Lorenzo Castriota ve Alessandro Cedrone'nin orkestra şefliğini yaptığı eserde, kostüm tasarımı Kristine Pasternaka'ya, dekor tasarımı Savaş Camgöz'e, ışık tasarımı ise Fuat Gök'e ait.
Opera Sahnesi'nde prömiyer yapacak eserde Attila'yı Erdem Baydar, Tuncay Doğu ve Tuncay Kurtoğlu seslendirirken, Efe Kışlalı ve Ünüşan Kuloğlu "Foresto"yu; Seda Aracı, Reyhan Görbil ile Feryal Türkoğlu da "Odebella"yı sahneye taşıyacak.
Rejisör Andrejs Zagars'ın sahneleyeceği eserde Hun İmparatoru Attila'nın, Roma'yı işgali sırasında savaş esiri Odabella ile karşılaşması ve Odabella'nın babasının intikamını alabilmek için güzelliğiyle Attila'yı kendisine aşık edişi işleniyor.
-"Attila tarihe, geleneğe uygun yapılmalı"
Eseri sahneye koyan Andrejs Zagars, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Atilla'yı tarihe ve geleneklere uygun şekilde seyircinin karşısına çıkarmayı istediğini söyledi.
Avrupa'da opera ve tiyatroda daha çok geleneksel çizgiden farklı yorumları ortaya koyduklarını ancak Türkiye'de seyircinin beklentilerine göre de bir konsept oluşturmaya çalıştıklarını anlatan Zagars, "Attila tarihe, geleneğe uygun yapılmalı çünkü İstanbul ve Aspendos festivallerinde de bunu sahneleyeceğiz. Dolayısıyla Aspendos'ta 6. yüzyılda bu anfitiyatro inşa edildiği zamanki gibi bir performans sergilemeliyiz. Kostümler, sahne tarihi olacak ama karakterler, sahnedeki insanlar arasındaki ilişki çok gerçekçi ve hayatın içinden olmalı çünkü opera pek çok klişe içeriyor" dedi.
-Tarih mi kurgu mu?
O döneme ilişkin yazılı kaynağa çok fazla ulaşılamadığını belirten Zagars, "O yüzden libretto gerçek mi kurgu mu bilemiyorum. Neticede yaklaşık olarak 6. yüzyıldan bahsediyoruz ama Hun'ların yerleşmeye çalıştıkları bölgelerdeki kaynaklara göre bir anlamda buradakine de benzer aşk hikayesi var diyebiliriz. Bence eserin konusu tarihteki en büyük aşk hikayesini sunuyor" diye konuştu.
Attila'da Roma kültürü, tarihi, askeri, bilimsel geçmişi ile bir Hun boyunun yeni bir yurt arayışı kapsamında iki farklı kültürün eğilimlerinin ve dönemsel özelliklerinin görebileceğine işaret eden Zagars, konunun savaşa değil, aşka dayandığının altını çizdi.
Zagars, eserin sonunda da Attila'nın, Romalı "sevdiği kadın" tarafından öldürüleceğini söyledi.
Devlet Opera ve Balesi sanatçılarıyla çalışmanın kendisi için çok iyi bir deneyim olduğunu dile getiren Zagars, "Diğer operalarda çalışmış bir yönetmen olarak burada insanlar çok çalışıyor ve akşamki performanslarıyla da çok meşguller" ifadesini kullandı.
Türkiye'de çok önemli antik tiyatrolar olduğuna dikkati çeken Zagars, eserlerin bu mekanlarda uzun süreli sahnelenmesi halinde turistlerin de büyük ilgisiyle karşılaşılacağını belirtti.
Zagars, özellikle Alman'ların opera sanatına büyük ilgi duyduğunu vurgulayarak, Türkiye'yi ziyaret eden Alman'larınn mutlaka bu festivale de ilgi göstereceğini böylelikle kültür sanat hayatının hem de turizmin olumlu etkileneceğini sözlerine ekledi.