda şu anda çalışma yapılıyor. Toplam 6.5 milyon hektar. Türkiye'nin toplam toplulaştırılacak alanı 14 milyon hektar. Biz şu anda yılda 1 milyon hektar yapmayı planlıyoruz."
Eker, toplulaştırmayı bir başka sosyal sorun meydana getirmeden hassas davranarak yaptıklarını ifade etti.
Eker, 5403 Sayıı Toprak Koruma Kanunu çıktıktan sonra araziyi tarım arazisi dışına çıkarmak için müracaat eden ancak izin alınamayan arazi miktarının 500 bin hektarın üzerinde olduğuna dikkati çekerek, "Eğer bu kanun çıkmasaydı biz 500 bin hektar arazi daha kaybetmiş olacaktık. Bu kanunda çok doğru bir şey yaptık" dedi.