Güler, ses kayıtlarına ilişkin sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı değerlendirmelere ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
"Gizlice ve karanlıkta kalarak dinleme, izleme yapanların kasetlerine itibar etmiyorum" diyen Güler, bu işi yapabilenlerin hiçbir biçimde iyi bir amaç güdebileceklerine de inancı olmadığını vurguladı. Türkiye'de yıllardır tapelerle, imal edilmiş delilerle yüzlerce kişinin cezaevlerine gönderildiğini, siyasetçilerin adeta esir alındığını ifade eden Güler, şunları söyledi:
"Bilmediğimiz kişi ve merkezler, bu yolla Türkiye'yi dizayn etme cüreti buldu. Bunu yıllardır söylüyoruz. Artık bunun kime dönük olursa olsun bitirilmesi için tüm yurttaşların yetti artık demesi gerektiğini düşünüyorum. Yargıya çağrım var; tapelerle üretilmiş tüm davaları düşürün. Bunlara dayanılarak yıllardır hapiste tutulan Türkiye'nin en seçkin aydınlarını biran önce serbest bırakın. Hükümete bir çağrım var; bir komplo ile karşı karşıya olduğu iddiasındadır hükümet. Bunu ancak on yıldan bu yana tapelerle hapsedilen ve hayatı karartılan siyasetten uzaklaştırılan insanların itibarlarının iade edilmesini sağlayarak yapabilir. Başka yolu yoktur. İddialarındaki doğruluk ve içinde bulunduğu duruma ilişkin yaptığı yorumlardaki samimiyet ancak böyle test edilebilir."
-"Bu bir milletvekilinin çağrısı"
Açmazdan çıkmanın bir yolunun da TBMM'de iki araştırma komisyonu kurulması olduğunu belirten Güler, şu ifadeleri kullandı:
"Birisi tapelere ve sahte delillere dayanarak insanları yargı önüne götürmüş ya da yargısız infaz yapmış olan tüm davaları araştırsın. Aynı anda ikinci bir araştırma komisyonu da yolsuzluk ve rüşvet iddialarını araştırsın. Bu iki yolu açarsak eğer Türkiye'nin hangi karanlık odaklarca adeta tapelerle, dinleme, izleme sahtekarlığı ile esir alındığını ortaya çıkarabiliriz. Ben artık şu taraftaki veya bu taraftaki diye düşünülmemesi gerektiğini, haklı mı haksız mı, yerli mi yersiz mi bunların tartışılmaması gerektiğini Türkiye'nin siyasetinin ve toplumunun yani geleceğimizin kim olduklarını tahmin edebildiğimiz ama tam olarak bilemediğimiz bu odakların paşa keyiflerine bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çok önemli görüyorum."
Sosyal paylaşım sitesindeki görüşlerinin Türkiye'ye bir çağrı olduğunu ifade eden Güler, bu meseleye nasıl bakılması konusunda öne sürdüğü fikirden ibaret olduğunu vurguladı. Güler, "Bu Türk vatandaşı ve ulusu temsil etme görevi verilmiş bir milletvekilinin çağrısı. Bu çağrı tüm siyasi kurumlara, tüm yargı kurumlarına ve vicdan sahibi, 'memleketi dışarıdan bilmediğimiz eller yönetmesin' diyen tüm vatandaşlara bir çağrı. Başka türlü yorumlanacak olursa bu, büyük bir dar görüşlülük olur ve tapecilerin işine yarar" değerlendirmesinde bulundu.