Öztürk, yaptığı açıklamada, çalışanın her yıl 5 gününün sigorta kapsamı dışında kalmasının özellikle ölüm, maluliyet ve yaşlılık sigortası açısından önemli sorun oluşturduğunu belirtti.
Çalışırken vefat eden işçinin eş ve çocuklarına maaş bağlanabilmesi için en az 5 yıllık sigortalılık süresi ve adına 900 gün prim ödenmiş olması gerektiğini kaydeden Meltem Öztürk, işverenlerin çalışanları ayda 30, yılda ise 360 gün üzerinden sigortalattığını hatırlattı.
İşçinin her yıl 5 gün kayba uğradığını belirten Öztürk, bunun bazı mağduriyetlere yol açtığını kaydettiği açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Gün kaybı nedeniyle toplamda 874 ile 899 arasında prim ödeme gün sayısına sahip olan bir sigortalının hayatını kaybetmesi durumunda, eşinin ve çocuklarının ölüm aylığı başvurusu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından reddedilmekte. Oysa aynı sigortalının her yıl kayıt dışı kalan 5 günlük çalışması Kurum tarafından dikkate alınmış olsa 900 gün şartı sağlamış olacağından ailelere ölüm aylığı bağlanabilir."
- Anayasaya aykırı uygulama
Ay içinde değişmeksizin 30 gün üzerinden prim alınmasının işverenler ve Kurum açısından işlemlerde kolaylık sağladığını ancak bu durumun sigortalılar açısından hak kayıplarına neden olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Öztürk, söz konusu düzenlemenin Anayasanın 60. maddesinde yer alan "herkesin, sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı" hükmüne de aykırı olduğunu ifade etti.
Aynı durumun maluliyet ve yaşlılık sigortası açısından da söz konusu olduğunu belirten Öztürk, açıklamada şu görüşlere yer verdi:
"Malul sayılabilmek için bin 800 gün adına prim ödenmiş olması gerekiyor. Prim ödeme gün sayısı 360 gün olduğu için 10 yıl sigortalı olan bu haktan yararlanamıyor. Prim ödeme gün sayısı yılda 365 gün olsaydı aynı kişiler malul sayılabilecekti. Prim ödeme gün sayısı yılda 365 gün olduğunda kişiler yaşlılık aylığı için gerekli prim ödeme gün sayısına da yaklaşık olarak 100-150 gün erken ulaşabilecek ve daha erken emekli olabilecekler."