Kan içmek, bol et tüketmek, kendilerine özgü takılar kullanmak ve özgün geleneksel kıyafetler giymek Maasailer'in diğer kabilelerden farkı olarak gösteriliyor. Resmi rakamlara göre Kenya'da 1.2 milyonun üzerinde Maasai yaşıyor.
Hayvancılık yapmanın Maasailer için dini bir önemi de var. Büyükbaş hayvanların kendilerine "Yağmur Tanrısı" Ngai tarafından verildiğine inanıyorlar ve bir erkeğin ne kadar fazla sürüsü bulunursa o kadar çok eş alabiliyor.
Maasai kadınlarının kulaklarındaki küpe deliklerinin büyük olması ve kulağın altının halka şeklinde aşağıya doğru sarkması bir güzellik kriteri olarak kabul ediliyor.
Kenya ile Tanzanya hükümetlerinin Maasailer'e tanıdığı haklar sayesinde her iki ülkedeki Maasailer sınırı pasaport ve vize olmadan rahatlıkla geçebiliyorlar.
Daha önce çocuklarını okula göndermek istemeyen Maasailer, artık çocuklarının okula gitmesini ve eğitim almasını istiyor. Kenya Hükümeti bu konuda Maasailer'e yardımcı olmak için onların yaşadığı Kenya`da Maasai Mara ve Narrok bölgelerine okullar açmış.
Emanyata adını verdikleri Maasai evleri, kadınlar tarafından yapılıyor. Evlerin yapımındaysa çamur,küçük ağaç dalları, ot, idrar ve inek gübresi kullanılıyor.
Kenya ve Tanzanya'nın diğer yerli kabileleri modern yaşama geçerken, Maasailer kendi kültürlerini koruyarak modern dünyanın içinde yer alıyorlar.
AA muhabirine Maasai kültürünü anlatan Ole Tigisa, "Maasai kültüründe çok kadınla evlenmek, çok çocuk sahibi olmak bir zenginliktir. Eskiden bir adamın 10 karısı vardı ama şimdiki gençler 2 ya da 3 kadınla evleniyorlar" dedi.
Leina Mushoko adlı yaşlı Maasai ise kabilelerinin ineklere çok önem verdiğini ve çocuklarının hayvanları ile birlikte büyüdüğünü söyleyerek, "Maasai inekleriyle bir bütündür. Biz ve bizim çocuklarımız onlarla büyüyüp yaşlanıyoruz. Etini yemeyi, sütünü ve kanını içmeyi seviyoruz. Bu bizim geleneğimiz" diye konuştu.