Baykan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de sade vatandaşın kayakla buluşmasının 2011'de Erzurum'da düzenlenen Üniversiade Oyunları'ndan sonra gerçekleştiğini, ondan önce kayak sporunun üst düzey gelir grubuna mensup kişilerin yaptığı "sosyete sporu" olarak bilindiğini söyledi.
Tüm spor dallarında aileleri işe dahil etmek istediklerini ancak bu şekilde çocukların rahatlıkla spor yapabileceğini ve devamlılık sağlanabileceğini belirten Baykan, kayakta da aynı durumun söz konusu olduğunu, son dönemlerde kışın yoğun olarak yaşandığı Hakkari, Siirt, Ağrı gibi illerde küçük de olsa kayak tesislerinin kurulmuş olmasının, kayak sporuna olan ilgiyi artırdığını vurguladı.
Devletin sporda düzenleyici, denetleyici rolünün gerçek anlamda oluşup işletme noktasında özel sektör mantığıyla çabalayacak bir zihniyeti devreye sokmaya çalıştıklarına dikkati çeken Baykan, şunları kaydetti:
"76 milyon nüfusa sahip Türkiye'nin, Soçi'deki 22. Kış Olimpiyat Oyunları'na 6 sporcuyla katılması az gibi görülebilir ama biz orada bulunmayı bile başarı olarak değerlendiriyoruz. Yarışan sporcularımızın, milli sporcu kontenjanından beden eğitimi öğretmeni olarak devlette çalışıyor olması şimdiye kadar kayak sporunun hep aynı çocuklar üzerinde yürüdüğünü gösteriyor. Ama bu zamana kadar buz patenini hiç görmemiştik. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir çift, buz pateninde olimpiyatlara katıldı ve çok da büyük takdir aldı. Puanlamayla ilgili tartışmalar halen devam ediyor. Bu bile başlı başına kış sporlarıyla ilgili bir başarıdır. Soçi Olimpiyatları'nda Alper ve partnerinin ülkemizi temsil etmesi belki küçük bir adım ama ülkemizde kış sporları adına büyük bir adım. Bundan sonraki sporcuların önünü açacak."
- "Kayak federasyonu davalarla uğraşmak zorunda kaldı"
Baykan, 2013 öncesinde özellikle kayak branşında yönetimsel sıkıntılar yaşandığını ve Aslı Nemutlu'nun hayatını kaybetmesinin kayakta duraksama yaşattığını söyledi.
Kayak federasyonunun faaliyetten daha çok bu konuyla ilgili mahkeme, idari soruşturma, dava ve teftişle uğraşmak zorunda kaldığını dile getiren Baykan, "Bunlar şanssızlıktı ama gelecekte Türkiye'de kayak sporu çok daha ileri seviyelerde olacak" dedi.
- Yabancı antrenörlerle çalışılacak
Yüzme ve diğer branşlarda olduğu gibi kayak sporunda da yabancı antrenörleri Türkiye'ye getireceklerini, bununla ilgili de gerekli çalışmaları başlattıklarını belirten Baykan, "Kayseri, Erzurum, Bursa gibi kayağın yoğun yapıldığı yerlerde yabancı antrenörlerin görevlendirilmesiyle alakalı federasyonumuzla birlikte çalışma başlattık. Dışarıdan bizi başarıya götürebilecek ne varsa almak zorundayız. Yabancı antrenörlerin bilgi birikimi ve deneyimlerinden faydalanacağız. 2017 'de Türk sporu, kış olimpiyatlarından ve paralimpik oyunlarında çok daha farklı noktada olacaktır" diye konuştu.
- Olimpiyatlara hazırlanan sporculara maaş
2012 yaz olimpiyatlarının hemen sonrasında 2016 ve 2020 olimpiyatlarına yönelik hazırlık çalışmaları başlattıklarını anımsatan Baykan, bu toplantıların benzerlerini 2017 Kış Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları için de yapacaklarını söyledi.
Nisan ayında kış spor federasyonlarının genel kurullarını yapacağını ve hemen arkasından kış sporlarında geleceğe dönük neler yapılacağına yönelik çalışma başlatacaklarını ifade eden Baykan şöyle devam etti:
"Londra dönüşü yaptığımız toplantılardan sonra yetenek taramaları gündeme geldi. 12 ilde olimpik, bir ilde paralimpik oyunlara hazırlık merkezlerimiz oluştu. Performans testleri yapılmaya başlandı. Haziran ayında 2016 Olimpiyat Milli takımımızı oluşturmaya başlayacağız. Arkadaşlarımız Türkiye'nin dört bir tarafında devlet memuru yerine spor adamı mantığıyla çalışma başlattı. Torba Yasa görüşmelerinde 2016, 2017 ve 2020 olimpiyat oyunlarına hazırlanan 4 bin sporcuya asgari ücret bazında maaş verilip, iaşeleri ve barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik kanun çıkartıldı. Günlük yaşayamayız, günü düşünemeyiz. Bugün ahlarla, vahlarla 'Biz niye Soçi'de 6 sporcuyla vardık' diye dövünüp üç gün sonra bunu unutursak olmaz. Kamuoyu bunu unutacak tekrar 2017'de hatırlayacaktır. Ama gerek spor teşkilatı gerekse sporun sivil toplum kuruluşları bu günden çalışmaya başlayacak."
- "Türkiye'nin kayaktaki makus tarihi değişecek"
Türkiye'de son yıllarda kayak merkezlerine ciddi anlamda yatırım yapıldığını, bunun en güzel örneğinin de Erciyes ve Palandöken kayak merkezlerinde görüldüğüne dikkati çeken Baykan, "Uluslararası yarışlar genelde karlama üniteleriyle yapılan buzlu pistlerde düzenleniyor. Türkiye'de de daha önce çok fazla karlama üniteleri olmadığı için yarışlarda başarısız oluyorduk ama Erciyes ve Palandöken'e yapılan yatırımlarla Türkiye'nin kayaktaki makus tarihi değişecektir. Erzurum'a kadar Allah ne verdiyse onun üzerinde kayıyorduk. Erzurum'dan sonra Allah'ın verdiği aklı kullanarak yapay kar üretip göletler oluşturma gibi imkanlarımız oldu. Erciyes'te de bunu en üst seviyelerde görüyoruz. Pistler karlama üniteleriyle kayak yapılacak seviyeye getirilebiliyor. Bu ülke adına çok önemli" diye konuştu.
